KDV indiriminde beklenti sürüyor
Hükümetin tekstil ve deri sektöründeki kısmi KDV indirimi olumlu karşılandı ancak sektörün esas beklentisi, boya ve baskı işlemlerindeki yüzde 18’lik KDV’nin yüzde 8’e çekilmesi. Sektör temsilcileri ile beklentilerini ve yüksek kurun etkilerini konuştuk.
Maliye Bakanı Naci Ağbal, geçtiğimiz kasım ayının sonunda, tekstil ve deri sektöründe ticaret yapan işletmelerin, girdi olarak satın aldıkları bir kısım malzemede KDV’nin yüzde 18’den yüzde 8’e çekildiğini açıklamıştı. Tekstil ve deri sektöründe, mamul mallarda KDV oranının yüzde 8 olduğunu, ancak imalatta kullanılan girdi malzemelerinin KDV oranının yüzde 18 olduğunu dile getiren Ağbal, “Böylelikle KDV’nin üzerlerinde oluşturduğu yükü de almış olduk” demişti.
Değişiklik yapılmadan önce şal, eşarp, omuz vatkası, astar, apolet, iklimleme tertibatı, cep, kol, yaka, rozet ve fırfır ile bunların benzerlerine yüzde 18 olan KDV, 25 Kasım’dan bu yana yüzde 8 olarak uygulanıyor. Yine kıymetli taş ve madenler hariç olmak üzere her nevi maddeden mamul fermuar, çıtçıt, düğme, kopça, boncuk ve benzerlerinde yüzde 18 olan KDV de, 10 puanlık indirime gidilerek yüzde 8’e çekildi. Ayrıca fason olarak yapılan tekstil ve konfeksiyon işlerine deri ve saya işleri de ilave edildi. KDV’si yüzde 18 olan deri ve saya işleri de artık yüzde 8 KDV’ye tabi. KDV indiriminin, özellikle yolcu beraberi mallar ve Laleli piyasasını canlandırması bekleniyor.
Tekstilin ana hammaddesi olan iplik ve yardımcı madde statüsündeki etiket, poşet, kutu gibi aksesuar kalemlerinde de KDV indirimi söz konusu. Hükümetin bu yaklaşımı her ne kadar iyi niyetli olsa da, üreticiler bu indirimin kendi açılarından çok fazla hissedilmeyeceği konusunda hemfikir.
Denizli Tekstil ve Giyim Sanayicileri Derneği (DETGİS) Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı Osman Nuri Kes, çok fazla bir tasarrufun söz konusu olmayacağını belirtiyor. “Bu kalemlerin bize maliyet anlamında maksimum yüzde 3 ila yüzde 5 oranında etkisi söz konusu. Fason yapılan nakış anlamında KDV oranı zaten yüzde 8, fakat boya ve baskıda bu oran yüzde 18 civarında. Birbirini tamamlayan üretim zincirindeki tüm kalemlerde KDV oranı farklılık gösterirse, ki bu anlamda gösterdiği de biliniyor, bu karışıklığın önlenememesi de devam edecektir” diyen Kes, boyahane ve baskı işletmelerinde de KDV oranının yüzde 8’e çekilmesi gerektiğini, ciddi anlamda hissedilen karışıklıkların ancak böyle önlenebileceğini ifade ediyor.
Dericiler olumlu karşıladı
Tekstil sektörünün yanı sıra deri sektörü için yapılan değişiklikle de, yine fason olarak yapılan deri ve saya işleri için KDV oranı -tekstil ve konfeksiyon ile paralel hale getirilerek- yüzde 8’e düşürüldü.
Türkiye Deri Konfeksiyoncuları Derneği (TDKD) Başkanı Yakup Teleke, böylece sektörlerinin nihai ürünleri olan deri konfeksiyon ve saraciye ürünleri ile deri ayakkabıların fason imalatındaki oran ile nihai tüketiciye satışındaki KDV oranının eşitlendiğini ifade ediyor. “Değişiklik öncesinde fason imalatta yüzde 18 KDV yüküne katlanan deri mamulü üreticimiz, ürünün satışında yüzde 8 KDV hesaplayabilmekte, aradaki 10 puanlık vergi yükünü taşımak durumunda kalmaktaydı” diyen Teleke, bu nedenle fason üretimin deri sektöründe gelişmediğini söylerken, mevcut durumla beraber sektörlerinin ihracat pazarlarında özellikle rekabet gücünün zayıfladığına vurgu yapıyor. Yapılan değişiklikle, deri sektöründe bu sakıncaların giderilmiş olduğu dile getiriliyor.
Atılan bu adımın sektördeki yapısal sorunlara çözüm olmamakla birlikte olumlu olduğu, tüketicinin alım gücüyle doğru orantılı olarak üreticiye ve istihdama olumlu yansımasının söz konusu olacağı belirtiliyor.
KDV indirimi beklentisi
KDV’de yapılan yüzde 10’luk indirimin KDV’nin yansıtılabilir olmasından dolayı maliyetlere büyük ölçüde katkısı olacağını düşünmediklerini dile getiren Türkiye Giyim Sanayicileri Derneği (TGSD) Başkanı Şeref Fayat, sektör olarak siyasilerden en önemli beklentilerinin, boya ve baskı işlemlerindeki yüzde 18’lik KDV’nin yüzde 8’e çekilmesi olduğunu söylüyor.
“Bu durum yıllardır işverenlerde ve uygulayıcılarda sorunlara ve karışıklıklara neden oluyor. İdare tarafından verilen en çok özelge (mukteza) bu ve KDV tevkifatı konusunda oluyor. Kumaş satışı yüzde 8 KDV’ye tabi. Sektörde kumaş imalatı işiyle uğraşan bir firma, boya ve baskı için yüzde 18 KDV ödüyor” diyen Fayat, imalatçı firma üzerinde yüzde 10 boya ve baskı, doğalgaz, yakıt vb. genel üretim giderlerinden kaynaklanan KDV yüklenimi olduğunu hatırlatıyor. İndirimli oran KDV iadesi yasada olmakla birlikte formalite ve prosedürlerinin çok karmaşık olmasından dolayı işlevsiz kalıyor.
Fayat şöyle devam ediyor: “KDV oranlarında yapılan 10 puanlık indirimle birlikte, indirimli oran KDV iadesi sistemi kökten değişmeli ve daha basit bir sistem getirilmeli. Her ay işverenler (KDV mükellefleri) KDV beyannamelerinde, yüzde 18’lik alışlarını ve yüzde 18’lik satışlarını beyan ederken, BA ve BS bildirimlerini de veriyor. Basit matematiksel bir işlem ve hesaplamayla, hatta belirli bir oranda hemen 3’er aylık Geçici Vergi Dönemleri’nde iade yapılabileceği düşüncesindeyiz.”
Fason yapılan boya ve baskı işlemlerinde KDV yüzde 18 oranında uygulanırken, nihai ürün olan kumaşta KDV’nin yüzde 8 olarak uygulanmasının imalatçılar ve ihracatçılar üzerinde önemli bir KDV yükü oluşturduğunu dile getiren İstanbul Tekstil ve Hammaddeleri İhracatçıları Birliği (İTHİB) Başkanı İsmail Gülle, yapılan düzenleme ile bu sorunun aşıldığını umduklarını belirtiyor.
“Maliye Bakanımız Naci Ağbal ile yaptığımız toplantılarda, ihracatta KDV işlemlerine özel ihtisas vergi daireleri kurulduğunu, burada görev yapan personelin ihracat işlemleri konusunda uzman olacağı bilgisini almıştık” diyen Gülle, şu aşamada firmaların mevcut vergi daireleri ile KDV iade süreçlerini yürütmeleri gerektiğini vurguluyor. Gülle, “İhtisas vergi daireleri ile işlemlerini daha hızlı ve kolay gerçekleştirebileceklerini söyleyebiliriz” şeklinde konuşuyor.
Yüksek kur korkutuyor
Bu dönemde, KDV ile birlikte değinilmesi gereken bir diğer konu ise elbette yüksek kurlar… İhracata dayalı büyüme modeli olan ülkelerde yüksek kur ve dövizin etkisinin olumlu olacağını dile getiren Şeref Fayat, bunun yanı sıra sektörde özkaynak yetersizliği, vergi oranlarının yüksek oluşu ile birlikte faiz ve kur baskısının büyük ölçekteki firmaların borçlarını konsolide edememelerine yol açabileceğini ve bunun sonucunda iflas ertelemelerin olabileceğini hatırlatıyor.
Fayat ayrıca, bankaların baskısı ve mevcut haliyle kıdem yüklerinin bile fonlarının karşılığı olmamasının sıkıntılara neden olacağını ifade ediyor.
Firmalar açısından bu dönemde asıl önemli olanın öngörülebilir bir ekonomik tablo olduğuna dikkat çeken İsmail Gülle ise döviz piyasalarında yaşanan ani artışların şirketlerde kaygı uyandırdığını kaydediyor.
İsmail Gülle / İstanbul Tekstil ve Hammaddeleri İhracatçıları Birliği Başkanı:
Düzenleme KDV yükünü hafifletecektir
Sektörümüzün kullandığı girdiler ve ürettiği çıktılarda farklı oranlarda uygulanan KDV, ihracatçılarımızın üzerinde ciddi bir KDV yükü oluşturuyordu. Bu düzenleme, sorunun çözümü adına çok önemli bir aşama. Firmalarımızın nakit akışlarında kayda değer bir katkı sağlanacağına inanıyoruz. Ayrıca nihai tüketici açısından baktığımızda, KDV’ye ilişkin yapılan bu son düzenleme ile birlikte hazır giyim ve ev tekstili ürünlerinde maliyet anlamında nispi bir fayda yakalanabileceği, bu yolla özellikle iç piyasada bir canlanmanın mümkün olabileceği değerlendirilebilir.
Maliye Bakanı Naci Ağbal, geçtiğimiz kasım ayının sonunda, tekstil ve deri sektöründe ticaret yapan işletmelerin, girdi olarak satın aldıkları bir kısım malzemede KDV’nin yüzde 18’den yüzde 8’e çekildiğini açıklamıştı. Tekstil ve deri sektöründe, mamul mallarda KDV oranının yüzde 8 olduğunu, ancak imalatta kullanılan girdi malzemelerinin KDV oranının yüzde 18 olduğunu dile getiren Ağbal, “Böylelikle KDV’nin üzerlerinde oluşturduğu yükü de almış olduk” demişti.
Değişiklik yapılmadan önce şal, eşarp, omuz vatkası, astar, apolet, iklimleme tertibatı, cep, kol, yaka, rozet ve fırfır ile bunların benzerlerine yüzde 18 olan KDV, 25 Kasım’dan bu yana yüzde 8 olarak uygulanıyor. Yine kıymetli taş ve madenler hariç olmak üzere her nevi maddeden mamul fermuar, çıtçıt, düğme, kopça, boncuk ve benzerlerinde yüzde 18 olan KDV de, 10 puanlık indirime gidilerek yüzde 8’e çekildi. Ayrıca fason olarak yapılan tekstil ve konfeksiyon işlerine deri ve saya işleri de ilave edildi. KDV’si yüzde 18 olan deri ve saya işleri de artık yüzde 8 KDV’ye tabi. KDV indiriminin, özellikle yolcu beraberi mallar ve Laleli piyasasını canlandırması bekleniyor.
Tekstilin ana hammaddesi olan iplik ve yardımcı madde statüsündeki etiket, poşet, kutu gibi aksesuar kalemlerinde de KDV indirimi söz konusu. Hükümetin bu yaklaşımı her ne kadar iyi niyetli olsa da, üreticiler bu indirimin kendi açılarından çok fazla hissedilmeyeceği konusunda hemfikir.
Denizli Tekstil ve Giyim Sanayicileri Derneği (DETGİS) Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı Osman Nuri Kes, çok fazla bir tasarrufun söz konusu olmayacağını belirtiyor. “Bu kalemlerin bize maliyet anlamında maksimum yüzde 3 ila yüzde 5 oranında etkisi söz konusu. Fason yapılan nakış anlamında KDV oranı zaten yüzde 8, fakat boya ve baskıda bu oran yüzde 18 civarında. Birbirini tamamlayan üretim zincirindeki tüm kalemlerde KDV oranı farklılık gösterirse, ki bu anlamda gösterdiği de biliniyor, bu karışıklığın önlenememesi de devam edecektir” diyen Kes, boyahane ve baskı işletmelerinde de KDV oranının yüzde 8’e çekilmesi gerektiğini, ciddi anlamda hissedilen karışıklıkların ancak böyle önlenebileceğini ifade ediyor.
Dericiler olumlu karşıladı
Tekstil sektörünün yanı sıra deri sektörü için yapılan değişiklikle de, yine fason olarak yapılan deri ve saya işleri için KDV oranı -tekstil ve konfeksiyon ile paralel hale getirilerek- yüzde 8’e düşürüldü.
Türkiye Deri Konfeksiyoncuları Derneği (TDKD) Başkanı Yakup Teleke, böylece sektörlerinin nihai ürünleri olan deri konfeksiyon ve saraciye ürünleri ile deri ayakkabıların fason imalatındaki oran ile nihai tüketiciye satışındaki KDV oranının eşitlendiğini ifade ediyor. “Değişiklik öncesinde fason imalatta yüzde 18 KDV yüküne katlanan deri mamulü üreticimiz, ürünün satışında yüzde 8 KDV hesaplayabilmekte, aradaki 10 puanlık vergi yükünü taşımak durumunda kalmaktaydı” diyen Teleke, bu nedenle fason üretimin deri sektöründe gelişmediğini söylerken, mevcut durumla beraber sektörlerinin ihracat pazarlarında özellikle rekabet gücünün zayıfladığına vurgu yapıyor. Yapılan değişiklikle, deri sektöründe bu sakıncaların giderilmiş olduğu dile getiriliyor.
Atılan bu adımın sektördeki yapısal sorunlara çözüm olmamakla birlikte olumlu olduğu, tüketicinin alım gücüyle doğru orantılı olarak üreticiye ve istihdama olumlu yansımasının söz konusu olacağı belirtiliyor.
KDV indirimi beklentisi
KDV’de yapılan yüzde 10’luk indirimin KDV’nin yansıtılabilir olmasından dolayı maliyetlere büyük ölçüde katkısı olacağını düşünmediklerini dile getiren Türkiye Giyim Sanayicileri Derneği (TGSD) Başkanı Şeref Fayat, sektör olarak siyasilerden en önemli beklentilerinin, boya ve baskı işlemlerindeki yüzde 18’lik KDV’nin yüzde 8’e çekilmesi olduğunu söylüyor.
“Bu durum yıllardır işverenlerde ve uygulayıcılarda sorunlara ve karışıklıklara neden oluyor. İdare tarafından verilen en çok özelge (mukteza) bu ve KDV tevkifatı konusunda oluyor. Kumaş satışı yüzde 8 KDV’ye tabi. Sektörde kumaş imalatı işiyle uğraşan bir firma, boya ve baskı için yüzde 18 KDV ödüyor” diyen Fayat, imalatçı firma üzerinde yüzde 10 boya ve baskı, doğalgaz, yakıt vb. genel üretim giderlerinden kaynaklanan KDV yüklenimi olduğunu hatırlatıyor. İndirimli oran KDV iadesi yasada olmakla birlikte formalite ve prosedürlerinin çok karmaşık olmasından dolayı işlevsiz kalıyor.
Fayat şöyle devam ediyor: “KDV oranlarında yapılan 10 puanlık indirimle birlikte, indirimli oran KDV iadesi sistemi kökten değişmeli ve daha basit bir sistem getirilmeli. Her ay işverenler (KDV mükellefleri) KDV beyannamelerinde, yüzde 18’lik alışlarını ve yüzde 18’lik satışlarını beyan ederken, BA ve BS bildirimlerini de veriyor. Basit matematiksel bir işlem ve hesaplamayla, hatta belirli bir oranda hemen 3’er aylık Geçici Vergi Dönemleri’nde iade yapılabileceği düşüncesindeyiz.”
Fason yapılan boya ve baskı işlemlerinde KDV yüzde 18 oranında uygulanırken, nihai ürün olan kumaşta KDV’nin yüzde 8 olarak uygulanmasının imalatçılar ve ihracatçılar üzerinde önemli bir KDV yükü oluşturduğunu dile getiren İstanbul Tekstil ve Hammaddeleri İhracatçıları Birliği (İTHİB) Başkanı İsmail Gülle, yapılan düzenleme ile bu sorunun aşıldığını umduklarını belirtiyor.
“Maliye Bakanımız Naci Ağbal ile yaptığımız toplantılarda, ihracatta KDV işlemlerine özel ihtisas vergi daireleri kurulduğunu, burada görev yapan personelin ihracat işlemleri konusunda uzman olacağı bilgisini almıştık” diyen Gülle, şu aşamada firmaların mevcut vergi daireleri ile KDV iade süreçlerini yürütmeleri gerektiğini vurguluyor. Gülle, “İhtisas vergi daireleri ile işlemlerini daha hızlı ve kolay gerçekleştirebileceklerini söyleyebiliriz” şeklinde konuşuyor.
Yüksek kur korkutuyor
Bu dönemde, KDV ile birlikte değinilmesi gereken bir diğer konu ise elbette yüksek kurlar… İhracata dayalı büyüme modeli olan ülkelerde yüksek kur ve dövizin etkisinin olumlu olacağını dile getiren Şeref Fayat, bunun yanı sıra sektörde özkaynak yetersizliği, vergi oranlarının yüksek oluşu ile birlikte faiz ve kur baskısının büyük ölçekteki firmaların borçlarını konsolide edememelerine yol açabileceğini ve bunun sonucunda iflas ertelemelerin olabileceğini hatırlatıyor.
Fayat ayrıca, bankaların baskısı ve mevcut haliyle kıdem yüklerinin bile fonlarının karşılığı olmamasının sıkıntılara neden olacağını ifade ediyor.
Firmalar açısından bu dönemde asıl önemli olanın öngörülebilir bir ekonomik tablo olduğuna dikkat çeken İsmail Gülle ise döviz piyasalarında yaşanan ani artışların şirketlerde kaygı uyandırdığını kaydediyor.
İsmail Gülle / İstanbul Tekstil ve Hammaddeleri İhracatçıları Birliği Başkanı:
Düzenleme KDV yükünü hafifletecektir
Sektörümüzün kullandığı girdiler ve ürettiği çıktılarda farklı oranlarda uygulanan KDV, ihracatçılarımızın üzerinde ciddi bir KDV yükü oluşturuyordu. Bu düzenleme, sorunun çözümü adına çok önemli bir aşama. Firmalarımızın nakit akışlarında kayda değer bir katkı sağlanacağına inanıyoruz. Ayrıca nihai tüketici açısından baktığımızda, KDV’ye ilişkin yapılan bu son düzenleme ile birlikte hazır giyim ve ev tekstili ürünlerinde maliyet anlamında nispi bir fayda yakalanabileceği, bu yolla özellikle iç piyasada bir canlanmanın mümkün olabileceği değerlendirilebilir.