Deprem yıktı, birlikte yeniden kuracağız!
11 ilde yıkıma yol açan 6 Şubat depremi, tekstil sektöründe de önemli kayıplara neden oldu. Depremden etkilenen sanayi tesislerinin yüzde 90’ının yer aldığı ve depremin merkez üssü olan Kahramanmaraş, tekstilin hammaddesinin yüzde 50’sini üretiyor. Kahramanmaraş ve diğer şehirlerdeki fabrikalar birer ikişer üretime başladılar, ancak hemen hemen tüm illerde istihdam sorunu yaşanıyor. Deprem bölgesindeki üreticiler, teşviklerin yanı sıra çalışanlarının göç etmesinin önüne geçecek çözümler bekliyorlar.
Türkiye, 6 Şubat sabahına bugüne kadar yaşamadığı bir yıkımla uyandı. Zira o günün sabahında meydana gelen ve ilki 7.7, ikincisi 7.6 büyüklüğündeki iki sarsıntı, ülkemiz tarihinin en büyük depremleri olarak kayda geçti. Merkez üssü Kahramanmaraş olan depremler, etkilediği 11 kentte büyük bir tahribata yol açtı. Kahramanmaraş, Gaziantep, Şanlıurfa, Diyarbakır, Adana, Adıyaman, Osmaniye, Hatay, Kilis, Malatya ve Sivas’ta yaşayan binlerce insanımız, yerle bir olan binaların altında kaldı. “Asrın felaketi” olarak tanımlanan depremlerin ardından ortaya çıkan görüntüler, tüm dünyada hem şaşkınlık hem de büyük bir üzüntü yarattı.
Meydana gelen depremler, birçok iş kolu gibi tekstil sektöründe de büyük kayıplara yol açtı. Çelik mutfak ürünlerinin yüzde 70’inin üretildiği, kuyumculuk ve altında Türkiye’nin ikinci şehri olan Kahramanmaraş, aynı zamanda tekstil hammaddesinin yüzde 50’sinin temin edildiği bir kentti. Ancak deprem kente büyük zarar verdi. Öyle ki, depremden etkilenen sanayi tesislerinin yüzde 90’ı Kahramanmaraş il sınırları içinde yer aldı; dahası fabrikaların ve esnafa ait işyerlerinin yüzde 95’inin ağır hasarlı olduğu belirlendi. Depremin ardından, başta tekstil olmak üzere birçok sektör için böylesi öneme sahip bu kentten yaklaşık 500 bin kişinin göç etmesi, istihdam sorununu da ortaya çıkardı.
Tekstil sektöründe etkin rol oynayan Kahramanmaraş’a dikkat çeken İstanbul Tekstil ve Hammaddeleri İhracatçıları Birliği (İTHİB) Yönetim Kurulu Başkanı Ahmet Öksüz, “Tekstil sektörünün en temel hammaddelerinden biri olan, stratejik ürün grubumuz iplik üretiminin çok büyük bir kısmı Kahramanmaraş’ta yapılıyor. Buradaki bazı firmalarımız, hem bina hem makine teçhizat olarak büyük bir yıkım yaşadılar. Kahramanmaraş sadece ihracatta değil, hammaddesiyle de 80 milyar dolar üretimi bulunan tekstil ve hazır giyim sektörlerimizin ana tedarikçisi” diyerek durumu özetliyor. Depremin tekstil sektörüne etkisi hakkında bilgi vermeye devam eden Ahmet Öksüz, “Ocak, Şubat aylarında tekstil sektörümüzün ihracatı 1,9 milyar dolar değerinde gerçekleşti. Bir önceki yılın aynı dönemine göre, yüzde 13,7 oranında geriledi. Aynı tarihler arasında bölgenin en önemli ürün gamlarından biri olan iplik sektöründeyse yüzde 24,2 oranında bir kayıp bulunuyor” diyor.
Yeniden ayağa kalkmak en az iki yıl alacak!
Deprem bölgesi için çıkarılacak teşviklerin hasar gören ilçeler özelinde yapılmasının daha doğru olacağını belirten Ahmet Öksüz, ağır hasar gören ilçeler bazında yürütülecek çalışmalarla teşviklerin daha efektif kullanılabileceği görüşünde. “Artık yaralarımızı sarma zamanı geldi ve bir an önce normalleşmeye nasıl dönebileceğimiz üzerine projeler geliştirmeliyiz,” diyen Öksüz, aktif olmayan üretim tesislerinin ivedilikle hayata geçirilmesi gerektiğini ifade ediyor. Öksüz’e göre tekrar kalkınmayı sağlayabilmenin yolu, deprem bölgelerinin ilçe bazlı olarak işveren ve çalışanlar için cazibe merkezi haline getirilmesinden geçiyor. Bunun içinse işçilerin ödedikleri vergiden kesinti yapılmamasının; işverene de enerji, istihdam, faizsiz kredi desteği sağlanması gerektiğinin altını çiziyor. Kahramanmaraş’ta kısa vadede çalışabilecek durumdaki tesislerin oranının yüzde 30 civarında olduğunu belirten Öksüz, “Orta ve az hasarlı olan sanayi tesisleri belki 2-3 ay içerisinde üretime başlayabilir, ancak Kahramanmaraş’ta ağır hasarlı tesisler oldukça fazla ve bu fabrikaların yeniden inşa edilmesi gerekiyor. Bu da en az iki yıllık bir süreç gerektiriyor” diyor.
OHAL kararları alındı
Başta Kahramanmaraş olmak üzere deprem nedeniyle meydana gelen hasarın ekonomiye yansımasını azaltmak için bölgede OHAL ilan edildi. Kredi Garanti Fonu kefalet limiti, 350 milyar TL’ye yükseltildi. Mart ayı itibarıyla sanayide kullanılan elektrik ve doğalgaz fiyatlarında indirim yapıldı. Türkiye Bankalar Birliği, depremden en ağır etkilenen illerde faizleri 6 ay erteleyeceğini açıkladı. Vergi yükümlülüklerinin 31 Temmuz 2023 tarihine kadar ötelendiği deprem bölgesinde SGK, prim borçlarını erteledi. Ayrıca işten çıkartmalar da yasaklandı.
İhracat kaybı 7 milyar dolar
Deprem bölgesinde yer alan kentler listesinde bulunsa da Adana’da OSB’ler ve sanayi sitelerinde hasar almış veya yıkılmış bir sanayi kuruluşu veya bir işletme yok. Sadece depremin yaşandığı ilk birkaç gün üretime ara verildi. Sonraki haftalardaysa üretime kısmi olarak başlanıldı. Şu an itibarıyla bölgenin üretim kapasitesinde herhangi bir kayıp olmadığını söyleyen Adana Sanayi Odası Yönetim Kurulu Başkanı Zeki Kıvanç, depremin bölgede yarattığı hasarı iki başlıkta ele almak gerektiğini söylüyor. Birinci kalem; hasar gören binaların, şehirlerin yeniden inşasının getireceği maliyet, ki bu şu anda net bir şeklide hesaplanamıyor. İkinci kalemse depremlerde kaybolan üretim kapasitesinin getireceği maliyet. Zeki Kıvanç bu ikinci başlığı açıklamaya şu sözlerle devam ediyor: “2022 verilerine göre deprem bölgesindeki illerin toplam ihracattaki payı, yüzde 8,5 ila 21,6 milyar dolar. En fazla etkilenen üç ilimiz Kahramanmaraş, Hatay ve Adıyaman’ın ihracattaki payı, yaklaşık olarak yüzde 2,2 ila 5,6 milyar dolar. Bu üç ilimizin ihracat kaybının yüzde 50- 60 düzeyinde olabileceği, diğer illerimizin ihracat kaybınınsa yüzde 10’lara ulaşabileceği tahmin ediliyor. Yani bu hesaba göre ihracat kaybımızın yaklaşık olarak 7 milyar dolar olacağını tahmin ediyoruz.”
Deprem bölgesinden Şubat ayında 1 milyar dolarlık ihracat yapıldı
En son açıklanan Şubat ayı ihracat verilerine göre yıllık ihracatı 21 milyar doları geçen deprem bölgesindeki 11 ilimizin, yaşanan felakete rağmen 1 milyar dolar ihracat yaptığına dikkat çeken Zeki Kıvanç, “Yaşanan yıkım, üretimin durması ve İskenderun Limanı’nda meydana gelen yangına rağmen bölgedeki düşüş yüzde 34’te kaldı” diyor.
Daha sonra açıklanacak ihracat rakamlarında bu düşüşün toparlanmasını beklediklerini ifade eden Kıvanç, bölgede çarkların yeniden harekete geçebilmesi için herkesin elini taşın altına koyduğuna dikkat çekiyor. İç pazarın hareketlenmesi amacıyla birçok çalışmanın bir arada yürütüldüğünü anlatan Kıvanç, “Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği (TOBB) olarak, ‘Tedarikçim Deprem Bölgesinden’ kampanyası başlattık. Birçok firmanın tedariklerini bu bölgeden yapmak için çalışmalar gerçekleştirdiğini biliyoruz. İnşallah devlet millet bir arada hareket ederek olabilecek en kısa sürede yaraları hep birlikte saracağız” diyor.
Konteyner kentler üretim alanlarına yakın olmalı
Depremin etkilediği şehirlerde meydana gelen hasar farklılık gösterse bile yaşanan sorunlar ve üreticilerin beklentileri ortak. Deprem şehirlerinden Adana’daki hasar diğer kentlerdeki kadar olmasa dahi ciddi oranda istihdam sorunu bulunuyor. Bölgede yaşananları değerlendiren Zeki Kıvanç, şehirdeki istihdam durumunu şöyle özetliyor: “Adana’da zorunlu göçler yaşanmadı, ancak Adana dışında kalan illerimizdeki fabrikaları değerlendirdiğimizde, can kayıpları ve barınma sorunu nedeniyle yaşanan göçle büyük bir istihdam kaybı oldu. Yıkılan üretim alanları var. Fabrikalardaki fiziki hasar kısa sürede toparlanır. Ancak istihdam kaybı çok fazla. Yerinde istihdam, üretimin ve ihracatın korunması açısından büyük önem taşıyor. Çalışmak insanlara moral ve motivasyon anlamında iyi geliyor. Bu nedenle konteyner kentlerin üretim alanlarının yakınlarına kurulması gerekiyor.” Bu şartlarda üretimin toparlanmasının 3-4 ayı bulabileceğine dikkat çeken Kıvanç’a göre özellikle emek yoğun bir sektör olan tekstilin toparlanması, tam kapasiteye ulaşması zaman alacak.
“İlimizdeki ticari faaliyet yerle bir oldu”
Depremden etkilenen şehirlerden Malatya’daysa şehir merkezindeki esnaf ve tüccara ait işyerlerinin yüzde 80’i ya yıkık ya da ağır hasarlı. “İlimizdeki ticari faaliyet yerle bir oldu,” diyen Malatya Ticaret ve Sanayi Odası (MTSO) Başkanı Oğuzhan Ata Sadıkoğlu, kentteki durumu değerlendirdi. Hasar almayan veya tadilatını tamamlayan fabrikalar üretime geçti, ancak diğer deprem şehirlerinde olduğu gibi Malatya’da da personel konusunda büyük sıkıntı yaşanıyor. Sadıkoğlu bu konudaki çözüm önerisini, “Personelin geri dönebilmesi ve üretimin devam edebilmesi amacıyla onlar için özel barınma merkezlerinin oluşturulması gerekiyor. Şehir içinde yıkılan veya ağır hasar alan işyerlerinin yerinde dönüşümle ayağa kaldırılması şart. Firmaların beyanname ve bildirimler üzerine tahakkuk eden vergilerinin silinmesini ve SGK ödemelerinin en az 1 yıl yapılmamasını, toparlanmak için gayret gösteren sanayicimize en az 5 yıl enerji desteği verilmesini talep ediyoruz” diyor.
Fabrikalar yüzde 25 personelle çalışıyor
Malatya OSB’de bulunan fabrikaların yaklaşık yüzde 20’si hasar aldı. Hasar almayan ve tadilatını tamamlayan fabrikalar üretime geçti, ancak orada da insan kaynağında büyük sıkıntı yaşanıyor. Sadıkoğlu, “Personeli olmayan fabrikanın ayakta kalmasının bir anlamı olmadığının unutulmaması lazım,” diyor ve ekliyor: “Şehrimiz sanayisi son 5 yılda önemli ölçüde büyüme trendine girdi. İhracat rakamlarımız rekor seviyelere yükseldi. Yıllarca 300-350 milyon dolar bandında kalan ihracatımız, gayretlerimizle yükselerek 2022 yılında 455 milyon dolar ile tarihi rekor kırdı. 2023 hedefimiz 500 milyon doları geçmek, 5 yılın sonunda 1 milyar doları yakalamaktı. Ancak yaşadığımız depremler bu hedeflerimize ulaşmayı zorlayacak gibi görünüyor. OSB’mizde 40 bine yakın çalışanımız vardı, bunların en az 25 bini gerek evlerinin ağır hasarlı olması gerekse çocuklarının eğitimi için il dışına gitti. Fabrikalar şu anda yüzde 25 personel kapasitesiyle üretim yapabiliyor.”
Geçici ticaret alanları oluşturulmalı
Deprem bölgesinde personel ihtiyacı dışında acil çözüm bekleyen bir konunun daha altını çizen MTSO Başkanı Sadıkoğlu, “Kalan firmaları şehrimizde tutmak için hızlı adımlar atmamız gerekiyor. Geçici de olsa iş yeri imkânı sunmazsak gidenleri geri getirme şansımız yok. Normalleşme sürecinde şehrin ayağa kalkması, ticaretin ayağa kalkmasından geçiyor. En öncelikli talebimiz, geçici ticaret alanlarının acil bir şekilde tamamlanarak üyelerimize teslim edilmesi” diyor.
Oğuzhan Ata Sadıkoğlu, personelin geri dönebilmesi ve üretimin devam edebilmesi için atılması gereken acil adımları şöyle sıralıyor: “Şehir içinde yıkılan ya da ağır hasar alan işyerlerinin yerinde dönüşümle ayağa kaldırılması şart. Odamıza kayıtlı 10 bin üyemizi tek tek arayarak geçmiş olsun dileklerimizi iletip, taleplerini aldık. Üyelerimizin talepleri arasında öne çıkan en önemli konu, faizsiz ve uzun vadeli kredi desteği oldu.”
Adıyaman OSB, yüzde 30 üretime başladı
Depremin en çok hasara neden olduğu illerden Adıyaman’da Organize Sanayi Bölgesi’ndeki (OSB) fabrikalardan 30’a yakını üretime yeniden başladı. Adıyaman OSB Başkanı Abdulkadir Çelenk, yaptığı açıklamada, depremden önce OSB’de 22 bin kişinin istihdam edildiğini söylüyor. “201 işletmemiz var. 25 ila 30 arasında işletme, yüzde 30 kapasiteyle çalışmaya başladı. Diğerlerini de ayağa kaldırmaya çalışıyoruz” diyen Çelenk, kentin normale dönmesi için büyük çaba sarf edildiğini dile getiriyor.
Göç tersine çevrilmeli
Hâlâ çözüm bekleyen sorunlar olsa da deprem bölgesindeki büyük fabrikalar birer ikişer üretime başladı. Depremin etkilediği şehirlerde büyük yatırımları, üretim tesisleri olan SANKO Holding de deprem sonrasında iyileştirme çalışmalarına, merkezine çalışanlarını alarak devam ediyor. SANKO Holding bünyesinde Gaziantep’te tekstil, ambalaj, Ytong gaz beton üretim tesisleri ve AVM; Adıyaman’da tekstil, çimento tesisleri; Kahramanmaraş’ta ise çimento tesisi bulunuyor. Depremden hasar gören fabrikalar üretime geçse de evlerini kaybeden çalışanların şehirde tutulması, ekonominin çarklarının dönmesi için hayati öneme sahip.
Gaziantep, Kahramanmaraş ve Adıyaman’da toplam 8 bin çalışanı olduğuna dikkat çeken SANKO Holding Yönetim Kurulu Başkanı Adil Sani Konukoğlu, çalışmalarında önce insan üzerine yoğunlaştıklarını, Adıyaman ağırlıklı olmak üzere Adıyaman ve Gaziantep’te 2 bin konteynerlik kent kurma faaliyetlerine devam ettiklerini ifade ediyor. “Öncelikle bizim göçü terse çevirmemiz gerekiyor,” diyen Konukoğlu, şunları söylüyor: “Bunun için de bölgede çalışan arkadaşlarımızın avantajlarını artırmalıyız. Bunu yapabilmemizin yegâne yolu, çalışanlarımıza vereceğimiz teşviklerdir. Örneğin bizlerin işveren olarak talebi, yatırdığımız sigorta ve vergilerin en azından bu yıl sonuna kadar çalışma arkadaşlarımızın hesabına aktarılmasıdır. Bu konuda beklenti içerisindeyiz.”
Şehirler yaşanabilir yerlere dönüşmeli
Tüm bunların yanı sıra fabrikalarda yeniden tam kapasiteyle üretime geçme çalışmalarına devam ediliyor. Gaziantep’teki fabrikalarının çoğunda üretimini yüzde 80-85 kapasiteye çıkaran SANKO, Kahramanmaraş’taki çimento tesisini en erken Nisan sonunda devreye alacak. SANKO bünyesindeki Adıyaman Çimento üretime başlarken Adıyaman Tekstil çalışmalarını kısmi olarak sürdürüyor. Makinalar kademeli devreye alınarak üretim artırılıyor.
Firmalar kendi fabrikalarını ayağa kaldırmak için çaba harcasalar da tek başına tüm şehri ayağa kaldırmak mümkün değil elbette. Konukoğlu, tüm şehirlerin birlikte ayağa kalkmasını sağlayabilecek çözüm önerilerini şöyle sıralıyor: “Özellikle hasar görmüş tesislerin ayağa kaldırılabilmesi için bankaların destek olması gerekiyor. Bunları yaptığımız takdirde bölgeyi elbirliğiyle ayağa kaldırırız. Şehirleri yaşanabilir kentlere dönüştürmeliyiz. İvmenin tekrar yakalanması için daha önce bu bölgeden ve buradaki üreticilerden alım yapanlar buna devam etmeli, hatta öncelik vermeli. Bizim ‘biz bu işin altından kalkamayız’ diye bir derdimiz yok. Biz bunun altından kalkarız, bundan en ufak bir şüphemiz yok. Bu sürecin hızlanması için pozitif ayrımcılık istiyoruz. Ülke olarak kol kola vererek bu şehirleri ihya etmeliyiz.”
Adıyaman’da konutlar yapılıyor
Göçün yaşanmaması, dolayısıyla işgücünün bölgede kalabilmesi için konut yapımına destek veren firmalardan biri de Erdemoğlu Holding. Depremden etkilenen şehirlerden Adana ve Gaziantep’te fabrikaları bulunan şirket, büyük felaketin ilk gününden itibaren arama kurtarma çalışmalarına destek verdi, acil ihtiyaçları karşıladı. Şimdilerdeyse hasar gören şehirlerin daha yaşanılabilir hale gelmesi için çalışmalar yürütüyor. Adıyaman’ın Besni ilçesinde ve köylerinde inceleme yapan Erdemoğlu Holding Yönetim Kurulu Başkanı İbrahim Erdemoğlu, ilçedeki depremzedelere ücretsiz dağıtılacak bin adet konut yapacaklarını müjdeledi. Erdemoğlu, “Bize uygun bir yer gösterildiğinde, ne kadar konut ihtiyacı varsa, 800-900 hatta 1000 konut yaparak hemşerilerimize karşılıksız olarak dağıtırız. Erdemoğlu güvencesiyle kısa sürede tamamlanan, içinde halkımızın her türlü ihtiyacına karşılık verecek park, bahçe, yürüyüş parkurları, sinema, dinlence alanları ve okulların bulunduğu modern konutlar yapmak istiyoruz. Bir an önce konut yapımına başlayarak, Besni’nin deprem öncesinden daha güzel ve daha yaşanılabilir bir yer olmasını sağlayacağız” diyor.
Bölgedeki fabrikalar pozitif ayrımcılık bekliyor
Deprem bölgesinde fabrikaları, üretim tesisleri olan firmalar, bir taraftan fiziki koşulları iyileştirmek için projeler üretirken diğer taraftan evlerini, yakınlarını kaybeden çalışanlarının hayatlarını kolaylaştırmaya gayret ediyor. Zira hasar gören fabrikaları tamir etmek, üretime başlamak için yeterli değil. Çalışacak personelin de bölgede yaşayabilmesi, yani şehirlerin hep birlikte ayağa kalkması şart. Başta Kahramanmaraş olmak üzere asrın felaketini yaşayan firmalar devletten, halkımızdan, bankalardan, ticari ilişkileri bulunan tüm çevrelerden pozitif ayrımcılık ve destek bekliyor.