Geleceğe güvenle ulaşmak için yapısal güçlendirme
6 Şubat’ta meydana gelen depremler, Türkiye’deki yapıların güvenliğini bir kez daha gündeme taşıdı. “Hayatı güçlendirme” misyonuyla çalışmalar yürüten Kordsa, yapı stokunun dayanıklı hale gelebilmesi için projeler üretiyor. Kordsa CEO’su İbrahim Özgür Yıldırım, “Daha güçlü yarınlar inşa etmek için yapısal güçlendirme ürünlerinin kullanımını artırmamız gerekiyor” diyor.
Sabancı Holding iştiraklerinden, lastik ve inşaat güçlendirmeyle kompozit teknolojileri pazarlarının global oyuncusu Kordsa, “hayatı güçlendirme” misyonu doğrultusunda değer yaratan teknolojiler geliştirerek, Türkiye’nin yapı stokunun depreme dayanıklı hale getirilmesinde öncü rol üstleniyor.
Kordsa CEO’su İbrahim Özgür Yıldırım, diğer iş kollarında olduğu gibi İnşaat Güçlendirme alanında da amaçlarının hayatı güçlendirmek olduğunu belirterek, “Kompozit ve inşaat güçlendirme alanında 2015 yılından bu yana Ar-Ge faaliyetlerimizi sürdürüyoruz. Bilimin ışığında değer yaratan teknolojiler geliştirerek inşaat sektörüne öncülük etmeyi hedefliyoruz. Bir deprem ülkesi olarak öncelikle ülkemiz, ardından dünya için fayda yaratacak yenilikçi teknolojilere odaklanıyoruz” dedi.
Yapısal güçlendirme ürün grubunuzdan bahseder misiniz? Hangi ürünler mevcut ve özellikleri nelerdir?
Kordsa olarak, Kratos markalı yapısal güçlendirme ürünlerimizle çözümler sunuyoruz. Ürün grubumuzu; yüksek dayanımlı karbon kumaş, karbon plaka ve bu ürünler için özel olarak geliştirilmiş yapıştırıcılar oluşturuyor; aynı zamanda epoksi ve tamir harçları gibi diğer tamamlayıcı ürünleri de yakın zamanda ürün ailelerimize katmayı planlanıyoruz. İlk ürünümüz, dünyada bilinen en sağlam malzemelerden biri olan karbon liflerle örülmüş Kratos C-Fabric. Sağlamlığına rağmen iplik yumuşaklığında olan lifler, kolayca istenilen şekle getiriliyor ve Kratos Yapısal Güçlendirme ürün grubunun bir diğer ikinci üyesi olan Kratos Prime Resin özel epoksi reçinesiyle kullanıldığında rijit hale geliyor. Kratos Prime Resin, Kratos C-Fabric için özel olarak üretilmiş iki bileşenli, epoksi esaslı bir laminasyon reçinesi. Kratos C-Fabric, Kratos Prime Resin ile betonarme kolon-kiriş gibi taşıyıcı yapı elemanlarına uygulandığında, bu elemanların taşıma gücü kapasitesini arttırıyor. Betonarme kolon ve kirişlerin yanı sıra perdelerin de Kratos C-Fabric ile sarılmasıyla bu elemanlar eğilme ve kesme dayanımları arttırılarak yapıların hizmet ömrünü güvenli tamamlaması sağlanıyor. Üçüncü ürün Kratos C-Plate, tek doğrultuda uzanan karbon liflerin polimer esaslı epoksi reçineyle lamine edilerek elde edilmiş yüksek elastisite modülüne sahip bir plaka ürünüdür. Plaka, aynı kumaş gibi bilinen en sağlam malzemelerden biri olan karbon liflerin bir araya getirilmesiyle oluşuyor. Kratos C-Plate ürününün, uygulanacak yüzeylere yapıştırılması için özel olarak geliştirilmiş dördüncü ürün olan Kratos Adhesive ürünüyle kullanılması gerekiyor. Kratos C-Plate ve Kratos Adhesive betonarme kirişlerin ve döşemelerin eğilmeye karşı güçlendirilerek yük taşıma kapasitelerinin artırılmasında kullanılıyor. Özellikle döşemelerde sonradan oluşturulan döşeme yırtıklarının sebep olduğu zayıflıkların giderilerek döşemenin güçlendirilmesinde Kratos C-Plate ve Kratos Adhesive ürünleri önemli bir rol oynuyor.
Güçlendirmede Karbon Lifli Polimer öne çıkıyor
Güçlendirme yöntemleri arasında hafiflik, yüksek dayanıklılık ve kolay uygulanabilirlik gibi avantajları sayesinde Karbon Lifli Polimer teknolojisi biraz daha öne çıkıyor. Kolay şekil alabilmesi sayesinde birçok yüzeyde, yüzey şekline bağlı kalmaksızın kolayca uygulanabiliyor. Ayrıca Karbon Lifli Polimer, temel olarak yüksek dayanımlı karbon ipliklerle oluşturulmuş kompozit ürünler ve oldukça hafif bir malzeme. Dolayısıyla uygulanan yüzeye de ilave yük getirmiyor. Karbon Lifli Polimerlerin yük taşıma kapasitesini artırmak, yapı performansını iyileştirmek, yapısal ya da korozyona bağlı hasar ve eksiklikleri gidermek gibi güçlendirme ihtiyacı için ideal olduğu düşünülürse çok geniş bir yelpazede uygulanabiliyor. Hastaneler, eğitim yapıları, kamu yapıları, endüstriyel yapılar, silolar, köprü ve viyadükler, konutlar, doğal gaz ve petrol boru hatlarıyla limanları güçlendirmede karbon lifli polimerler rahatlıkla tercih edilebiliyor. 1973 yılında otomobil lastikleri için Kordbezi üreterek ticari hayatına başlayan Kordsa’nın hikâyesi, bugün 6 ülkeye yayılmış; 13 üretim tesisi, 2 Ar-Ge merkezi ve 4 bin 900 çalışanıyla bir “ileri malzeme şirketi” olarak devam ediyor. Geliştirdiğimiz teknolojilerle hayatı güçlendirmek ve hafifletmek için lastik, inşaat ve kompozit iş kollarımızda gelecek nesiller için sürdürülebilir bir dünya hedefimize doğru her adımımızı tutkuyla atıyoruz. Kordsa olarak her zaman portföyümüzü zenginleştirmeye yönelik çalışmalarımızı sürdürüyoruz. Yapısal Güçlendirmeye bir bütün olarak baktığımızda hem lifli polimerler hem de tamamlayıcı ileri malzemeler özelinde yüksek performanslı, katma değerli ürünler üzerinde çalışıyor, yürüttüğümüz Ar-Ge çalışmaları hızlıca devam ediyor. Türkiye’nin en iyi iki Ar-Ge merkezine sahip bir şirket olarak Dünya için teknoloji geliştirmeye devam ediyoruz.
Ülkemizde yapı güçlendirme ürünlerine ilgi nasıl? Deprem sonrası bu ürünlere taleplerde artış gözlemlendi mi?
Deprem öncesi endüstriyel tesisler ve köprü, viyadük gibi sanat yapılarından talepler geliyordu. Deprem sonrası bina güvenliği ve yapısal güçlendirme konularında oluşan farkındalıkla konut ve ortak yaşam alanlarından gelen talep sayısı artış gösterdi. Deprem kuşağında bir ülke olarak, doğru yapılanma ve sağlıklı şehirleşmenin önemini daha da anladığımızı düşünüyorum. Özellikle Kordsa’nın Kratos Yapısal Güçlendirme ürün grubu, depreme yönelik güçlendirme çalışmalarında kritik önem taşıyor. Deprem kuşağında olan bir ülke olarak gelen talepleri doğru bir şekilde irdeleyip, yapıların güçlendirilmesi için atılması gereken adımlar konusunda bilgi birikimimizi aktarıyoruz. Kordsa olarak hayatı güçlendirmeyi ilke edinmiş misyonumuz gereğince, ülkemizin yapı stokunun depreme daha dayanıklı hale getirilebilmesi, daha güvenli ve güçlü bir gelecek kurulabilmesi adına var gücümüzle çalışacağız.
Yapısal güçlendirme ürünlerinin gelecek potansiyelini değerlendirir misiniz?
Yapısal güçlendirme ürünlerine önümüzdeki dönemde talebin daha da artacağını düşünüyoruz. Yenilenmesi gereken 6,7 milyon konut olduğu ve bunların 20 yıl içerisinde dönüştürüleceği hesaplanıyor. Depreme karşı güvenli binaları inşa etmek için 20 yılımız olmayabilir. Mevcut binaları yıkmadan uygun binalar için güçlendirme modelinin de devlet kurumlarınca desteklenmesi gerektiğini düşünüyoruz. Güçlendirme bir yöntem olarak benimsenirse, 20 yılda bitecek olan kentsel dönüşüm çok daha kısa sürede biter. Yani güçlendirme hem çevreci bir çözüm hem daha az maliyetli hem de yeniden inşaya göre daha kısa sürede sonuç veriyor. Tüm bu bilgi birikimimiz ve ürünlerimizle Kahramanmaraş merkezli meydana gelen ve birçok ilimizin etkilendiği bu yıkıcı depremde yaraları sarmak için sahadaydık. Sertifikalı gönüllü çalışanlarımızdan oluşan Kordsa Acil Müdahale Ekibimiz ve Sağlık Ekibimiz, arama kurtarma ve ilk yardım çalışmalarında yer aldı. İnşaat Güçlendirme İş Birimimizden çalışma arkadaşlarımız ise deprem bölgesinde bina hasar tespiti süreçlerinde yer aldı. Bundan sonrasında da kompozit ve sentetik fiber teknolojilerindeki uzmanlığımızı yapısal güçlendirme çözümlerindeki yetkinliklerimizle birleştirerek ülkemizin yapı stokunun depreme dayanıklı hale getirilmesi için sorumluluk almaya ve tüm kurumlarla birlikte çalışarak katkı vermeye hazırız.
Bu ürünlerin dünyadaki kullanım oranı ile Türkiye’yi karşılaştırabilir misiniz?
Bu ürünler dünyada daha yaygın olarak kullanılıyor. Daha güçlü yarınlar inşa etmek için yapısal güçlendirme ürünlerinin kullanımını artırmamız gerekiyor. Kordsa olarak, bu alanda emek veren tüm kurumlarla birlikte çalışmaya gönüllüyüz.