Navlun fiyatlarının son üç yıllık seyri
Navlun fiyatları, uluslararası ticaretin başrol oyuncularından biri. Fiyatların yükselmesi veya düşmesi ülkelerin ihracatında önemli değişimlere neden oluyor. Pandemi döneminde rekor seviyelere çıkan navlun fiyatları, yaklaşık 3 yıldır kademeli olarak düşüyor. Fiyatların yükselmesi Türkiye’de tekstil ve hazır giyim sektörüne ilgiyi artırdı. Şimdi ise ibre hep aşağı yönde seyrediyor. Tüm dünyadaki yüksek enflasyon talebi azaltıyor, küresel ticarette büyüme yavaşlıyor. Aynı yavaşlama, Türkiye’de de yaşanıyor.
Uluslararası ticaretin en önemli kalemlerinde biri olan navlun fiyatlarındaki dalgalanma durmuyor. Pandemi dönemindeki talep daralmasıyla büyük düşüş görülen fiyatlarda, pandemi sonrasında rekor düzeyde artış meydana geldi. 2022 yılının başında dünyada yaşanan gelişmelerin etkisiyle gerileyen ve normale dönen fiyatlar, 2023 yılında düşmeye devam ediyor. Nitekim, 2021 yılının Ekim ayında 5 bin 500 seviyesine kadar yükselen Baltık Kuru Yük Endeksi, Mart 2023 itibarıyla 1550 seviyelerine kadar geriledi. Fiyatlardaki dalgalanmaların hem uluslararası ticarete hem de Türkiye’nin ihracatına ve ithalatına önemli etkileri oldu.
Son üç yıldaki dalgalanmayı değerlendiren İzmir Ticaret Borsası Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı, ELİDAŞ Yönetim Kurulu Başkanı ve GDO’suz Pamuk A.Ş. Yönetim Kurulu Başkanı Bülent Uçak, yaşananların nedenlerini şöyle özetledi: “2020 yılında, pandeminin ilk dönemlerinde yaşanan talep daralmasının da etkisiyle navlun fiyatlarında büyük düşüş oldu. Sonrasında piyasaların kısmen açılması, tüketimi destekleyici politikaların hayata geçirilmesi, Çin’in piyasaya geri dönmesiyle arz sıkıntısının artması, pandemi nedeniyle gemilerin ve konteynerlerin uğrak yaptığı ülkeden geç dönmesi, ABD ve İngiltere limanlarında yoğunluk oluşmasıyla birlikte navlun fiyatlarında önemli artışlar yaşandı. Ancak, 2021 yılı sonunda ikinci dalga kısıtlamaları, 2022 yılının başındaki Rusya-Ukrayna Savaşı, küresel ekonomiyi etkileyerek navlun fiyatlarının gerilemesine neden oldu.”
Navlun, ticaret savaşlarında silah olarak kullanıldı
ABD ile Çin arasında devam eden ticaret savaşlarında, özellikle pandemi döneminde, ABD ve diğer bazı ülkelerin navlunu ticaret savaşının bir silahı haline getirmesi nedeniyle fiyatların arttığına dikkat çeken Suni ve Sentetik İplik Üreticileri Birliği (SUSEB) Genel Sekreteri Eray Sanver ise “Çin’e konteyner gidişi engellendi. Bu kaostan yararlanmak isteyen çokuluslu nakliye şirketleri de ‘politik ve askeri riski’ ileri sürerek nakliye ücretlerini çok fazla artırma yoluna gidince durum içinden çıkılmaz hale gelmişti. Navlun ve konteyner kısıtlaması tarife dışı engel olarak kullanıldı” şeklinde konuştu.
Sanver fiyatlardaki düşüşün nedenlerini şöyle özetledi: “Navlun artışının sürdürülebilir olmaktan çıkması, Çin’in yeni konteynır üretimini artırması, diğer ülkelerin baskıları, konteyner savaşının hem ABD hem de Çin’e ve dünya ticaretine verdiği zararın fazlalaşması, bu savaştan beklenen faydanın elde edilmemesine yol açtı. Sonunda da navlun fiyatları düşürüldü.”
2023’te talep yavaşladı, fiyatlar düşüyor
2023’e geldiğimizdeyse fiyatların dalgalanmasında etkili olan Rusya -Ukrayna Savaşı’nın yanı sıra tüm dünyadaki yüksek enflasyon ve enerji krizi devam ediyor. Fiyatlar da aşağıya doğru seyrediyor. 2021 Ekim ayında 5 bin 500 seviyesine kadar yükselen Baltık Kuru Yük Endeksi’nin, Mart 2023 itibarıyla 1550’e kadar gerilediğini ve endeksteki düşüş oranının yüzde 72 olduğunu belirten Bülent Uçak, navlun fiyatlarındaki gerilemede küresel ekonominin ve talebin yavaşlamasının etkili olduğuna dikkat çekiyor.
2022 yılında tüm dünyada zirve yapan enflasyonun tüketici talebinin gerilemesine de yol açtığını belirten Uçak, açıklamaya devam ediyor: “IMF’nin Ocak 2023 yılında yayınladığı Dünya Ekonomik Görünüm Raporu’na göre, pandeminin ardından 2021 yılında yüzde 6,2 büyüyen küresel ekonominin 2022 yılındaki artış hızı yüzde 3,4’e geriledi. 2023 yılında da bu düşüşün devam etmesi ve ekonomik büyümenin yüzde 2,9’a gerilemesi bekleniyor. Benzer bir gelişme, küresel ticarette de yaşandı. 2021 yılında 10,4 yükselen dünya mal ve hizmet ticaretinin 2022 yılında yüzde 5,4 arttığı tahmin edilirken, 2023 yılında küresel ticaretteki büyümenin daha da yavaşlayarak yüzde 2,4 olacağı tahmin ediliyor.”
Kriz, Türkiye’yi rekabette öne çıkardı
Küresel tekstil sektörü, diğer sektörler gibi pandemi dönemi ve sonrasında yaşanan lojistik aksaklıklardan ve navlun fiyatlarındaki değişimlerden etkilendi. Bülent Uçak, Türkiye’nin de aralarında bulunduğu bazı ülkelerin 2021 yılında navlun fiyatlarındaki yükselişten olumlu etkilenerek rekabet avantajı sağladığına, daha sonraki dönemdeyse navlun fiyatlarının normalleşmeye başlamasıyla bu avantajını kaybetmeye başladığına dikkat çekti.
Navlun fiyatlarının zirve yaptığı 2021 yılında lojistik avantajların da etkisiyle Türkiye’de tekstil ve konfeksiyon sektörünün önemli bir yoğunluk yaşadığını belirten Bülent Uçak, “Bu dönemde özellikle Uzakdoğu’dan ülkemize ciddi bir talep kaymasının yaşandığını söyleyebiliriz. Hem kısa tedarik sürelerinin hem de ülkemizin Uzakdoğu’ya göre düşük navlun ücretlerinin sektöre olumlu etkisi oldu. Nitekim 2021 yılında, tekstil ve konfeksiyon ihracatımız 2021 yılına göre yüzde 25 oranında artarak 26,2 milyar dolardan 32,8 milyar dolara yükseldi” dedi.
2022 yılında, navlun fiyatlarının düşmesi ülkemizin özellikle fiyat rekabetindeki avantajlı konumunu olumsuz etkilemeye başladı. Tekstil ve konfeksiyon ihracatımızdaki artış, 2021 yılına göre önemli ölçüde yavaşladı ve sadece yüzde 1,5 artışla 33,3 milyar dolar oldu. Ancak navlun fiyatlarındaki düşüş, sektörün yaptığı ihracattaki artış hızının yavaşlamasının tek nedeni değil. Böyle bir çıkarımda bulunmanın doğru olmayacağını söyleyen Uçak, “Küresel ekonomi ve ticaretteki yavaşlama, yüksek enflasyon, satın alma gücündeki düşüş ve Uzakdoğu’daki diğer üretici ülkelerdeki gelişmelerin 2022 yılında tekstil ve konfeksiyon ihracatımızın yavaşlamasında etkili olduğunu söyleyebiliriz” dedi.
Denizaşırı ülkelere ihracatta düşük fiyatlar avantajlı
Navlun fiyatlarının 2023 yılında 2020 seviyelerine geldiğini ve daha fazla gerileme beklemediğini ifade eden SUSEB Genel Sekreteri Eray Sanver ise söz konusu değişimin Türkiye’nin ihracatında etkili olmadığı görüşünde. Türkiye’nin lojistikte daha çok kara ve hava yolunu kullandığına dikkat çeken Sanver, “Ülkemizin geleneksel pazarları arasında Avrupa, Ortadoğu, Rusya ve Türki Cumhuriyetler yer alıyor. Buralara ulaşım daha ziyade kara ve hava yoluyla sağlandığı için güçlü karayolu ve havayolu lojistiği ihracatçılarımızın en önemli yardımcısı. Bu nedenle AB pazarına ihracatımızda navlun fiyatlarının düşüşünün fazla bir tesiri olmamıştır” dedi.
Milli lojistik sektörü desteklenmeli
Ancak Türkiye’nin geleneksel ihracat pazarları dışına çıkarak başta Afrika olmak üzere deniz aşırı yeni pazarlara yöneldiğinde navlun fiyatlarının etkili olacağını belirten Sanver’e göre, Türkiye’nin stratejisinin başarılı olabilmesi için güçlü bir lojistik sektörüne ihtiyacı var. Sanver, “Deniz yoluyla konteyner taşımacılığı buralar için çok önemli. Dolayısıyla yeni ihracat pazarında navlun fiyatlarının düşüklüğü avantajımız olur. Yaşanılan krizler de gösterdi ki, uluslararası ticaret savaşları hiç bitmeyecek. Türkiye’nin de kendi milli lojistik sektörünü güçlü şekilde desteklemesi, geliştirmesi hayatidir” dedi.
2021 önemli bir tecrübeydi
Fiyatların zirvede olduğu dönemi başarıyla atlatan Medkon Lines, bugün daha geniş bir filoyla taşımacılık yapmaya devam ediyor. 2021’de yaşananların önemli bir tecrübe olduğunu belirten Medkon Lines’ın CEO’su Mahmut Işık, “2021’in öncellikle konteyner hat işletmecileri, denizcilik camiası ve Medkon için çok özel bir yıl olduğunu söyleyebiliriz. Medkon olarak durum analizini yaptık. Elimizden geldiğince sefer maliyetlerinde en uygun piyasa şartlarını aradık. Aynı zamanda seferlerimize etki eden tüm işlemleri gözden geçirerek hat işletmeciliğinde oluşan tecrübemizi ve bu konuda kabiliyetli ekibimizi en uygun maliyete doğru hazırlamaktayız” şeklinde konuştu.