Eski uygarlıklardan ilhamla modern dünyaya sesleniyor
Duyguhan Paşabeyoğlu tarafından kurulan Homm Days markası, en kaliteli ve en sade nevresim takımlarını ve ev tekstil ürünlerini sürdürülebilir bir şekilde üretmeyi misyon ediniyor. Paşabeyoğlu, markasıyla çok yakında yurtdışına açılmayı hedefliyor.
Akadlar, Asurlar, Babiller, Sümerler… Tarihin bir dönemine damgasını vuran bu medeniyetler, modern zamanlarda bir kez daha hayat buluyor. Ancak bu kez bambaşka bir alanda, ev tekstil ürünlerinde adları yaşatılıyor. Nasıl mı? Duyguhan Paşabeyoğlu tarafından geçen yıl kurulan ve kısa zamanda hatırı sayılır bir kitle tarafından beğeni toplayan Homm Days markası aracılığıyla. Tamamen yerli üretimle nevresim takımları, yatak örtüsü, pike, pijama, göz bandı, masa örtüsü, cam ürünler ve soya mumlarını tüketiciye sunan Homm Days, dört modelden oluşan ürün grubunun satışını söz konusu uygarlıkların adıyla yapıyor. 12 yıl boyunca Paşabeyoğlu Şirketler Grubu’nda Yönetim Kurulu Üyeliği yaptıktan sonra kendi markasını yaratan Paşabeyoğlu, üretimleriyle en kısa zamanda farklı platformlarda kendilerinden söz ettireceklerini söylüyor.
Homm Days, ev tekstilinde özel ve sürdürülebilir ürünler arayanların radarında. Nasıl bir marka stratejisiyle yola çıktınız?
Homm Days olarak mottomuz olabildiğince sade, kullanışlı ve kaliteli olmak. O nedenle markamızı yaratırken iyi bir fizibilite çalışması yaptık, aceleci davranmadık.
Ev tekstilinde çok marka olmasına karşın, Homm Days çizgisinde çok isim göremiyoruz. Bunu neye bağlıyorsunuz?
Müşterilerimizin ürünlerimizi uzun zaman sıkılmadan kullanması bizim için önemli. O nedenle sadelikten, minimal çizgiden uzaklaşmamaya çalışıyoruz. Ülkemizde çok kıymetli işler yapılıyor, ancak bunun değerinin yeteri kadar verilmediğini düşünüyorum.
Tamamen yerli malzemeyle çalışıyorsunuz. Ne tür materyaller kullanıyorsunuz?
Ülkemizde yerli üretim fazlasıyla gelişmiş durumda, bizim amacımız da yerli üretime hem destek olmak hem de kalitemizle yurtdışında markamızdan bahsettirmek. Nevresim takımlarımız 120 tel ve yüzde 100 pamuk satenden oluşuyor. Mumlarımız soyadan. Pijama ve göz bantlarımız Cupro (İpek Vegan) kumaştan üretiliyor. Cam ürünlerimizse üfleme tekniğiyle yapılıyor.
Tasarım ve üretim süreciniz nasıl ilerliyor?
Tasarımlarımızda olabildiğince eski topraklarımızdan esinlenmeye çalışıyoruz. Üretim süreci söz konusu olduğundaysa; öncelikle bu ürünleri en iyi ülkemizin hangi yöresinde, hangi ustalarla çıkarabiliriz, diye düşünerek araştırmalar, denemeler yapıyoruz. Sonrasında ise üretim sürecine geçiyoruz. Müşterilerimize karşı mahcup duruma düşmemek için üretim sürecinin kontrolü bizim için çok önemli. Ürünlerimizin hepsi ülkemizin farklı yerlerinde yapılıyor, bu kontrolü sağlamak da zaman zaman biraz zor olabiliyor. En keyifli yanı ve gurur veren tarafıysa üretimin sonunda gelen ürünlerin kusursuzluğunu görmek. Ülkemizde çok güzel işler yapılıyor.
Nevresim takımlarınız Asurlar, Babiller gibi eski uygarlıkların isimlerini taşıyor. Bu ilham nereden geldi?
Eski uygarlıklardan ilham alarak bugünkü modern dünya düzenimizin temellerini oluşturan isimleri verdik. Akadlar, Asurlar, Babiller, Sümerler olmak üzere dört modelimiz var.
Sürdürülebilirliğe odaklanıyorsunuz. Bu konuda nasıl bir iş süreciniz var? Sürdürülebilirlik markanız için ne anlama geliyor?
Günümüzde sürdürülebilirlik çok önem kazanan bir kavram. Mumlarımız soyadan yapılıyor; hem insan sağlığına hem de doğaya zarar vermemesi bizim için çok kıymetli. Keza pijamalarımızda da ipek vegan tercih etmemizdeki en büyük neden bu; içerisinde hiçbir kimyevi madde barındırmıyor.
Tekstilde “vegan” ibaresini sıkça görmeye başladık. Siz de Hande Can ile vegan pijama koleksiyonunda işbirliği yaptınız. Vegan pijamanın materyali nedir?
Cupro (Vegan), çevreye duyarlı bir kumaş türüdür, içerisinde petro-kimyevi madde barındırmıyor. Cupro kumaş ipeksi dokuda ve yumuşaklıktadır; pamuk lifi ve pamuk özünün saflaştırılmasıyla elde edilir. Hipo alerjeniktir. Nefes alan kumaşlardır. Yaz kış gönül rahatlığıyla kullanabilirsiniz. Saf ipek kumaşlara göre daha uzun ömürlüdür. Makinada yıkanabilir.
Paket Postanesi’ndeki son davetinizin çok hareketli geçtiğini gördük, basında yer alan haberlerde de mağazanızdaki ürünlerin hızla tükendiğinden söz ediliyor. Yerli tüketiciler mi, yoksa yabancı ziyaretçiler mi daha çok ilgi gösteriyor?
Lansmanımız çok keyifli geçti. Gelen misafirlerimizin kendilerini Hyde Park’da hissetmeleri için özel tasarladığımız photobooth alanına, sonbahar yaprakları içerisine bank koyarak çok keyifli karelerin çıkmasına vesile olduk. Adeta kendilerini gerçek bir park ortamında hissetmelerini sağladık. Ülkemizin şu anki ekonomik durumundan dolayı müşterilerimizin çoğu yabancı maalesef. Gördüğümüz kadarıyla yabancı müşterilerimizin yerli ve kaliteli üretime ilgilileri çok fazla. Bu da bizi oldukça gururlandırıyor.
Homm Days olarak yeni projeleriniz, sürpriz ürünleriniz olacak mı?
En büyük hedefimiz Homm Days markasını emin adımlarla yurtdışına taşımak. Bunun için ekibimizle çalışmalara başladık. En kısa zamanda yerli üretimle kendimizden farklı platformlarda söz ettireceğiz.