88’inci IWTO Kongresi: Yünde mükemmeliyet
88’inci IWTO Kongresi bu yıl 9-11 Nisan tarihlerinde İtalya’nın Venedik şehrinde gerçekleşti. Kongre’de yün sanayisinin mevcut durumu değerlendirilirken, önümüzdeki yıllarda yaşanacak gelişmelerin sektörü nasıl etkileyeceği de masaya yatırıldı. Bu kapsamda en çok öne çıkan tema ‘sürdürülebilirlik’ oldu.
‘Yünde Mükemmeliyet’ temalı kongreye Sendikamızı temsilen üyelerimiz Cem Çelikoğlu, Osman Kılıç ve Mustafa Güngör katıldı. Dünyanın her yerinden, yün ve yünlü tekstil sanayisinde tüm alt sektörleri temsil eden 350’den fazla yün sanayisi profesyoneli kongrede bir araya geldi. 30’dan fazla konuşmacı ve panelist, kongre boyunca, yünde sürdürülebilirlik, izlenebilirlik, yünün sağlıklı yaşamdaki önemini vurguladı. Kongre kapsamında 10 Nisan günü yapılan Genel Kurul’da Wolfgang Edmayr (BKB Ltd. Genel Müdürü, Güney Afrika) IWTO Başkanı seçilirken, Sendikamızdan Osman Kılıç (Ormo, İcra Kurulu Üyesi) da İcra Kurulu Üyesi olarak seçildi.
Kongre kapsamında dünyanın en tanınmış hazır giyim markalarından Benetton Grup’un Treviso’daki merkezi ile erkek ve kadın kıyafetleri için yüksek kalite kumaş üretiminde dünya liderlerinden Marzotto Grup ziyaret edildi.
Sunumlarda öne çıkan yün ile ilgili ülkelere dair bazı bilgiler ve diğer gelişmeler:
Küresel Yün Sanayisinde Mevcut Durum
Ülke raporlarından bazı önemli noktalar:
• Doğu Avustralya’daki yoğun kuraklık, 2018/19 ve 2019/20 dönemleri için stokların azalmasına ve düşük yün üretimine neden oldu ve olmaya devam edecek.
• Yeni Zelanda’daki koyun sayısının korunması ile kuzu ve koyun eti fiyatları makul seviyede kaldı. Yün stokları 2019/20 başlangıcında normale döndü. Melez yün üreticileri umutsuzca yün fiyatlarının artmasını bekliyor.
• Güney Afrika’nın yün üretim alanının büyük bir kısmı hâlâ kuraklıktan etkileniyor. Bazı çiftçiler, koyun sürülerini daha çok yağmur alan bölgelere taşımaya başladılar.
• Arjantin’de hem yün, hem de koyun eti üretimi ön planda. Yün olarak ince yün üretimi bulunuyor. Ancak doğal alanlarda avcı hayvan türleri bulunduğu için koyun çiftlikleri için alanlar kısıtlı. Bu sebeple rekabet et üretimi ve yün üretimi yapan üreticiler arasında yüksek.
• Genel olarak yün fiyatları artsa da, Uruguay’da sığır eti üretimi ve ormancılıktan elde edilen arazi çalışmaları nedeniyle sürü sayısının artması beklenmiyor.
• Birleşik Krallık’ta Brexit sonrası belirsizliğin koyun üretimini ve sübvansiyon seviyelerini etkilemesi bekleniyor.
• ABD’de yüksek uluslararası yün fiyatları ve güçlü kuzu eti talebi sebebiyle koyun sayısında artış gözlenecek. 2019 süresince Çin’in olası yüksek ithalat vergileri de önemli bir endişe kaynağı olabilir.
• Falkland Adaları’nda et üretiminin yüksek maliyeti sebebiyle çiftçiler yün üretimine yönlendiriliyor.
• Hindistan, ince yün üretmek için çalışmalara devam etmekte. Bir taraftan da koyunlara, yününden çok eti için yönelme var.
Küresel yün sanayisinde yenilikler
• Tüm dünyada tartışılan, yün üretimi esnasında hayvanlara nasıl muamele edildiği sorusu, Kongre’de öne çıkan konulardandı. Özellikle Avrupa ve Kuzey Amerika’daki bilinçli tüketicilerin aynı kalite şartlarındaki ürünler arasında, hayvan refah standartları yüksek ürünleri tercih etmesi, sektörde bu standartlara olan talebi artırmaya devam ediyor.
• Koyunun parazitlenmesine karşı önlem olarak uygulanan ‘mulesing’ (hayvanın arka bölümünden parazitlenme riski olan deri parçasının kesilmesi) işlemi, en çok tartışma yaratan konulardan biri. Bu konuda hassasiyeti olan perakendeciler/markalar katırsız yünü tercih ediyor. Buna çözüm olarak bazı üreticiler, parazit ve sinek ile mücadele için ortam koşullarını iyileştirme yönünde yenilikçi adımlar atıyor. Örneğin Avusturalya firması Avington, bu sayede iş gücü ve kimyasal maliyetlerini ciddi oranda düşürmüş.
• Bir ürünün kaynağından rafa gelişine kadarki tüm tedarik sürecinin izlenmesi anlamına gelen ve günümüzde oldukça önem kazanan ‘izlenebilirlik’ kavramı, doğal lifler için de çok önemli. Barkod, RFID gibi metotlar, yün gibi doğal lifler için çok etkin bir çözüm sunmuyordu. İsviçre Federal Teknoloji Enstitüsü tarafından geliştirilen DNA markörler, her bir üretici veya ürün partisi için gerekli bilgileri içeren benzersiz bir kod uyguluyor. Bu izleyiciler, üretimin her aşamasında dayanıklılığını koruyor ve tedarik zinciri boyunca istenilen ürün bilgisini sağlıyor.
• Dokuma işlemi öncesi liflerin güçlendirilmesi amacıyla yapılan haşıl işleminde kullanılan PVA (Polyvinil alkol) kimyasalının, gıda atıklarından elde edilen ve düşük maliyetli olan chitosan polimeri ile yer değiştirmesiyle işlem sürdürülebilir hale getiriliyor. İşlemde kimyasal yükü azaltıldığından, su ve enerji tüketimleri de büyük oranda azalıyor. Ürün, chitosan polimerinden gelen doğal antibakteriyel, antistatik özellik kazanırken boncuklanma(pilling) eğilimi de azalıyor.
Osman Kılıç (TTSİS Üyesi)
Avustralya’daki kuraklığın etkisi
Bugüne kadarkiler içerisinde katılımın en yüksek olduğu kongreydi. Yün konusunda çarpıcı bazı noktalara değinildi. Eskiden yün kullanımı dünya tekstilinde toplam kullanılan elyafların yüzde 2’sini oluştururken, son 10 yılda bu oran tedrici olarak yüzde 1’e düştü. Bu durumun önde gelen sebeplerinden biri, bir numaralı üretici olan Avustralya’da süregelen kuraklık ile üretimin düşmesi. Bunun sonucunda, özellikle ince mikronlu yün fiyatlarının düşmeyeceği öngörülüyor. Son yıllarda daha ince mikronlarda yün üretimine yönelim oldu. Yünün, özellikle rutubet çekme özelliği çok önemli ve bu özellik sayesinde termal bir elyaf olarak bilhassa iç giyimde, doğa ve performans sporlarında daha yoğun kullanılmaya başlanmıştır. Ayrıca yapılan ‘uyku’ analizlerinde ince yünlerden üretilen pijamalar ile uyuyan bireylerin sentetik ve pamuk dahil, diğer elyaflar ile üretilmiş giysilere göre daha rahat ve kesintisiz uyudukları tespit edilmiştir.
Mustafa Güngör (TTSİS Üyesi)
‘Sürdürülebilirlik’ öne çıktı
Kongre’de en çok telaffuz edilen kelime ‘sürdürülebilirlik’ oldu. Çünkü yün lifi, biyolojik olarak doğada parçalanabilmesi ile diğer tekstil liflerine göre daha çevrecidir. Ayrıca sürdürülebilir materyaller, büyük perakende zincirlerinin müşterileri tarafından da talep görmektedir. Kongre’de ayrıca izlenebilirlik ve dijitalleşmenin, son tüketicinin kullanılan yünün hangi çiftlikten geldiği dahil olmak üzere pek çok bilgiyi görme talebine cevap verdiği çözümler ortaya konulmuştur. Önümüzdeki iki sene, yün üretiminin küresel iklim koşullarından dolayı yüzde 3-4 düşmesi ihtimaline karşı, zaten yüksek olan yün tops fiyatlarının daha da yükselebileceği öngörüsü yapılabilir. Bu da nihai tüketiciler tarafından azalan oranda tercih edilen yünlü giysilerin, gelecekte daha da azalacağını göstermektedir. Diğer elyaf çeşitlerine nazaran yünün sahip olduğu üstünlüklerinin, nihai tüketiciye yaygın bir şekilde kampanyalarla anlatılmasının, bu dezavantajı azaltabileceği düşünülmektedir. Yünden yapılmış mamullerin anti-bakteriyel, nefes alan ürünler olması, çabuk kuruması, kötü kokuları bünyesinden kolay uzaklaştırması, yazın serin, kışın sıcak tutması gibi birçok özelliği ile bilinçli ve duyarlı tüketiciler tarafından giderek artan oranda tercih edileceğini umuyorum.