Pamukta 5 yıllık politika belirlenmeli

14-01-2018

Türkiye’nin pamuk üretimi bu yıl önceki yıla göre yüzde 20 arttı. Rekolte artışıyla düşen fiyatlar Türk tekstilcilerin yerli pamuğa talebini artırdı. Ve yılın ilk sekiz ayında bu yıl üretilen 750 bin tonluk ürün tükendi. Talebin kalan kısmı ithalat ile karşılanıyor. Peki, iç stokların tükenmemesi için neler yapılabilir?

Tekstil ve hazır giyim, insanlar var oldukça varlığını koruyacak sektörler. Bu iki sektörün en önemli girdi maddesi de pamuk. Türkiye’nin yıllık pamuk tüketimi 1.5 milyon ton olmasına karşın, ekim alanlarının daralması nedeniyle yıllık üretim 800-900 bin ton arasında gerçekleşiyor. Bu yılki beklenti ise 950 bin ton üretime ulaşmak.
Sert düşüşlerin geride kaldığı, devletin üreticiyi destekleyen çalışmalar yaptığı bir dönemde bile yıllık pamuk talebimizin bir kısmını hâlâ ithalatla karşılıyoruz. Kimi yıllarda hem ülkemizde hem de dünyada üretimde dalgalanmalar yaşanıyor, pamuk fiyatları zirve yapıyor ve tekstilci pamuk temininde sancılı süreçler yaşıyor. Bu yıl Türkiye’nin pamuk üretimi önceki yıla oranla yüzde 20 artış gösterdi. Rekolte artınca fiyatlar düştü ve Türk üreticinin yerli pamuğa talebi arttı. Sonuçta yılın ilk sekiz ayında bu yıl üretilen 750 bin tonluk ürün tükendi.
Dünyanın gelişmiş ülkeleri pamuk çiftçisinin başka ürünlere yönelmesini önlemek üzere 5 yıllık süreçlere yayılan pamuk politikaları belirleyip üreticisine destek veriyor. Ülkemizde de üretici destekleniyor, ancak çiftçi birkaç yıl sonra ne olacağını bilemediği için pamuk üretmekten çekiniyor. 
Türkiye’nin cari açığına 38 milyar dolarlık katkı sağlayan tekstil ve hazır giyim sektörleri için önemli bir yere sahip olan pamuğun Türkiye’deki üretimi 2009 yılında 400 bin ton seviyelerine gerilemişti. Ancak son yıllarda destekleme politikaları ile bu rakam her geçen yıl artıyor. Aşağıdaki tabloda da görülebileceği gibi pamuk üretimi her geçen yıl artıyor, ancak hâlâ iç pazarın talebinin tamamını karşılayabilecek seviyeye ulaşamadı. 

Peki, ne yapılabilir?
Son yıllarda dünyada sağlıklı giyim trendinin öne çıkmasıyla birlikte pamuğa olan talebin giderek arttığını, artmaya da devam edeceğini belirten Ulusal Pamuk Konseyi (UPK) Başkanı Barış Kocagöz, Gıda Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı’nın 5 yıllık politikalar açıklaması halinde planlama yapılabileceğini, aksi halde pamuk üretiminde yıllık dalgalanmaların devam edeceğini söylüyor.
Türkiye’nin bu yıl 950 bin ton pamuk üretimi rakamını yakalamasını beklediklerini, böylece üretiminin yüzde 70’inin karşılanabileceğine dikkat çeken Barış Kocagöz, “Türk tekstil sektörünün önümüzdeki 5 yıllık süreçte 2 milyon tonluk pamuk tüketimine ulaşması da bekleniyor. O nedenle Türkiye’nin pamuk üretimi de devam etmeli ve ekim alanları da genişletilmeli. Pamuk üretiminde 700 bin hektara ulaşırsak, şimdiki verimlilikle 1 milyon 400 bin tonluk üretime ulaşabiliriz. Bu da önümüzdeki 5 yılda mümkün” diyor.
Bir tekstil ülkesi olan Türkiye için pamuk stratejik bir ürün. Uzmanlar, bu üründe dışa bağımlılığın azaltılması, yurtdışına döviz çıkışının azaltılması ve pamuğun kurlara kurban edilmemesi için birtakım önerilerde bulunuyor. Bu öneriler arasında; pamuk çiftçisinin uzun vadeli politikalarla desteklenmesi, çiftçinin mısır gibi ürünlere yönelmesini engellemek için yüreklendirilmesi, ekim alanlarının artırılması ve bağlantılı olarak üretimin, iç pazarın talebi olan 1.5 milyon tondan aşağı düşmemesi de var. 
Pamuk üretiminin artırılması için Havza Bazlı Destekleme Modeli’nin doğru uygulanıp en az enflasyon oranında destek verilmesi öneriliyor. Zira pamuk üretiminin artması, pamuk fiyatlarının artmasıyla doğru orantılı. Çiftçi hangi üründen, ne kadar kazanacağını hesap ederek, üretimde bir tercih yapıyor. 
2017 hasat sezonunun açıldığını belirten UPK Başkanı Barış Kocagöz, “Bu yıl pamukta yüzde 20’lik artışla rekoltenin 950 bin tona ulaşmasını bekliyoruz. Dolayısıyla Türkiye iyi bir sezon geçirecek. İthalat rakamları da bir önceki yıla göre azalmış olacak. Ancak hedefimiz 1 milyon ton ve bu hedefe doğru ilerliyoruz” diyor. 
Türk tekstilcilerinin yılda 1.5 milyon ton pamuk kullandığını hatırlatan Kocagöz, “Türk pamuğu ihtiyaca cevap veremiyor ve pamuk ithal etmek zorunda kalıyoruz. 950 bin ton ürettiğimiz halde bu yıl 550 bin ton ithalat yapmak zorunda kalacağız. Bu yıl ekim alanlarında yüzde 20 artış sağladık. Tarım Bakanlığı’nın doğru politikalarla devam etmesiyle, artışın sürmesini bekliyoruz. Son üç yıldır doğru adımlar atılıyor. Çiftçinin pamuğa eğilimi var” diye konuşuyor.

İzmir’de önemli konferans 
Türkiye, Ege Bölgesi’nde yaptığı GDO’suz pamuk üretimi ile dünyanın sayılı GDO’suz pamuk üretimi yapan ülkelerinden biri konumunda. Ancak üretim veriminin artması için GDO’lu pamuk üretimine izin verilmesi yönünde görüşler de bulunuyor. 
Pamuk ile ilgili en önemli uluslararası organizasyonlardan Dünya Pamuk Araştırma Konferansı’nın yedincisi de 2020 yılında Ege’de; İzmir’de yapılacak. Konferans, pamuk konusunda yürütülen çalışmaların sunulabileceği bir platform oluşturmak ve araştırmacılar arasında bir bağ kurulmasını sağlamak amacıyla dört yılda bir Uluslararası Pamuk İstişare Komitesi (ICAC) üyesi ülkelerin ev sahipliğinde düzenleniyor.
Türkiye’nin yıllık 25 milyar doları aşan tekstil ve konfeksiyon ürünü ihraç ettiğine işaret eden Ege Tekstil ve Hammaddeleri İhracatçıları Birliği Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı Jak Eskinazi, bu konferans ile Türkiye’de pamuğa eski itibarını kazandıracak bir kamuoyu desteğinin sağlanmasını beklediklerini vurguluyor.
Türk tekstil ve hazır giyim sektörlerinin 2016 yılında 821.3 bin ton pamuk ithalatı karşılığı 1 milyar 240 milyon dolar dövizi yurtdışına aktardığını hatırlatan Eskinazi, “Dünyanın en uzun elyaflı ve kaliteli pamuklarının yetiştiği topraklara sahip olan Türkiye’nin pamuk ithalatında dördüncü sırada yer alması düşündürücü. Türk tekstil ve hazır giyim sektörü pamuk ithal etmekten çok mutlu değil. Tekstil ve konfeksiyon sektörümüzün her yıl 1.5 milyon ton pamuğa ihtiyacı var. Gıda Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı, Türk üreticisine son dönemde artırdığı destekleri sürdürürse tekstil ve konfeksiyon sanayimizin ihtiyacı pamuğun ülkemizde üretilmesinin zeminini oluşturabilir” diyor.
Konferans, Ekonomi Bakanlığı koordinasyonu ve Ege İhracatçı Birlikleri organizasyonuyla gerçekleşecek.

Barış KOCAGÖZ / Ulusal Pamuk Konseyi Başkanı:
İnsanlarımıza, ekonomiye katkısı var
Türkiye’de üretilen pamuk binlerce üretici aileyi ilgilendiriyor. Aile ziraatinin ülke ekonomisine ve işsizliğin ortadan kaldırılmasına büyük katkısı bulunuyor. Pamuk tarladan nihai ürüne kadar uzanan bir süreçten geçtiği için çok sayıda insanın hayatına dokunan bir ürün. Kaliteli Türk pamuğunun üretilmesi döviz ile ürün almanın önüne geçilmesinin yanı sıra yaklaşık 2.5-3 milyon insana da iş olarak yansıdığı için büyük önem taşıyor. Bu nedenle pamuk üretimimizin desteklenip her geçen yıl artırılması gerekiyor.

Ahmet ÖKSÜZ / Kipaş Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı:
Pamuk stratejik bir ürün
Pamuk üretiminin artması pamuk fiyatının artmış olmasına bağlı. Çiftçinin tercihi hangi üründen ne kadar kazanımına bakarak üretim yapıyor. Pamuk konusunda dünyada da üretimde artış bekleniyor. Pamuk üretimi ülke ekonomisi bakımından yurtdışına döviz çıkışının engellenmesi bakımından önemli. ‘Kimi ürünler yakıldı, döküldü’ diye haberler duyuyoruz ancak pamukta böyle bir durum olmuyor. Çünkü Türkiye’nin yıllık tüketimini karşılayacak bir üretim yok. GDO’lu pamuk üretimine de üretimin veriminin artması bakımından izin verilmeli. Pamuk stratejik bir ürün. Bugün için başka ülkelerden alıyoruz ama bu ülkeler her zaman üretip bize satar mı, belli değil. Örneğin; ABD pamuğu son yıllarda ham olarak değil, iplik olarak yapmaya yöneliyor. Bir süre sonra sadece iplik olarak satmak isteyebilir çünkü pamuk üretimini artıramıyor.

Ali Ulvi KARAHAN / Karsu Tekstil Genel Müdür Yardımcısı:
Çiftçi kendini üretimde güvende hissetmeli
Yurtdışından dövizle pamuk almak yerine yurtiçinden alınması iyi olur. Özellikle GDO’suz Ege pamuğunun tanıtılması ve üretiminin desteklenmesi lazım. Bu ürünün desteklenmesinde mazot, tohum, gübre ve çiğit fiyatları önemli. Yılda iki defa ürün alınan tarlalarda üretimin biri mutlaka pamuk olmalı. Çiftçinin kendini üretimde güvende hissetmesi lazım ki bu ürünü üretmeye devam etsin.


Diğer Haberler