Geleceğin yün stratejisi IWTO’da masaya yatırıldı

11-10-2021

Yün yetiştiriciliğinin sorunları ve stratejisi, 21 ülkeden 38 konuşmacının katılımıyla, Uluslararası Yünlü Tekstil Örgütü’nün 90’ıncı Kongresi’nde tartışıldı. IWTO Genel Kurulu’nda Sendikamızı temsilen Şansal Çetin İcra Kurulu Üyesi seçildi.
International Wool Textile Organisation/Uluslararası Yünlü Tekstil Örgütü’nün (IWTO) 90’ıncı Yıllık Kongresi bu yıl 17-21 Mayıs tarihlerinde ‘Let’s Talk Wool’ (Haydi yün konuşalım) temasıyla online platformda gerçekleşti. Doğudan batıya dünyanın farklı saat dilimlerinde 21 ülkeden 38 konuşmacı ve yüzlerce katılımcıyla başarılı şekilde gerçekleştirilen kongreye Sendikamızı temsilen üyelerimizden Osman Kılıç ve Şansal Çetin katıldı.

15 Haziran tarihinde gerçekleşen IWTO Genel Kurulu’nda Şansal Çetin, Sendikamızı temsilen IWTO İcra Kurulu Üyesi olarak seçildi. Kılıç’ın IWTO İcra Kurulu Üyeliği de halen devam ediyor.
Kongreyle ilgili bilgi veren TTSİS Üyesi Kılıç, en önemli natürel elyaflarımızın başında gelen yünün, yıllardır sentetik elyaf üreticilerinin fiyat baskısı ve kolay kullanım argümanlarına maruz kaldığına dikkat çekerek, “Yün bir doğal elyaf olarak çok önemli özelliklere sahip bir hammadde. Özelliklerinin önemi öğrenildikçe üst segmentte vazgeçilmez bir elyaf olarak yerini koruyacaktır” dedi.

Sürdürülebilirlik, karbon sıfır çalışmaları, üründen geriye doğru çiftçiye kadar izlenebilirlik, hayvan sağlığı, pazar şartları, yünün tanıtımı, genç profesyonellerin çalışmaları gibi konularda sunumların gerçekleştirildiği kongrede öne çıkan sunumlar şöyle:
Yün 2030: Avustralya yün yetiştiriciliğinde bir vizyon Avustralya’nın 2030 yılı yün stratejisinin sektör çapında danışmanlığını yöneten Scott Williams, yeni vizyonlarına ilişkin görüşleriyle kongre açılışını yaptı. Wool 2030 (Yün 2030), Avustralyalı yün yetiştiricileri için 10 yıllık stratejik plan geliştirmeye yönelik bir Avustralya Yün İnovasyonu (AWI) projesi. Yün 2030, Avustralyalı yün yetiştiricileri için gerçekleştirilecek ilk stratejik plan özelliğini taşıyor.

AWI, şirketin finansmanına yardımcı 60 bin yün yetiştiricisi adına, Avustralya yünü için dünya çapındaki tedarik zinciri boyunca araştırma-geliştirme ve pazarlama çalışmaları yürüten, kâr amacı gütmeyen bir kuruluş. AWI Yün Yetiştiricileri Danışma Grubu ve yeni nesil temsilcilerinin geliştirdiği strateji planında dikkate alınan temel konular, ‘yün tedariği ve talebi’, ‘sürü demografisi ve verimliliği’, ‘sosyal lisans sorunları’, ‘fırsatlar ve tehditler’ ile ‘yün endüstrisinde insanlar’ oldu.
Stratejinin temel ilkesi ise yün yetiştiricileri için 10 yıllık planda ‘sürdürülebilirlik’. Yün 2030’un beş temel öğesi şöyle sıralanıyor:
1. Hayvanlara ve çevreye önem vermek
2. Yünü pazarlamak
3. Müşterilerle iletişim
4. Üretim sistemlerini inovasyon yoluyla dönüştürmek
5. Doğru yün yetiştiriciliğini teşvik etmek.

Geleceğin pozitif trikoları
Sheep Included, dünyanın ilk doğal ve karbon negatif moda markası. Dünya çapında ‘en yüksek hayvan refahı standartlarına uygun’ anlamına gelen ZQ sertifikalı koyun çiftlikleriyle çalışıyorlar. Marka, moda sektöründe, fazla emisyon-az değişim, fazla atık-az kalite, fazla bilgisizlik-az iç görü problemlerine çözüm üretmeyi amaçlıyor. Hedef, çözüm odaklı malzeme bilimi, teknoloji ve kökten yeni bir tedarik zinciri yaklaşımı kullanarak moda endüstrisi için yeni bir yol açmak. Sheep Included, merinos yününden trikolarını, dünya için doğal dejeneratif etkisi özelliğinde tasarlıyor.

Karbon nötr: Yün için anlamı
Yünün çevresel referanslarının koruyucusu olarak IWTO, en son yün araştırmalarını, çoğu çevre politikası ve planlamasının temel taşını oluşturan LCA metodolojisi gibi sürdürülebilirlik için pratik çözümleri getirmede aktif rol oynuyor. Sürdürülebilir Uygulamalar Çalışma Grubu ve LCA Teknik Danışma Grubu aracılığıyla IWTO, yün için sürdürülebilir bir gelecek sağlamak için çalışıyor.

İklim değişikliği, siyaseti, küresel ticareti ve tedarik zincirlerini yeniden şekillendirecek kaçınılmaz bir gerçek. Yüksek emisyonlu bir elyaf türü olan yünde sera gazının yaklaşık olarak yüzde 50’si çiftliklerden, yüzde 30’u da yünün işlenmesi tarafından geliyor.
Peki karbon nötr ne demek? Bir kişi veya bir kurumun karbon nötr olması, oluşturduğu sera gazlarına karşılık karbon depolamasının (tutma) eşit olması anlamına geliyor. Karbon nötr olabilmenin adımları ise şöyle sıralanıyor:
1. Emisyonu anlamak
2. Temel, kıyaslamalar ve amaçlar
3. Emisyonun azaltılması
4. Karbonun depolanması
5. İlerlemenin raporlanması ve izlenmesi

Yünde karbon nötr olmak mümkün mü? Çiftlik düzeyinde emisyonları azaltmak için dikkat edilmesi gereken dört temel nokta var:
1. Yeni yem katkı maddeleri kullanılarak metanın azaltılması
2. Sürü performansında, daha iyi üretim oranları ve daha düşük emisyon yoğunluğu sağlanması
3. Karbon depolama için ağaç dikimi, bitki örtüsünün yenilenmesi
4. Toprak karbon depolaması
Tedarik zincirlerinde ise enerji verimliliği en önemli odak noktasını oluşturuyor.

Yün Kampanyası
Yün Kampanyası, 2020’de 10’uncu yıldönümünü Birleşik Krallık genelinde bir dizi girişimle kutladı. Aynı zamanda, Kanada’daki Yün Kampanyası, ana kuruluşu Kanada Yün Konseyi ile birlikte Kanada yün sektörünü dönüştürmek için bazı cesur adımlar attı. 2014 yılında Nova Scotia’da Prens Charles tarafından başlatılan Yün Kanada Kampanyası, Kanadalı tüketicileri yünün faydaları konusunda eğitme misyonuyla milyonlarca medya izlenimi yarattı.
Ekim 2020’de Kanada Yün Kampanyası, yüzde 100 Kanada yününü çarpıcı showroom kilimlerine ve iğneli keçeli heykellere dönüştüren bir dizi iç tasarım ve sanat projesi başlattı. Kanada yününün dünyanın en iyileriyle rekabet edebileceğini kanıtladıktan sonra kampanya, Kanada yününü yeniden markalamak ve yeniden değerlendirmek için iddialı planlarla ilerliyor.

Hollanda’da yünlü ev tekstili ve değişen tüketici profili
Gittikçe daha fazla Hollandalı tüketici topluma olumlu katkı sağlayan, çevre ve hayvan refahını gözeten markalara güveniyor. Bu durum dünyada 10 tüketiciden neredeyse altısı için geçerli. 2019 yılında Hollanda’da bu oran yüzde 52 oldu. Aynı zamanda bu konudaki şüphecilik de artıyor. Sürdürülebilirlik veya kurumsal sosyal sorumluluk konularıyla ilgili yüzde 43 güvensizlik mevcut.

Hollanda’da yeni ev tekstili trendleri şöyle:
• Doğal renkler, şekiller ve dokular
• Minimal ve nötr estetik
• Biophilia, country şıklığı, rustik moda.

Pandemiyle online yün satışları arttı, rahatlık ince yünü popüler hale getirdi
Pandemiyle yün perakende satışlarında pazar Doğu’ya kaydı. Avrupa satışları düşerken, Çin’deki satışlar artıyor. Yün perakende satışlarının pandemiden nasıl etkilendiğine dair bazı başlıklar şöyle:
• Normalde sık seyahat edenler daha çok evde kaldığı için online alışveriş arttı.
• Evden çalışmanın artması ile her gün ‘casual friday’ (serbest kıyafetlerin giyildiği cuma günü) oldu.
• Rahatlık dış görünüşten daha önemli hale geldi.
• Giyim trendlerinin değişmesi sebebiyle daha ince yünün yeni pazarlar bulması gerekiyor.
• Online’da daha fazla zaman geçirmek, fiyat karşılaştırmaları için daha fazla zaman olması anlamına geliyor. Bu sebeple, indirim ve indirim avcılığı döngüsünü kırmak giderek zorlaşıyor.
• Sürdürülebilirlik her şey olmaya başladı.
• Tüketiciler aldıkları ürünün nasıl yapıldığını artık daha fazla merak ediyor.
• Tüketiciler artık daha az alıp daha uzun giymek istiyor.

Çin’de yünlü tekstil sanayisi
• Çin’de yünlü tekstil fabrikalarının kâr oranı yıllık 3 milyon doların üzerinde.
• 900 yün dokuma fabrikası bulunuyor.
• Yıllık ciro 20 milyar doları geçiyor.
• Kâr oranı yüzde 3 civarında.
• Yün üretimi daha gelişmiş kıyı bölgelerinde yer alıyor.
• Sektörde 1.1 milyondan fazla kişi istihdam ediliyor (2016 istatistiği, bu sebeple bu sayı yüzde 10-15 arasında değişebilir).

Şansal Çetin , TTSİS Üyesi, IWTO İcra Kurulu Üyesi, Bahariye Mensucat Kalite Güvence & Planlama Müdürü: Tüketim nereye gidiyor?
23 ülkede üyesi bulunan IWTO’nun, son yedi yılda sürdürülebilirlik çalışma grubuna 600 bin Euro kaynak aktararak, çiftlikten modaya birçok noktada araştırmalar yaptırdığı dile getirildi.
Changing Market Foundation tarafından yayınlanan araştırma raporunda son 20 yılda üretilen kıyafet miktarının ikiye katlandığı ve Avrupa’daki tüketicilerin kişi başına yılda 26 kilogram tekstil ürünü satın aldığı ve bunun yarısını aynı yıl içinde attıkları tespit edilmiş. Aynı istatistiği Global Fibre Market raporu da destekliyor. 2000 yılındaki 58 milyon tonluk elyaf üretimi, 2020 yılında 109 milyon tona yükselmiş. Aradaki 51 milyon tonun 40 milyon tonu sentetik elyaf üretimindeki artıştan kaynaklandığı belirtilmiş. 2020 yılındaki elyaf üretiminin yüzde 1.6’sı hayvansal elyaftan, yüzde 30’u bitkisel elyaftan, yüzde 6’sı insan yapımı bitkisel elyaftan, yüzde 62’si sentetik elyaftan oluşuyor. Petrol türevi sentetik malzemelerin atıklarının toprağa inanılmaz derecede zarar verdiği ve gün geçtikçe bu zararın geri dönülemez noktaya ilerlediği de kongrede paylaşıldı. Yakın zamanda Springer Journal’de yayınlanan LCA (Life Cycle Assessment) yaşam döngüsü değerlendirmesi, yün kazak örneği kullanılarak yapılan çalışmada ‘en iyi giysi kullanımı ve bakım yoluyla giysilerden kaynaklanan çevresel etkiler’ hakkında bilgi verildi. Çalışmaya göre, giysiyi yıkama gerekliliği yüzde 20, makinede kurutma süresi yüzde 5 azaldı. Giysileri yeniden kullanma veya aile üyelerine vermenin yüzde 25 arttığı vurgulandı. En büyük tasarrufun giysiyi daha uzun süre elinde tutmaktan geldiği, sürenin neredeyse yüzde 70 oranında uzadığı belirtildi. Tüketicinin tekstillerin ayak izini azaltmada hayati rolü olduğunun her zaman bilindiği ancak bu önemli çalışmayla kullanım aşamasının ve tüketici davranışının ne kadar önemli olabileceğinin ölçüldüğü aktarıldı.
COVID-19 ile gördük ki, mükemmel yaratılan ekosisteme doğal olmayan her dokunuşumuz kirlenmeye sebep oluyor; tamiri başka sorunlara yol açıyor. COVID-19 ve iklim değişikliği ortamında bütün dünyanın yapması gereken sorgulama, birçok konu başlığı altında kongrede ele alındı. ‘Tüketimin sonu nereye varacak, tükettiklerimizden sorumlu değil miyiz?’ sorularını kendimize sormanın zamanı geldi de geçiyor.


Diğer Haberler