ICAC 78’inci Genel Kurulu

13-01-2020

Uluslararası Pamuk Danışma Komitesi (ICAC), 78’inci Genel Kurul toplantısı için Avustralya’nın Brisbane kentinde 2 - 5 Aralık 2019 tarihlerinde bir araya geldi. Toplantıya katılan Karsu Tekstil Genel Müdür Yardımcısı, Ulusal Pamuk Konseyi TTSİS Temsilcisi Ali Ulvi Karahan izlenimlerini dergimiz için derledi.
Uluslararası Pamuk Danışma Komitesi’nin (ICAC), 78’inci Genel Kurul toplantısına 23 üye devletten, beş uluslararası kuruluştan ve üye olmayan beş ülkeden 307 kişi katıldı.
Türkiye toplantıda, Ticaret Bakanlığı Genel Müdür Yardımcısı Musa Demir başkanlığında 16 delege ile hazır bulundu.
1939’da kurulan ICAC bu yılki Genel Kurul toplantısını ‘Küresel Liderlik: Pamuğun Sınırlarını Zorlamak’ ana temasıyla düzenledi. Toplantıda dünya pamuk üretim, tüketim, stok, ithalat ve ihracat miktarları hakkında bilgiler açıklandı. Bu konuda daha kapsamlı bilgileri içeren ‘World Cotton Statistics’ (Dünya Pamuk İstatistikleri) de delegelerle aktarıldı. Toplantıda paylaşılan e-kitap ‘ICAC Cotton Data Book 2020’ ise pamuk üreten her ülkenin hektar başına kullandığı tohum, kimyasal, gübre, yakıt miktarı ve maliyeti ile iş gücü, ekim ve hasat, çırçırlama maliyeti, sulama teknikleri ve maliyeti, kütlü ve mahlıç pamukta elde edilen net kârlar ve hatta hangi bitkilerle dönüşümlü ekim yapıldığına ilişkin detaylı ve ilginç bilgileriyle ilgi gördü. Toplantıda yapılan sunumlarda öne çıkan başlıklar ve bu başlıklar altında özetlenen konulara dair notlarımız şöyle:

Tarımda sürdürülebilirlik
Sunumlarda, tarımın köklü bir değişime ihtiyaç duyduğu vurgulanarak, Birleşmiş Milletler’in 2017 tarihli Sürdürülebilirlik Hedefleri raporundan notlar paylaşıldı. Bu rapora göre:
• Dünyada her dokuz kişiden biri düşük gelire sahip. Dünya nüfusunun yüzde 65’i kırsalda yaşıyor ve çiftçilik yapıyor. Bu kesimin yoksulluğu azaltılmalı, zira 2050’de gıdaya duyduğumuz ihtiyaç bugünkünden yüzde 70 daha fazla olacak.
• Su kaynaklarının yüzde 70’i tarımda kullanılıyor. Akıllı tarım uygulamaları ile 2030’da 251 milyar ton su tasarrufu sağlanması hedefleniyor.
• Dünyada tarım işinde çalışanların sayısı toplam nüfusun yüzde 30’una denk düşüyor. Tarıma ekonomik açıdan yapılacak yüzde 10’luk katkı ile ülkelerin GSYİH’sında yüzde 10 ile 30 artış sağlanabilir.

Küresel megatrendler, zorluklar ve fırsatlar
• Gelişen ekonomilerdeki hızlı büyüme, özellikle 3 milyar kişinin yaşadığı Asya’da gelirleri, ölçekleri ve kapasiteleri yükseltmektedir.
• Dijital teknolojideki kontrolsüz gelişmeler; genetik değişiklikler ve sentetik ürünler, gıda ve elyaf ürünlerinin pazarlanma ve teslim edilme şeklini kökten değiştirecektir.
• İnovasyon sayesinde üretkenlik artmakta ve malzemeler, enerji, su, arazi ve iş gücü daha verimli kullanılmaktadır.
• Ekonomik, askeri ve kültürel güçteki kayma, dünyayı yeniden şekillendirmeye devam etmektedir. Ulusların güç gösterileri uluslararası ticaret ve ilişkileri daha karmaşık hale getirmektedir.
• İklim ve çevresel değişiklikler risk yaratmaktadır. İş modelleri değişirken, emtia fiyatları daha oynak hale gelecektir.
• Özellikle küçük çiftlik sahiplerini desteklemek için sanal gerçeklik ve bitki sağlığı aplikasyonları gibi teknolojik ürün ve hizmetlerin geliştirilmesi ve teşvik edilmesi gerekmektedir.

Yüksek verim ve kaliteli pamuk için tohum yetiştiriciliği
Yeni çeşitler; üretimdeki bazı zorlukları, mahsul verimini ve elyaf kalitesini iyileştirmeye yön verebilir ve her üretim bölgesi için hedeflenebilir. Fakat yeni çeşitler bazı önemli üretim sorunlarını çözemeyecektir. Islah programları ancak toprak ve mahsul yönetimindeki değişikliklerle birlikte ele alınırsa başarıya ulaşabilir. Dünyadaki mevcut gen koleksiyonlarından toplanan bilgilerin paylaşımı da çok önemli bir ihtiyaçtır.
Gen kaynağı paylaşımı
Kapsamlı bitki ıslah çalışmaları, ticari çeşitlerde bazı özelliklerin kaybı nedeniyle genetik çeşitliliğin daralmasına neden olmuştur. Bu nedenle, pamuk ıslahına daha fazla yatırım yaparak genetik kaynak çeşitliliğini araştırmaya ihtiyaç duyulmaktadır. Gen kaynağı gelişimi için; bilgi ve teknolojilerin paylaşılması, daha geniş uluslararası iş birliği, yeni nesil pamuk bilimcilerin eğitimi ve yeni teknoloji yatırımlarının artırılması gibi faaliyetlerin önemli olduğu da toplantıda vurgulanmıştır. Somut bir öneri olarak; Uluslararası Pamuk Araştırma Kurumu (ICRA) gen kaynağı bilgi paylaşımı için uluslararası bir forum kurmayı dile getirmiştir.

Pamukta izlenebilirlik
Bilindiği üzere günümüzde tüketiciler, ürünlerin menşei ve tarihçesi hakkında giderek daha fazla bilgi talep ediyor ve şeffaflık sağlama konusunda perakendecilere baskı yapıyor. Ürünün tarladan tezgâha kadar geçtiği tüm adımları izlemeye olanak sağlayan sürece ‘izlenebilirlik’ adı veriliyor. Bunun için geliştirilen farklı izlenebilirlik teknolojilerinden, lif kalitesinin özgünlüğünü ve orijinini tespit etmesi, liften kumaşa kadar geçen tüm işlemleri izlemesi bekleniyor.
Bu teknolojiler farklı çalışma prensiplerine sahip. Bazı teknolojiler orijini izleyip bir karışımda kullanım miktarını takip ederken, diğerleri liflere işaretçiler ekleyip, değer zinciri boyunca işaretlerin sağlıklı takibini yapabiliyor.
İşaretleme konusunda birçok firma çalışmalarını hızlandırmış durumda. Araştırmacılar Germplazm havuzunda tüm pamuk türlerinden binlerce örnek toplayarak 26 kromozoma göre genetik bağlantı haritaları geliştirebiliyor. Pamuğun izlenmesi DNA markörleri ile de yapılabiliyor.
Bu çalışmalar neticelendiğinde tüketiciler bir tekstil firmasının ürününde, -örneğin- Organik, Better Cotton, Giza gibi özel pamukların yanı sıra hangi ülkeden ve hangi familyadan pamuk kullanıldığını DNA izlerinden takip edebilecekler.
Toplantılarda bu teknolojilerin uygulanmasının yol açacağı bazı sorunlar da tartışıldı. İşletmelere doğacak ek maliyet, biyogüvenlik ve müşterilerin doğru şekilde bilgilendirilmemesi muhtemel sorunlardan. Hükümetlerin izlenebilirlikte oynayacağı rol de tartışılan konular arasında yer aldı.

Yıkama sularının çevresel etkisi
Toplantıda sağlıklı su ve toprağın biyolojik çeşitlilik ve sağlıklı mahsul için önemine de değinildi.
Okyanusların çamaşır yıkama esnasında tekstil ürünlerindeki mikroplastiklerin salınmasıyla kirlenmesi, bir süredir dünyanın gündeminde. Toplantıda, doğal elyafların çamaşır yıkama sırasında polyester elyaflardan daha fazla mikro elyafı atık suya bıraktığını gösteren bir sunum yapıldı ve çevre için hangi elyafların daha zararlı olduğu tartışmasına yeni bir boyut getirildi. Öte yandan; pamuk ve selülozik esaslı liflerin aerobik su ortamlarında biyolojik olarak daha hızlı parçalandığı, polyester liflerin ise parçalanmayıp besin zincirine girdiği de ortaya kondu.
Bir başka önemli tartışma da geri dönüştürülmüş ve yeni/işlenmemiş (virgin) malzemelerin kullanımıyla ilgili yaşanıyor. Döngüsel ekonomide atıkları azaltmayı ve kaynakları tasarruflu kullanmayı öngören geri dönüşüm sisteminin de çevresel etkilerinin olduğu ve işlenmemiş (virgin) elyaf kullanımıyla, nihai ürünün toprağa ve suya etkisinin daha az olduğu tezi savunuluyor.

İklim değişikliğine önlem
İklim değişikliği tüm dünyayı hızla etkilemeye devam ediyor. Bu etkiler su kaynaklarında azalma, aşırı hava olaylarının görülmesi, zararlıların ve hastalıkların artması gibi sonuçlar doğuruyor. Bu değişikliklere uyum sağlayarak üretmek için çeşitli stratejiler geliştiriliyor. Pamuk üreticileri de pamukta verimliliği sağlayacak yöntemler üzerinde çalışıyor. Mahsulde iyileşme için mahsulün strese dayanıklılığı, verimli su kullanımı ve toprak sağlığının önemi, toplantılarda konuşulan konulardan biri oldu. Hükümetlerden tahmin edilemeyen kuraklığa, ısıdaki değişikliklere, su baskınlarına, böcek ilacı ve hastalıklara karşı direnci yüksek çeşitlerin gelişimini desteklemeleri talep edildi.

Üretim maliyeti
Teknoloji tarafında bu gelişmeler yaşanırken, üretim maliyeti hâlâ büyük bir sorun olmaya devam ediyor. Toplantıda küçük ölçekli makinelerin yaygınlaşması ve entegre böcekle mücadele yönetiminin hayata geçirilmesinin ekim maliyetlerini azaltabileceği konuşuldu. GDO’lu tohumların kullanılmasının maliyetlerinin ve getirilerinin dikkatlice incelenmesi gerektiği de tartışıldı. Uygun iklim bölgelerinde çiğitin tohum olarak tekrar kullanımının teşvik edilmesi de dile getirilen konular arasındaydı.

Türkiye’de pamuğun durumu
Toplantıda Türkiye’deki pamuk üretimine ilişkin veriler Ticaret Bakanlığımızca sunuldu ve rapor olarak katılımcılarla paylaşıldı. Bu rapora göre:
• Son 10 yılda, Türkiye’nin şu andaki pamuk üretiminin yüzde 70’ini karşılayan Güneydoğu Anadolu Bölgesi’ndeki pamuk ekim alanında önemli artışlar yaşanmıştır. Alan artışları, sertifikalı tohum kullanımı, sulama alanlarının genişlemesi ve Türk hükümetinin GAP Projesi’ne yaptığı yatırımlar, 2018- 2019’da gerek üretim gerekse verimde artışı beraberinde getirmiştir.
• Türkiye’de ortalama verim yüzde 7 artarak 2014/15 sezonundan bu yana en yüksek miktar olan 1.883 kg / ha’a yükselmiş ve Türkiye, İsrail’den sonra ikinci sırada yer almıştır. Toplam üretim ise 977 bin tona yükselmiştir. Bu rakamlarla Türkiye 2018/19 sezonunda küresel pamuk üretiminde altıncı, küresel pamuk tüketiminde de yine altıncı sırada yer almıştır. Yeni sezon olan 2019/20’de ise, Türkiye’de pamuk üretiminin geçen sezona göre yüzde 3 oranında düşerek ve 954 bin ton seviyesinde gerçekleşmesi beklenmektedir.
• 2018/19 sezonunda karşılaşılan en önemli sorun, ekim sürecini erteleyen ve toprağı su altında bırakan şiddetli ilkbahar yağışları olmuştur. Nemli toprak, hastalık faktörlerinin şiddetini artırmış; nem ve sıcaklık seviyelerinin yükselmesi ile yeşil kurt (Heliothis armigera) sorunu ortaya çıkmıştır. Özellikle Ege Bölgesi’nde, yeşil kurtlardan dolayı büyük zararlar tespit edilmiştir. Ayrıca geçen sezon etkili olan erken dönem zararlılarına bağlı lekeler, ardından Fumagine oluşumları yine bu sezonda da mahsulü etkilemiştir.
• Ülke ekonomisinin yaklaşık yüzde 6’sını oluşturan hazır giyim ve tekstil, Türkiye’nin en büyük ve en iyi performans gösteren sektörleri arasındadır. Ülkede faaliyet gösteren 60 bin civarında tekstil ve giyim şirketi bulunmaktadır. Bu şirketler ülkenin toplam istihdamının yüzde 16’sına karşılık gelen yaklaşık 2 milyon kişiyi istihdam etmektedir. Türk hazır giyim ve tekstil endüstrisi, üretiminin yüzde 65’ini ihraç etmiş ve 2018’de yaklaşık 30 milyar dolar ile Türkiye’nin toplam ihracatının yaklaşık yüzde 18’ini oluşturmuştur. Türk üreticiler özellikle en büyük tüketim pazarlarından biri olan Avrupa’yı hedeflemektedir. Bu ülkelerin yüksek kaliteli ürün talepleri, Türk üreticinin daha kaliteli pamuk talebini de artırmaktadır.
• Güçlü Türk tekstil endüstrisi kısmen ithal pamuğa bağımlıdır. Yurt içi üretimin talebi karşılamaması Türkiye’yi, Çin, Bangladeş, Vietnam, Endonezya ve Pakistan’dan sonra dünyanın en büyük altıncı pamuk ithalatçısı yapmaktadır. Türkiye, 2018/19 sezonunda önceki sezonla karşılaştırıldığında yüzde 13 düşüşle 761 bin ton pamuk ithal etmiştir. Türkiye’de tekstil üreticilerinin pamuk ihtiyacı artarak devam ettiğinden, tüketimin de yüzde 21 oranında artacağı ve 2019/20 sezonunda 1.7 milyon tona ulaşacağı tahmin edilmektedir.


Diğer Haberler