Türkiye’nin 2020 ev tekstili ihracat hedefi 3.5 milyar dolar

22-03-2020

Türkiye, Çin, Hindistan ve Pakistan’dan sonra dünyanın en fazla ev tekstil ihracatı yapan dördüncü ülkesi. Renk ve desen seçenekleri, özgün tasarımları, kalitesi, servis hızlılığı ve konumu ile hayli avantajlı olan Türkiye’nin, koronavirüs kaynaklı etkiler nedeniyle 2020’de ihracat değerini daha da artırması bekleniyor. 

Avrupa’nın en büyük ev tekstili üreticisi Türkiye, rekabette elini güçlendirmeyi, ihracat rakamlarını artırmayı sürdürüyor. Ev tekstilinde üretim kalitesi, kendine özgü tarzı, desen çeşitliliği ve tasarım yeteneği ile dünyada lider ülkeler arasında yer alan Türkiye’de sektör, geçtiğimiz yılı da yükselen bir grafikle tamamladı.
Küresel ticarette yaşanan daralmaya rağmen, Türkiye’nin geçtiğimiz yıl ev tekstili sektöründe hayli başarılı rakamlar elde ettiğini vurgulayan Türkiye Ev Tekstili Sanayicileri ve İş İnsanları Derneği (TETSİAD) Yönetim Kurulu Başkanı Hasan Hüseyin Bayram “2018 yılında 2.8 milyar dolar olan ev tekstili ihracatımız, 2019 yılında yaklaşık 3.1 milyar dolar olarak gerçekleşmiştir. Sektörümüzün 2019 yılı kilogram başı ihracat değeri 8 doların üzerindedir. Bu oranla ülke ekonomisine en fazla katma değer sağlayan sektörlerden biriyiz” diyor.
Ev tekstilinde, diğer sektörlerden farklı olarak, sağlanan katma değerin yurt içinde kaldığına dikkat çeken Bayram, Türkiye’nin dünyadaki konumunu şöyle özetliyor: “Türkiye dünyada, ev ve mekân tekstili denildiğinde ilk akla gelen ülkelerden biri haline geldi. Dünya ev tekstili ihracatının 2018 yılı toplam değeri yaklaşık 98.7 milyar dolar. Bunun 50.4 milyar dolarlık kısmı Çin’e ait. Çin’i sırasıyla Hindistan, Pakistan ve Türkiye izliyor. Türkiye, Avrupa’nın en büyük ev tekstili ihracatçısı. Biz katma değer üretiyoruz. Biz tasarım şampiyonuyuz. Dünya trendlerini biz belirliyoruz. 180 ülkeye ihracat yapıyoruz.”

Rekabet, markalaşmayı zorunlu kılıyor
Türkiye, ev tekstilinde başarılı rakamlar elde etse de gelecek dönemde bu başarısını kalıcı kılmak için rekabetin değişen şartlarına uyum sağlaması, dünyaca bilinen markalar yaratması gerekiyor.
Bayram, “Dünyada yaşanan rekabet ortamı, yeni değerler üretmeyi, katma değeri ve rekabet gücünü sürekli artırmayı, farklı girişim ve stratejileri zorunlu kılmaktadır. Bu nedenle ülkemizi sadece üreten ve pazarlayan bir konumdan çıkararak, tasarlayan ve marka oluşturan bir ülke konumuna ulaşmak zorundayız” şeklinde konuşuyor.
Ülkemizin dünya ev tekstili pazarından aldığı payın yüzde 4 olduğuna dikkat çeken Lüks Tekstil Yönetim Kurulu Başkanı ve TTSİS Yönetim Kurulu Üyesi Yaşar Küçükçalık, Çin’in bu toplamdan aldığı payın yüzde 55, Hindistan’ın yüzde 6.5, Pakistan’ın yüzde 5 seviyesinde olduğunu ifade ediyor. Bu rakamlara bakıldığında Türkiye’nin ev tekstilinde daha gidecek çok yolu olduğunu belirten Küçükçalık, değerlendirmelerine şöyle devam ediyor: “Önemli olan rekabetçi avantajlarımızı sürekli kılabilecek stratejiler ortaya koymaktır. Renk ile desen, ayrışmak, açısından sürekli bir avantaj sağlamamaktadır. Fiyat, nispeten daha büyük kapasiteli Çin’in elindeki önemli bir silahtır. Kalite, teslim süresi ve ham maddeden teknik bilgi ile fark yaratmak suretiyle rekabette avantajı yakalamamız gerekir.”

Ev tekstilinde yeni trend ‘sürdürülebilirlik’
Küçükçalık, ev tekstilinde kumaşa, renklere, desene, tasarıma dair dünyada yaratılan trendlerin dışında son yıllarda öne çıkan, rekabette etkili bir başka trende daha dikkat çekiyor. “Birkaç seneden bu yana var olan ve giderek büyüyen başlıca trend sürdürülebilirlik” diyen Küçükçalık, ev tekstilinde rekabeti etkileyen değişime dikkat çekiyor:
“Çevresel etkilerin her geçen gün daha fazla hissedilmesi ‘çevre dostu’ ham madde ve prosesleri zorunluluk haline getiriyor. Gelişen teknoloji ile fonksiyonellik giderek önem kazanıyor. Böylece, kumaşların sadece desen ve renkleri değil, ‘FR’ dediğimiz ‘güç tutuşurluk’, kendini ve ortamı temizleme, akustik konfor sağlama gibi özellikleri ön plana çıkıyor. Bunların dışında, dijital baskı teknolojisinin getirdiği imkânlarla geliştirilen metalik parlak baskılar, her sezonun olmazsa olmazı organik doku ve renkler, etnik ve tropik desenler, tasarım anlamında 2020/2021 trendleri arasında.”

Markalaşmanın önündeki engel: ‘Kopyalama’
Türkiye’nin rekabette güçlü kalabilmesi için, sektördeki güçlü yönlerine göre fırsatları değerlendirme yoluna gitmesi ve buna paralel stratejiler üretmesi gerektiğini vurgulayan Küçükçalık, ülkemizde yapılması gerekenleri şöyle sıralıyor:
“Sürdürülebilir rekabet avantajı için ham maddeye dayanan farklılıklar ile müşteri sadakati yaratılmalı. Renk ve desen ile fark yaratmak, kolayca kopyalanabilmesi, taklit edilebilmesi nedeniyle mümkün değil. Diğer taraftan; organize oyuncuların artan pazar payı, üreticilerin markalaşması sürecini olumsuz yönde etkiliyor. Bu çerçevede para harcamak yerine, verimliliğe, hizmet ve süreçte katma değer yaratmaya odaklanmak daha mantıklı.”
Sektör üreticileri için ciddi bir sorun haline gelen fikri mülkiyet haklarının korunmasındaki yetersizliğe dikkat çeken Küçükçalık, “AR-GE’ye yaptırım yapan firmalar, geliştirdikleri ürünleri piyasaya sunmaları ile birlikte ‘kopyalanma’ tehdidi ile yüzleşiyor. Ülkemiz sektör üreticilerinin gelişmesi için konunun ilgili otoriteler tarafından ciddi şekilde ele alınması, gerekli düzenlemelerin yapılması ve uygulamaya ilişkin etkin bir sistem getirilmesi şart” diyor.

ABD ön planda
Dünyadaki ev tekstili trenlerinin ardından Türkiye’nin ihracat pazarlarını anlatmayı sürdüren Küçükçalık, dünya tekstil ithalatındaki ilk beş ülkenin sırasıyla ABD, Almanya, Japonya, Fransa ve İngiltere olarak görüldüğünü ifade ediyor. Bu sıranın ülkemizin ihracat rakamlarına da paralellik gösterdiğini söyleyen Küçükçalık şöyle devam ediyor: “Ticaret savaşları ülkemizi belli pazarlar için avantajlı duruma getiriyor. Türkiye için son gelişmelere paralel olarak, özellikle ABD ön plana çıkıyor. Bunun dışında Almanya başta olmak üzere Avrupa her zaman için önemli potansiyele sahip.”

“Teknik kumaşların, organik ipliklerin zamanı”
Ev tekstilinin Türkiye’nin, ihracat ithalat dengesinde artı veren yegane sektörlerinden olduğunu vurgulayan Genel Tekstil Yönetim Kurulu Başkan Vekili ve TTSİS Yönetim Kurulu Üyesi Harun Tavaşi de Türkiye’nin kalitesi, servis hızlılığı ve konumu bakımından dünyada yerini pozitif bir şekilde aldığını belirtiyor. Avrupa Bölgesi ve Orta Doğu’nun Türkiye’den beslendiğini söyleyen Tavaşi “İhracatta hedef ülke ve bölgeler ABD ile Kuzey Amerika... Ayrıca Asya’da daha fazla konum sahibi olmak ve Avrupa bölgesinde kendimizi daha çok geliştirmek en önemli hedeflerimizden. Birleşik Krallık, Kuzey ve Güney Amerika ile Afrika ev tekstili sektöründe daha da güçlü olabileceğimiz coğrafyalar” diye konuşuyor.
Tavaşi, Türkiye’nin hedef pazarlardaki pazar payını artırmak için yapılması gerekenleri şöyle sıralıyor: “Daha teknik kumaşlar ve değişik kalitelerde sunumlar ev tekstili için çok önemli bir trend. Organik ve recycle (geri dönüşümlü) iplikli kumaşlar her tekstil branşında olduğu gibi sektörümüzde de önemli yer edinmekte. Türkiye, sanayisi ile büyümesi gereken bir ülke. Tekstil, bu büyümede çok önemli bir yere sahip ve öyle devam edecek. Sanayisini koruyan ve üretimi teşvik eden bir Türkiye, rekabetçi yapısıyla daha çok pazar payına sahibi olacaktır. Tüm Avrupa ve Birleşik Krallık’ta daha fazla söz sahibi olmak için tekstil sanayisini koruyacak önemli adımlar atılmalı.”

Koronavirüs Türkiye’ye talep yarattı
Buraya kadar anlattığımız gibi ev tekstilinde rekabette güçlü olmak için takip edilmesi gereken trendler ve atılması gereken adımlar hemen tüm ülkelerde benzerlikler gösteriyor. Ancak 2020 yılında ev tekstili sektörünü etkileyen bir başka unsur, dünyanın en büyük ev tekstili ihracatçısı Çin’de ortaya çıkan ve kısa sürede dünyaya yayılan koranavirüs.
TETSİAD Yönetim Kurulu Başkanı Hasan Hüseyin Bayram, 2020 için hazırlanan ekonomik raporlarda koronavirüs salgınının Çin’in ev tekstili ihracatını ilk çeyrekte yüzde 10, ikinci çeyrekte ise yüzde 7 oranında azaltacağı öngörüsüne yer verildiğine dikkat çekiyor. Bayram, “2020 yılında Çin’in koronavirüs ortaya çıkmadan önceki ekonomik şartlara göre ev tekstili ihracatı 2019’a kıyasla yüzde 6 artışla 55.2 milyar dolar düzeyinde olacak iken, yılın ilk yarısındaki koronavirüs kaynaklı hesaplanan etkiler sebebiyle yıl genelinde ev tekstili ihracatının yüzde 6 yerine, yüzde 1.5 artarak 53 milyar dolar olarak gerçekleşmesi bekleniyor. Dolayısıyla, Çin’in ev tekstili ihracatında 2020 yılı genelinde yaklaşık 2.2 milyar dolarlık kayıp öngörülüyor” diyor. Bayram, “Çin mallarına talebin azalması, Türkiye’nin ev tekstili ihracatına yıllık bazda, AB ülkeleri ölçeğinde yüzde 3.1, ABD ölçeğinde yüzde 3.4, Asya ülkeleri ölçeğinde ise yaklaşık yüzde 7.2 oranında talep artışı getirecektir. Bu da toplamda Türk ev tekstili sektörüne yaklaşık 103 milyon dolar artı ihracat değeri sağlayacaktır” değerlendirmesinde bulunuyor.

Hedef, zirvede kalmak
Tüm bu gelişmeler ışığında TETSİAD, 2020’deki ihracat hedefini 3.5 milyar dolar olarak belirledi. “TETSİAD olarak, bu hedefimize ulaşmak için, kamu özel sektör iş birliğini güçlendirerek yeni pazarlar bulmakta kararlıyız. Küreselleşmenin dönüştürdüğü dünyada gerçek başarı zirveye ulaşmak değil, zirvede kalmak ve daha güçlü bir geleceği hedeflemektir” diyen Bayram, belirdikleri hedeflere ulaşmak için sektöre katkı sağlayacak çeşitli çalışmalara başladıklarını ifade ediyor. Bu kapsamda sektördeki iş insanları için vize ofisini hayata geçiren TETSİAD, UR–GE çalışmalarına hız verdi. Projeye dahil olan ev tekstili üreticisi ya da ihracatçısı üyeler, bu destek kapsamında gerçekleştirilen faaliyetler için yüzde 75 oranında devlet desteği alabilecek. TETSİAD üyeleri elektrikte de ‘Sabit Fiyat Avantajı ve Son Kaynak Tedarik Tarifesi İndirim Hakkı’ndan yararlanabilecek. TETSİAD, hedefler doğrultusunda Kültür Üniversitesi ile de iş birliği protokolü imzaladı. Bayram, “Türkiye’nin ilk ev tekstili bölümünü bünyesinde barındıran üniversite ile yaptığımız iş birliği çerçevesinde, üyelerimizin üretim, ihracat, pazarlama ve tasarım hedefleri doğrultusunda çalışmalar yürütürken, sektörün ara eleman ihtiyacının karşılanması için de çalışıyoruz” diyor.

Heimtextil 2020’de Türk rüzgârı esti
Türk ev tekstili sektörünün yurt dışındaki alıcılarla buluştuğu, üretim kalitesini dünyaya sunduğu önemli organizasyonlardan biri Uluslararası Ev Tekstili Fuarı Heimtextil. Bu yıl 7-10 Ocak 2020 tarihleri arasında 50’nci yılını geride bırakan fuarda, Türkiye’den 304 firma yaklaşık 23 bin metrekarelik alanda sektörle buluştu. Bursa ve Denizli başta olmak üzere çeşitli şehirlerden Türk tekstil firmalarının dünyanın dört bir yanından ziyaretçi ve satın almacılarla bir araya geldiği Heimtextil’de dekoratif kumaşlardan, perdelere, mobilya kumaşlarından halı ve döşemelere, yastık kılıflarından yatak ve masa örtülerine, havlulardan banyo paspası, halı ve perdelerine kadar birçok ev tekstili ürünü tanıtıldı. Messe Frankfurt İstanbul Yönetici Ortağı Tayfun Yardım “Heimtextil 2020’ye katılan 66 ülke arasında katılımcı sayımız ile Çin ve Hindistan’ın ardından üçüncü sırada, metrekare bazında ise ilk sırada yer aldık. Türkiye’nin bu sektörde dünya çapında ne kadar önemli bir konumda olduğunu tekrar göstermenin ve ülkemizin ihracat hacmine katkıda bulunmanın haklı gururunu yaşıyoruz” dedi.

Ev tekstili ihracatımızda Almanya ilk sırada
2019 yılı ocak-aralık döneminde en fazla ev tekstili ihracatı gerçekleştirdiğimiz ülke Almanya oldu. Bu dönemde Almanya’ya yapılan ev tekstili ihracatımız yüzde 6 oranında artış ile 427 milyon dolar değerinde gerçekleşti. Ev tekstili ihracatımızda ikinci önemli ülke ise yüzde 0.7 oranında artışla, 242 milyon dolar değerinde ihracat yapılan ABD.

En çok havlu ve temizlik bezleri ihraç ediyoruz
2019 yılı ocak-aralık döneminde ev tekstili ihracatımız incelendiğinde, ilk sırada havlu ve temizlik bezleri yer alıyor. Havlu ve temizlik bezlerinde ihracatımız bir önceki döneme göre yüzde 6.1 oranında gerileyerek 606 milyon dolar değerinde gerçekleşti. Bu ürün grubunun toplam ev tekstili ihracatımızdaki payı ise yüzde 32.5. Ev tekstili ihracatımızın ikinci önemli ürün grubu olan yatak çarşaflarında, geçen yıl 550 milyon dolar değerinde ihracat yapıldı.


Diğer Haberler