Teknik tekstilde 2021 ihracat hedefi: 3 milyar dolar
Her yıl büyümeye devam eden teknik tekstil ihracatında Türkiye bu yıl bir rekora imza attı. Türkiye’nin teknik tekstil ihracatı, 1 Ocak-21 Aralık 2020 döneminde 2019 yılına göre yüzde 75 artış gösterdi. Rakamların daha da artması için Ar-Ge ve inovasyon odaklı iş modeline, çevreye ve insana dost üretim modeline yatırım şart.
Tekstil sektörünün son yıllarda öne çıkan alanlarından teknik tekstilin üretim ve ihracat rakamlarında pandemiyle birlikte dikkat çeken bir artış yaşanıyor. 2020 yılında global pazarlarda yaşanan bu artışın en yüksek oranlarda gerçekleştiği ülkelerden biri Türkiye oldu. Türkiye’nin teknik tekstil ihracatı 01 Ocak-21 Aralık döneminde, 2019 yılına göre yüzde 75 arttı. 2019 yılında, 1 milyar 724 milyon dolar olan teknik tekstil ihracatı, yıl sonu hedefi olan 2.5 milyar doları aştı ve 2.8 milyar dolara ulaştı. Bu süreçte Almanya, ABD, Birleşik Krallık, İtalya, Hollanda, İspanya, Fransa, Romanya, Polonya, İran, Mısır, İsrail, Kanada, Bulgaristan, Çin başta olmak üzere 192 ülkeye ihracat gerçekleştirildi.
Kalp atışlarını dinleyen yatak çarşaflarından, ısı yayan kumaşlara; izolasyon özelliği olan, buhar geçirgenliği sağlayan spor giysilerinden, çelikten 15 kat daha dayanıklı elyaflara; yanmayan, terletmeyen, anti bakteriyel, nano teknolojik kumaşlara kadar çok geniş bir ürün yelpazesine sahip olan teknik tekstil pazarı, pandemi döneminde özellikle sağlık sektörüne yönelik ürünlerle hayli büyüdü.
Cumhuriyet tarihinin en yüksek ihracatı yapıldı
İhracat rakamlarındaki artışı değerlendiren İstanbul Tekstil ve Hammaddeleri İhracatçı Birlikleri (İTHİB) Başkanı Ahmet Öksüz, “Salgın dönemiyle birlikte ihracatımızda ana artış yaşadığımız alt sektörümüz teknik tekstil oldu. Teknik tekstil ihracatımızın Cumhuriyet tarihinin en yüksek ihracat verisine ulaşması gurur verici” diye konuştu. Öksüz, teknik tekstil ihracatında 2021 hedefinin ise 3 milyar dolar olacağı öngörüsünde bulundu.
Özellikle Türkiye’de ilk Covid-19 vakasının görüldüğü Mart 2020’den itibaren tıbbi tekstile yönelik yoğun talebi karşılayan Türk üreticilerin, yeni yatırımlar için teşvik aldığına dikkat çeken Öksüz, “Salgın döneminde teknik tekstil sektörümüz maske, önlük gibi kişisel koruyucu donanım ürünlerine ilişkin yaklaşık 3 milyar TL, dokunmamış kumaş yatırımları için ise yaklaşık 2.5 milyar TL yatırım teşvik belgesi aldı. Küresel teknik tekstil ihracatında 19’uncu sırada olan sektörümüzün, özellikle son yıllarda gerçekleştirdiği yatırımlarla, önümüzdeki yıllarda küresel ölçekteki sıralamasının daha yukarılara çıkacağını öngörüyoruz” dedi. Öksüz, ‘dokusuz kumaş’ adı verilen nonwoven’dan üretilen maskeler ve yine tıp alanında kullanılan koruyucu kıyafet üretiminde Türkiye’de artış olduğunu söyledi. Türkiye’nin nonwoven kumaş üretiminde dış ticaret fazlası verdiği için, maske ve koruyucu kıyafet üreticilerinin hammaddeye erişiminin epey kolay olduğunu, ülkenin bu alanda öne çıktığını belirten Öksüz, “Yüksek teknoloji isteyen yatırımlara hız veren şirketler, katma değerli ihracata imza atıyor. Tekstil ve hammaddeleri sektöründe ihracatta kilogram fiyatı 4.2 dolar iken, teknik tekstilde kilogram fiyatı 20 dolara kadar çıkabiliyor” diye konuştu.
Başarıda sürdürülebilirlik için Ar-Ge ve İnovasyon
İTHİB’in verilerine göre, Türkiye’nin teknik tekstil ihracatında en çok ihraç edilen alt ürün gruplarının ‘Teknik Tekstil Materyalinden Hazır Giyim’ ve ‘Dokunmamış Mensucat’ olduğunu ifade den Öksüz, bu iki alt ürün grubunun, teknik tekstil ihracatının yüzde 50’sinden fazlasını oluşturduğunu söyledi. Teknik tekstilden ambalaj için yapılmış torba ve çuvallarla yüksek mukavemetli iplikten üretilmiş, nakil vasıtası iç ve dış lastiğin imalatında kullanılacak mensucatın (kord bezi) da önemli ürün grupları arasında yer aldığını belirten Öksüz, teknik tekstillerin birçok sektörde kullanılması sayesinde geleneksel tekstillerden önemli bir pay alacağına dikkat çekti. Öksüz, “Sistemin, Ar-Ge ve inovasyonun ön planda olduğu teknik tekstillere doğru hızla evrileceğini gözlemliyoruz. Salgın döneminin de bu dönüşüm sürecini hızlandırdığını düşünüyoruz. Teknik tekstiller özellikle son 10 yılda küresel tekstil ve hammaddeleri ihracatı içerisinde payını her geçen yıl artırıyor” diye konuştu.
2020 yılında teknik tekstil ihracatında bir rekora imza atıldığını ifade Öksüz, sözlerini şöyle tamamladı: “Ar-Ge ve inovasyon gücü yüksek teknik tekstil ürünlerine gerçekleştirdiğimiz yatırımlarla, buradaki başarıyı sürekli kılmayı hedefliyoruz. Türkiye tekstil ve hammaddeleri ihracatının çatı kuruluşu İTHİB olarak teknik tekstillerin gerek beşerî sermayesini güçlendirmek için üniversitelerimizle işbirliği yaparak gerekse dijital dönüşümünü sağlamak üzere Ticaret Bakanlığımızın Ur-Ge destekleriyle çalışmalarımızı yürütüyoruz.”
Ege Bölgesi 126 ülkeye ihracat yaptı
2020 yılında rekor düzeye ulaşan teknik tekstil ihracatına Ege Bölgesi’nin de önemli katkıları oldu. Teknik Tekstiller Araştırma ve Uygulama Merkezi (TEKSMER) Yönetim Kurulu Başkanı Sabri Ünlütürk “Ege Bölgesi teknik tekstil ihracatını 1 Ocak-21 Aralık döneminde yüzde 92 artırarak 185 milyon dolara taşıdı ve 126 ülkeye ihracat gerçekleştirdi. Küresel virüs salgınının dünya ekonomisini ağır bir şekilde sarstığı 2020’yi tüm zamanların rekorunu kırarak hedeflerin üstünde bir ihracat rakamıyla kapatıyoruz. Teknik tekstil, Türkiye’nin gücünü, yüksek katma değerli ürün gruplarıyla, geri dönüşümle dünyaya göstermeye devam ediyor” dedi.
Gelişmiş ülkelerin tekstildeki konumlarını yüksek düzeyde tutmak için üreticilerini teknik tekstil üretmeye teşvik ettiğine dikkat çeken Ünlütürk, “Türkiye’nin bu rekabet ortamında yer alabilmesi için, çok çeşitli alt gruplara ayrılan teknik tekstiller alanında yenilikçi faaliyetler göstermesi, teknik tekstil üretimine daha fazla odaklanması gerekiyor” diye konuştu.
Çevre dostu üretime geçilmeli
“Teknik tekstilin, Türkiye’nin toplam tekstil ihracatının yüzde 20’sini oluşturduğunu göz önünde bulunduracak olursak, bu potansiyelin daha da artırılması, İzmir ve Ege Bölgesi’nin ve dahası ülkenin teknik tekstil konusunda basamak atlaması için TEKSMER, önemli rol ve sorumluluk üstleniyor” diyen Ünlütürk, yeni dünya düzeninde tüm sektörün hedefinde yer alması gereken çevre dostu üretime ve iklim değişikliğine dikkat çekti. Türkiye’nin bu süreçte uzun ömürlü pozisyon alması için uzun vadeli bir perspektifle yola çıkması gerektiğini söyleyen Ünlütürk, şöyle devam etti: “Kolektif aklı içeren, tutarlı bir politikayla iklime dönük çözümleri masaya yatırmalı ve müzakerelere başlamalıyız. Düşük karbonlu bir geleceğe ulaşmak istiyorsak, sıfır atıksız bir endüstrimiz olmalı. Üretilen malzemenin tasarım aşamasından üretim aşamasına kadar her noktayı planlamalıyız.”
Teknik Tekstiller Araştırma ve Uygulama Merkezi’nin (TEKSMER), Ege Tekstil ve Hammaddeleri İhracatçıları Birliği, Ege Hazır Giyim ve Konfeksiyon İhracatçıları Birliği ve Dokuz Eylül Üniversitesi’nin ortaklığında, Dokuz Eylül Üniversitesi Tınaztepe Yerleşkesi’nde İzmir Kalkınma Ajansı’nın güdümlü bir projesi olarak 2014 yılında hayata geçirildiğini anlatan Ünlütürk, TEKSMER’in ana hedefini; “Tekstil sektörünün teknik tekstiller alanında rekabet gücünü artırmak, sanayinin ihtiyaç ve beklentilerine cevap verecek nitelikte üniversite-sanayi işbirliğiyle araştırma projelerinin geliştirilmesini sağlamak, bunun için gerekli olan laboratuvar alt yapısı ve nitelikli insan kaynağını oluşturarak bilgi ve know-how üretmek” diye özetledi.
‘Termoplastik Masterbatch Atıklarının Kullanılması ile Yüksek Katma Değerli Bikomponent Liflerin Geliştirilmesi Projesi, Atopik Dermatit (Egzama) Kaynaklı Hassas Ciltlerin Tıbbi Tedavisine Destek Sağlayacak Sağlık Tekstillerinin Geliştirilmesi, Atopik Dermatit (Egzama) Kaynaklı Hassas Ciltlerin Tıbbi Tedavisine Destek Sağlayacak Sağlık Tekstillerinin Geliştirilmesi, Teknik Tekstil Sektöründe İhracat Potansiyelinin Artırılması URGE Projesi’, TEKSMER’in üzerinde çalıştığı projeler...
Dış ticaretteki canlılık devam edecek
Uludağ Tekstil İhracatçıları Birliği de teknik tekstil ihracatını artırmaya yönelik önemli çalışmalar yürütüyor. 2020 yılı sonunda 1 milyar doları aşacağını öngördükleri ihracatın yaklaşık 150-200 milyon dolarının yani yüzde 15-20’lik bölümünü teknik tekstil ürünlerinin oluşturacağını ifade eden Uludağ Tekstil İhracatçıları Birliği Yönetim Kurulu Başkanı Pınar Taşdelen Engin’e göre; 2021 yılında da bu oran artarak devam edecek.
Yatırım ve istihdam bakımından Avrupa’daki en büyük tekstil sektörünün Türkiye’de yer aldığına dikkat çeken Engin, açıklamasını “Ar-Ge ve Ur-Ge’ye kesintisiz şekilde odaklanmaya devam etmemiz şart. Avrupa Birliği, tekstil sektörünü anahtar sektörlerden biri olarak görüyor ve sürdürülebilir kalkınmasına katkı sağlamaya devam etmesini istiyor. Benzer şekilde bizim için de tekstil sektörümüz vazgeçilmez bir hazine. Bunu iyi değerlendirmeliyiz. Sektörümüz hem anahtar sektör hem de öncelikli sektör konumunda. Bu bağlamda tecrübeli yöneticileri, nitelikli çalışanları ve bilim insanlarıyla hep birlikte yeni rekabet alanına hazır durumda” sözleriyle sürdürdü.
Ülkemizin tekstil sektöründe pazar çeşitlendirmesini son derece başarılı şekilde gerçekleştirdiği görüşünü dile getiren Engin, “ABD seçimlerinin sonuçlanmasıyla, dünyadaki korumacı anlayış ve ticaret savaşlarında bir durulma ve liberal politikalara geri dönüş trendi başlayacağını tahmin ediyoruz. Böylelikle Türkiye’nin tekstil ve hazır giyim sektörlerinin dış ticaretinde canlılık devam edecek” diye konuştu. Türkiye’nin, pandemi döneminde 100’den fazla ülkeden teknik tekstil bağlamında yardım talebi aldığına ve birçoğuna destek olduğuna dikkat çeken Engin, “Ülkemiz, 3 milyar dolarlık teknik tekstil hedefini tutturabilecek güce ve potansiyele fazlasıyla sahip” dedi.
Tasarım, Ar-Ge, inovasyon ve markalaşma önceliğimiz olmalı
Engin’e göre hedefin gerçekleştirilebilmesi için öncelikle, tasarım, Ar-Ge, inovasyon ve markalaşma konusuna büyük önem vermek gerekiyor. Tekstil sektörünün başlıca sorunları arasında yer alan kalifiye eleman yetersizliğine de dikkat çeken Engin, “Tekstil mühendisliği son yıllarda gençlerin tercih sıralamasının sonlarında yer almaya başladı. Oysa sektörümüzün nitelikli ve deneyimli mühendislere ihtiyacı var. Üstelik tekstil sektörü artık teknoloji ile iç içe” dedi.
Sektördeki bu eksikliğin giderilmesi için başlattıkları burs programında bahseden Engin, tekstil mühendisliği algısının iyileştirilmesine yönelik yapılan çalışmalar sonunda üniversitelerde kontenjan doluluk oranının yüzde 42’den yüzde 92’ye yükseldiğini ifade etti. Bu yıl ise 14 tekstil mühendisliği bölümünden 9’unun yüzde 100 doluluk oranına ulaştığına dikkat çeken Engin, sektördeki bu eksikliğin giderilmesi yönelik gelecek dönemde daha kapsamlı çalışmalar yapacakları söyledi.
Nitelikli ve deneyimli mühendislere ihtiyaç var
Uludağ Tekstil İhracatçıları Birliği tarafından tekstil sektörünün genelini ve özelde de teknik tekstiller sektörünü geliştirmek ve güçlendirmek için düzenlenen Techxtile Start-Up Challenge’dan bahseden Engin şöyle devam etti: “İçinde bulunduğumuz pandemi sürecine rağmen başvuran proje sayısı geçen seneye göre yüzde 66 gibi rekor bir düzeyde artış gösterdi. Ülkemizin çeşitli illerinden gelen toplam 174 projenin konuları ise hayli ilgi çekici. 11 aday, tüm dünya olarak mücadele ettiğimiz Covid-19 ile ilgili proje geliştirirken, akıllı tekstiller, sanal gerçeklik, teknik tekstiller, sürdürülebilirlik, yapay zeka gibi alanlardan önemli sayıda proje gelmesi, adaylarımızın dünya gündemini yakalamış olmaları açısından bizleri sevindirdi. Başarılı start-up adaylarımızı bu sürece daha donanımlı hazırlamak için girişimcilik eğitimlerimize başladık. Bu eğitimler sayesinde tüm katılımcılar çok değerli bilgiler ve tecrübe kazanacaklar. Bütün bu çalışmalar Türkiye’nin teknik tekstil ihracatına da önemli katkılar sunacak.”
Yeni ihracat pazarları araştırılmalı
Türkiye’nin 2021 yılındaki 3 milyar dolar teknik tekstil ihracatını gerçekleştirilebilecek tecrübeye ve bilgi birikimine sahip olduğunu belirten Denizli Ticaret Odası Yönetim Kurulu Başkanı Uğur Erdoğan, bu hedef doğrultusunda yeni pazar arayışının kesintisiz sürdürülmesi hatta hızlandırılması gerektiğini ifade ediyor. “Ürün yelpazesi genişletilerek, bu konuda hizmet verebilecek alternatifler oluşturulmalı” diyen Erdoğan, “Potansiyelimizin yüksek olduğu teknik tekstilde, pozisyonumuzu çok daha iyiye taşımak adına yürüttüğümüz çabamızı hız kesmeden devam ettirmeliyiz. Biz de bu konuda çoktan kolları sıvadık ve işe koyulduk; bu yöndeki çabamızın adını da Denizli’de Teknik Tekstile Dönüşüm Projesi koyduk” şeklinde konuştu.
Denizli’de Teknik Tekstile Dönüşüm Projesi kapsamında kurulacak merkez için 1000 metrekarelik bir alan Denizli OSB yönetimi tarafından DTO’ya tahsis edildi. Teknik Tekstil Merkezi’nin yanında Mesleki ve Test Eğitim Merkezi de kurulacak. Böylece işletmeler, tüm iş geliştirme, eğitim ve danışmanlık hizmetlerini tek noktadan alacak.
KOBİ’ler küresel rekabete dahil edilmeli
Teknik tekstil sektörünün geleceği için önemli bir adım olan projenin detaylarını anlatan Erdoğan, “Projemizin sonunda Teknik Tekstil Merkezi kurulmasını ve teknik tekstil kümesinin oluşturulmasını, en az 50 KOBİ’mizin bu merkezden yararlanmasını, 100 KOBİ’mize veya girişimcimize ise teknik tekstil üzerine iş geliştirme desteği verilmesini, 30 KOBİ’mizin satışlarını ve/veya ihracatını arttırmasını, enerji dâhil girdi maliyetlerinin azaltılmasını, en az beş yeni işletmenin kurulmasını ve 13 nitelikli istihdam oluşturulmasını hedefledik” dedi.
Erdoğan şöyle devam etti: “Tüm bu süreçte, Denizli imalat sanayimizde teknik tekstil alanında kapasite oluşturulmasını ve firmaların bu konudaki dönüşümüne destek olmayı, ayrıca tekstil imalat sanayimizin de teknik tekstile dönüşümünü sağlayarak KOBİ’lerimizin rekabet güçlerini artırıp küresel değer zincirine dahil etmeyi amaçladık.”
Zorlu Tekstil pet şişeden iplik üretecek
Pandeminin de etkisiyle, 2020 yılında bir rekora imza atılan teknik tekstil üretiminin ve ihracatının 2021 yılında da artarak devam etmesine yönelik çalışmalar artarak devam ediyor. Sivil Toplum Kuruluşları’nın (STK) geliştirdiği projelerin yanı sıra, özel sektördeki firmalar da geleceğin en gözde alanlarından biri olan teknik tekstile yatırım yapıyor, uzun vadeli projelerini hayata geçiriyor.
Türkiye’de teknik tekstile yatırım yapan ilk firmalardan biri olan Zorlu Tekstil, pandemi öncesinde yakaladığı büyüme hızını, pandemi döneminde geliştirdiği akıllı tekstil üretimiyle sürdürdü. 30 kez yıkanabilir beş milyon maskeyi Marks&Spencer’a satan Zorlu Tekstil, yatırımını yaptığı yeni tesisinde pet şişelerden iplik üretecek. Böylece plastik şişe atıklarının doğada çevre kirliliği yapmasını önleyecek ve ekonomiye kazandırılacak.
Zorlu Holding Tekstil Grubu Başkanı Necat Altın da konuyla ilgili verdiği farklı demeçlerde, Erciyes Üniversitesi ile antibakteriyel ve antiviral apre geliştirilmesi konusunda işbirliği içinde olduklarını, Erciyes Üniversitesi bilim insanlarıyla nano teknolojik çalışmalar sonunda nano gümüş etkenli bir dezenfektan üreterek, salgınla ve diğer zararlı mikroorganizmalarla mücadelede güçlü bir koruyucu geliştirildiğini de ifade ediyor. Bu koruyucu maddenin Türkiye’nin tek vegan belgeli koruyucusu olma özelliği de taşıdığına dikkat çeken Altın, ev içi kullanımına yönelik yıkanabilir özellikli antibakteriyel nevresim takımı, pratik ve hijyenik seyahat tipi kolay taşınabilir ürünler ve tek kullanımlık kullan-at ürün grubunu satışa sunduklarını sözlerine ekliyor.
Teknoloji vurgusu
Türkiye’nin tekstilde sıçrama yapması için Ar-Ge ve inovasyon odaklı bir iş modeline geçmesi gerektiğini söyleyen Altın, “Tamamen Ar-Ge, teknoloji ve inovasyon odaklı bu alana yatırımla, ülkemizin hedeflediği katma değerli ihracata, tekstil sektörü olarak ciddi bir katkı yapabiliriz” diyor. Zor tutuşan perde ve kumaşlar, antistatik iplikler, antibakteriyel tıbbi malzemeler gibi teknik tekstilin yanı sıra; serin tutan pike, şarj edilebilen LED’li perde, kendini temizleyen kumaş, EKG ritim takip sistemli tişört gibi akıllı tekstil ürünlerinin Ar-Ge’ye yapılan yatırımın bir yansıması olduğunu belirten Altın, bu alandaki gelişimin olmazsa olması Ar-Ge ve inovasyonla birlikte teknolojiye de dikkat çekiyor.
Altın açıklamalarında, “Akıllı tekstil ürünlerini üretmek istiyorsanız, Ar-Ge ve inovasyon ile birlikte teknolojiye de üst düzeyde hakim olmanız gerekiyor” diyerek, sözlerini şöyle sürdürüyor: “Elbette insan kaynağının, mühendis kadronuzun yetkinlikleri de bunun ayrılmaz bir parçası. Bugün iki Ar-Ge ve bir Tasarım Merkezi’miz var. Ciromuzun yüzde 20’si akıllı ve sürdürülebilir tekstil kategorisinden geliyor. Bunu, 2025’te ciromuzun yarısına kadar çıkarmayı hedefliyoruz. Bu yıl Ar-Ge bütçesi ve personel sayımızda yüzde 10’luk artış öngörüyoruz. Patent ve tescilde de yüzde 50’lik bir artış bekliyoruz. Tüm bunlara paralel olarak sürdürülebilir ve akıllı ürün kategorisinden gelen ciromuzu önceki yıla göre yüzde 10 oranında artırmayı hedefliyoruz.”
Kaliteli ürün yetmez, sürdürülebilir üretim şart
Zorlu Tekstil sürdürülebilirlik stratejisini doğa ve insan temelli olarak iki ana başlık üzerine inşa ediyor. “Dünyanın en iyi, kaliteli ürününü bile yaptığınızı iddia etseniz, perakende devleri eğer, çevresel ve toplumsal sürdürülebilirlikle ilgili koydukları kriterleri karşılamıyorsanız, sizden o ürünü asla almıyor” cümlesiyle çevreye ve topluma dost üretime dikkat çeken Altın, “Bir ürünü üretirken çevresel etkiniz, çalışanlarınıza sunduğunuz iş ortamı, kullandığınız hammadde, proses yönetiminde uyguladığınız yöntemler, nihai ürünün içeriği, paketleme ve sevkiyat dahil, aklınıza dahi gelmeyecek çok ciddi sürdürülebilirlik kriterleri var. Biz bunların hepsini karşılayabildiğimiz için, gerektiğinde daha pahalı olsun ama Zorlu’dan olsun diyorlar. Bu anlamda dünyada ‘Made by Zorlu’ markasının bir karşılığı olduğunu gururla söyleyebilirim” diye konuşuyor.
“Türkiye’nin dünyaya açılan kapısı olabiliyoruz”
Zorlu Tekstil Grubu, Akıllı Hayat 2030 vizyonu doğrultusunda başlattığı sürdürülebilirlik odaklı akıllı dönüşümle yeni nesil tekstillerin Türkiye’deki öncüsü olmaya devam ediyor.
Tekstilin şimdi olduğu gibi gelecekte de katma değer yaratacak en kritik sektörlerden biri olacağını belirten Altın, “Türkiye’nin katma değerli üretimin şifrelerini aradığı bir dönemde asıl katma değerin inovasyonda olduğunu, çok erken dönemde keşfetmiş bir şirketiz. Bu sayede büyük markaların inovatif iş ortağı ve yaptığımız ihracat ile yeni nesil akıllı tekstillerde Türkiye’nin dünyaya açılan kapısı olabiliyoruz. Isıya ve neme duyarlı, hava geçirgenliği yüksek aynı zamanda antibakteriyel ve antiviral özelliklere sahip iplik ve kumaşlarımızla güvenlik, savunma sanayi, sağlık, otomotiv ve elbette uzmanlık alanlarımızdan biri olan ev tekstili olmak üzere pek çok sektöre akıllı tekstil ürünleri sunuyoruz” diyor.
Altın açıklamalarında, pandemi sürecinde yaptıkları inovatif çalışmaları ise şöyle özetliyor: “DRY TOUCH® adını verdiğimiz terletmeyen ve nefes aldıran teknik tekstil kategorisindeki kumaşlarımızla maskeler ürettik. Aylık 3 milyon adet maske üretim kapasitesine sahibiz. Antibakteriyel maskenin yanı sıra antiviral maske de üretiyoruz. Şu anda ihracatımızın yüzde 10’u maske satışından geliyor. Çok yakın bir zamanda İngiltere’ye Marks&Spencer markası için beş milyon adet antibakteriyel maske ihracatı gerçekleştirdik. Yine bu süreçte İngiltere’ye havayı temizleyen perde satışı yapmaya başladık. Ayrıca Erciyes Üniversitesi ile antibakteriyel ve antiviral apre geliştirilmesi konusunda işbirliğine gittik. Geleceğin tekstilini oluşturmak noktasında inovasyon, tasarım ve Ar-Ge çalışmaları temel kılavuzumuzu oluşturuyoruz.”
Denizli yüzünü teknik tekstile döndü!
Denizli’de Teknik Tekstile Dönüşüm Projesi kapsamında kurulacak Teknik Tekstil Merkezi’nde;
• Uçak, helikopter, tren, otomobil, drone, yat, kayık ve kano parçaları ile kayak takımı ve golf sopasının yanı sıra keman ve gitar gibi çalgı aletlerinin kasalarının inovatif halinin numunesi üretilebilecek.
• İtfaiyeciler için, güç tutuşur kumaşlar tasarlanabilecek.
• Otomotiv, medikal, tekstil ve ambalaj sektörlerinde kullanılabilecek ürünlerde, ultrasonik dikiş makinesiyle hava geçirmeyen dikiş yapılabilecek.
• Isıtma ve soğutma yapabilen ve yaşamsal verilerin toplanması gibi özel işlevleri olan akıllı yatak tekstilleri geliştirilebilecek.
• Dâhili elektronik iletişim cihazlarına sahip akıllı giysilerin geliştirilmesiyle ilgili çalışılabilecek.
• Perdelerde ve döşemelerde, dekorasyon çeşitliliğini artırmak için rengi ayarlanabilen optik ev tekstillerinin numuneleri üretilebilecek.
• Çevreye duyarlı olarak sentetik ürünlerin ve belki de pamuk liflerinin susuz ortamda boyanabilmesi sağlanacak.
• Covid-19 salgınıyla değeri daha çok anlaşılan, ameliyathanelerde kullanılan önlükler ile ameliyat masalarında kullanılan tekstil ürünleri gibi tek kullanımlık malzemelerin geliştirilmiş hallerinin numunesi üretilebilecek.
• İnşaatlarda kullanılmak üzere, beton ile birleştirilebilen, ağırlığı azaltan, mukavemeti ve mimari kaliteyi artıran tekstil ürünleri dizayn edilebilecek.
• Merkezdeki enerji ölçüm ekipmanlarıyla, üyelerin tesislerinin enerji verimliliği izlenerek, kayıplarının azaltılması da sağlanacak.
• Üyeler, tüm bu hizmetlerden üç yıl boyunca ücretsiz bir şekilde yararlanabilecek.