İddialı ve zamansız parçalarıyla özgün ve niş bir beğeniye hitap eden OUTKAST PEOPLE markasının kurucusu ve kreatif direktörü Emre Aktuna şu günlerde İlkbahar/Yaz 2021 koleksiyonunun heyecanını yaşıyor. Aktuna, markasının tasarım kodlarından, tüm süreçlerdeki titizliğine, sürdürülebilirlik adımlarından, Türkiye’deki üretim avantajlarına farklı konularda sorularımızı yanıtladı.

Design House London isimli İngiliz tasarım stüdyosunda River Island ile başladığınız kariyer yolculuğunuzda New Look, Dorothy Perkins, Top Shop gibi büyük kitlelere ulaşan markaların koleksiyonlarını tasarladınız. Bu dönemi üretim ve hammadde erişimi, özellikleri açısından Türkiye’deki şartlarla kıyasladığınızda nasıl farklar görüyorsunuz? 
Türkiye, hem kumaş yelpazesi hem üretim kapasitesi anlamında İngiltere’nin high street markalarına fason üretim yapan öncü ülkelerden. Tekstil teknolojisine yatırım yapan bir ülkeyiz. Öte yandan İngiltere ile kıyasladığımda burada gördüğüm eksiklik, ‘kalifiye donanım’ diyebilirim. Zanaatkâr ustaların, ekonomik anlamda zorlandıkları için küçük işletmelerini kapatıp, sektör değiştirdiklerine pek çok kez şahit oldum. Dolayısıyla bir yandan teknolojiye yatırım artarken, zanaatkârın da kıymetinin bilinmesi gerektiğini düşünüyorum.

Kendi markanızı kurmaya nasıl karar verdiniz? 
Aslında çalıştığım yerde kariyerim çok iyi yönde ilerliyordu; tasarım ve üretimin yanı sıra pazarlama ve satış sürecine de dahil olmaya başlamıştım. “Danimarkalı bir arkadaşımın kendi kurduğu markasının Londra Moda Haftası’nda gerçekleştirdiği sunumu beni aniden tetikledi” diyebilirim. Milano’ya master’a gittiğim sırada, hayalimin bir gün kendi markamı kurmak olduğunu hatırladım ve istifa ederek home office çalışmaya başladım. Bir yandan marka hazırlıklarına başlarken, diğer yandan serbest olarak tasarım işleri almaya devam ettim.

Marka kimliğinize bakınca, müzik, tarih, sanat, antropoloji hatta kelimelerden ilham aldığınızı görüyoruz. Peki OUTKAST PEOPLE ürünlerinin enerjisini bir hedef kitleyle eşleştiriyor musunuz? Markanızın tarzı hangi kültürlere daha yakın gelebilir?
Elbette, markanın çok ciddi bir hedef kitlesi var. İsminden ve tavrından da belli olacağı üzere geniş kitlelere hitap eden bir beğeni anlayışının aksine, çok daha niş ve özgün bir tasarım anlayışına sahip.

‘’Türkiye kumaş konusunda derya deniz’’
Aradığınız materyalleri yerli üretimde bulabiliyor musunuz? 
Özellikle doğal içerikli malzemelerin büyük kısmını yerli firmalardan rahatlıkla temin edebiliyorum. Metal aksesuarlar ve imitasyon kürkler gibi özellikli malzemeleri tamamen ithal kullanıyorum.

Farklı kumaşlarla çalışan bir tasarımcı olarak Türkiye’de üretim yapmak nasıl bir avantaj sunuyor? 
Türkiye kumaş konusunda derya deniz. Her tarzda ve özellikte malzemeyi ya üretiyoruz ya da hammaddesini ithal edip işliyoruz. Dolayısıyla her sezon fuarların yanı sıra, iç piyasaya çıkıp kumaş araştırması yapmak benim ufkumu açıyor, her seferinde yeni bir şeylerle tanışma fırsatı buluyorum.

Dünyanın değişen düzeninde üretim süreci
Modayı iki boyutlu olarak, ekranlardan görüp tüketmeye başladıkça materyal ve üretim kalitesini tüketiciye aktarmak zorlaştı mı?
Bizim müşteri kitlemiz, kullandığımız materyalin yanı sıra kalıplarımızla da genel olarak aşk yaşıyor. Dolayısıyla bu süreç aslında hepimizi biraz daha kapsamlı sunumlarla ve güçlü görsel tanımlarla son tüketicimize ulaştırma yolları aramaya itti.

Tasarımdan vitrine her aşamada dahil olduğunuz koleksiyon sürecinde en keyifli faz hangisi? 
Konsept oluşturma ve tasarım süreci tabi ki en keyifli kısmı. Her sezon yeni bir dünyaya girdiğimi hissediyorum.

Sürdürülebilirlik, her sorumlu markanın kitabına girdi, OUTKAST PEOPLE üretim ve tasarım süreçlerinde bu konuyu nasıl ele alıyorsunuz?
Elimden geldiğince doğal malzemelerin peşindeyim. Örneğin bu yaz sezonunda kullandığımız tüm kumaşlar doğal elyaflı; desenler dijital yöntemle yüzde 100 doğal içerikli kumaşlar üzerine basıldı. Polyester ürünlerde geri dönüşümlü polyesteri tercih etmeye çalışıyorum. Her bir ürünün uzun ömürlü, yüksek kaliteli olması konusunda çok hassasım. Zaten deseninden düğmesine tüm süreci bizzat yönettiğim için ürünlerin, sahiplerine uzun yıllar eşlik etmesi öncelikli hedefim.

Pandemi sürecinde yeni bir koleksiyon (SS21) üretmek nasıl bir deneyimdi? 
Gerçek bir ‘challenge’ diyebilirim. Tüm üreticilerimiz yarı zamanlı çalışmaya başladı, sipariş ettiğimiz malzemelerin teslim süreleri normalin üç-dört katı uzadı. Ancak böyle bir dönemde bile beni yalnız bırakmayan ve canla başla çalışan, çok sıkı bir ekibim var. Hepimiz gerçekten çok çaba sarf ettik bu süreçte ve her biri el emeği ürünlerimiz askıdaki yerini aldı. Şu anda SS21 sezonunun üretimini yapıyoruz, Şubat itibariyle mağazalarda olacak.

Daha az tüketmeye yöneldiğimiz dünyada ‘bir kent göçebesi’ olarak tanımladığınız markanızın tasarım kodları, sizce tüketiciye en çok hangi açıdan hitap ediyor?
Bana göre OUTKAST PEOPLE ürünlerinin her biri, ulaştığı kişinin bir şekilde vazgeçemediği ‘o parça’ haline geliyor. Ve zamanının önünde olduğu için gün geçtikçe daha çok kıymeti biliniyor. “Hem iddialı, hem de zamansız olması en çok tercih edilme sebebi” diyebilirim.