Adana’da Kayıt Dışı Ekonominin Azaltılmasına Yönelik Çalıştay
Türkiye Cumhuriyeti ve Avrupa Birliği tarafından finanse edilen proje ile ilgili Hazine ve Maliye Bakanlığı, Gelir İdaresi Başkanlığı bir çalıştay düzenledi. Çalıştayın açılış konuşmalarını, Gelir İdaresi Başkan Yardımcısı İdris Şenyurt, Adana Sanayi Odası (ASO) Başkanı Zeki Kıvanç, ASO Meclis Başkanı İsrafil Uçurum, PwC Şirket Ortağı Yüksel Toparlak ve Prof.Dr. Ümit Özlale yaptı.
Çalıştaya, TOBB, İTKİB, GAİB, LASİAD, UİB, OSİAD, AHKİB, Konfeksiyon Yan Sanayi Derneği, TEKSİF ve Öz İplik-İş temsilcileri ile kamudan SGK, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı, TC Merkez Bankası, Gelir İdaresi Başkanlığı, Vergi Denetim Kurulu Başkanlığı, T.C. Cumhurbaşkanlığı Strateji ve Bütçe Başkanlığı, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı, Türk Kızılayı, Adana Vergi Dairesi Başkanlığı’ndan toplam 52 kişi katıldı.
Dört gün süren toplantıda;
• Tekstil ve hazır giyim sektöründe girdi piyasalarında yaşanan kayıt dışına yönelim ve bu sorunlara karşı çözüm önerileri aktarıldı.
• Üretim süreci öncesi ve sonrası kayıt dışılığın önlenmesi için ilgili bakanlıkların bilgi toplama, izleme ve denetim sistemlerine ilişkin değerlendirmeler yapıldı.
• Tedarik zincirinde kayıt dışılığın hangi aşamalarda yoğunlaştığı ele alındı.
• Tekstil sektörünün daha rekabetçi ve daha iyi işleyen bir piyasaya dönüşümüne yönelik öneriler iletildi.
• Tekstil firmalarının tedarik değer zinciri süreçlerini daha iyi yönetebilmesi için öneriler değerlendirildi.
• İhracat süreçlerinin iyileştirilmesi ve kayıt dışı ihracatın önlenmesine yönelik öneriler tartışıldı.
• Dağıtım kanallarının takibi, hızla gelişilen e-ticaret üzerinde artan denetimlerin etkileri ele alındı.
Sendikamız adına sunum
Çalıştaya Sendikamızdan katılan Genel Sekreter Yardımcısı Levent Oğuz da, hazirunu bilgilendirmek ve işverenlerimizin taleplerini iletmek için ‘Dünyada ve Türkiye’de Tekstil Sektörü’ başlıklı bir sunum gerçekleştirdi.
Sunumda Türkiye’de üretim ve istihdamı destekleyen bir teşkilat olarak, hem işveren hem de çalışanlar üzerindeki mali yüklerin azaltılması gerektiği ifade edildi. Dünyada dijitalleşmeyle birlikte tekstil sektöründe yaşanan dönüşüme ayak uydurarak değer zincirinden daha fazla pay almamız gerektiği belirtildi. Bu süreci gerçekleştirecek işverenlerin faaliyetlerinin sürdürebilir olması, aynı zamanda çalışanların da beceri dönüşümünü sağlayarak bilgi birikimleriyle desteklemelerinin önemi vurgulandı.
Bu ana fikirden yola çıkarak sürdürülebilir bir üretim için hem üretim faktörleri üzerindeki yüklerin azaltılması hem de haksız rekabete karşı alınacak önlemlere ilişkin aşağıda yer alan görüşler iletildi:
• İşsizlik primindeki işveren payı yüzde 2’den yüzde 1’e düşürülmeli; yüzde 17.5 olan sigorta primi yükü de azaltılmalı.
• Sanayide enerji kullanımı ucuzlatılmalı.
• Kayıtlı, örgütlü, toplu sözleşmeli iş yerlerine pozitif ayrımcılık yapılmalı; örneğin, 75 TL olan asgari ücret desteği bu iş yerlerinde daha yüksek olmalı.
• İş Sağlığı ve Günvenliği (İSG) gibi devlet denetimleri, merdiven altı-kayıtsız üretim yapan iş yerlerine daha fazla odaklanarak faaliyetlerinin önüne geçmeli.
• Sanayimizi haksız rekabete karşı koruyan ek vergileri aşmaya yönelik Dahilde İşleme Rejimi (DİR) uygulamalarının kötüye kullanılmasının, Gümrük Birliği (GB) ve Serbest Ticaret Anlaşmalarının (STA) sağladığı ayrıcalıklardan art niyetle yararlanılmasının önüne geçilmeli.
Yapılan toplantıların sonunda kayıt dışının en önemli maddesi olan istihdamda, ‘Geçici Koruma Altındaki Yabancılar’ın etkilerinin azaltılması için, SGK, vergi idareleri ve belediyelerin ortak çalışmaları, denetimlerle elde ettikleri verileri paylaşarak takiplerin yapılması gerektiği vurgulandı.
Bordro dışı ödeme yapılması, SGK primi ödemeden işçi çalıştırılması gibi durumların önlenmesi için örgütlü iş hayatının önemi dile getirildi. Bu ödemeleri yapabilen iş yerlerinin satış kalemlerinde kayıt dışılığın bulunacağını belirten vergi denetim uzmanları, düzenledikleri raporları SGK ile paylaşabileceklerini belirtti.
İşveren üzerindeki yüklerden kıdem tazminatı ve işsizlik fonunun aynı anda alınmasının doğru olmadığı, dünyada hiçbir ülkede bu durumun yaşanmadığı ve düzeltilmesi gerektiği vurgulandı.
Tekstil sanayiinin ‘Hassas Sektör’ ilan edilerek, 50 kişi ve üzeri çalışana sahip iş yerlerine vergisel açıdan avantajlar sağlanması talep edildi. Mevcut uygulamada işveren, işçi için ödediği vergiyi gider olarak kaydetmek suretiyle vergi indiriminden faydalanabiliyor. Sektörün talebi ise ödenen vergi tutarında kurumlar vergisinde mahsuplaşılması.
Bu konuda bir başka öneri de, imalat sanayiinde yer alan asgari 100 kişilik firmaların çalışanlarından alınan vergi oranlarının OECD ortalaması olan yüzde 20’lere çekilmesi oldu.
Ham madde ve ara malı alımlarında kayıt dışının engellenmesi için vergi düzenlemeleri yapılmasının uygun olabileceği belirtildi; örneğin “pamukta (tarladan elde edilen ürünler) yüzde 1 KDV olmalı” denildi.
İmalatçı/ihracatçı firmaların, dış ticaret firmaları gibi direkt KDV iadesi almaları gerektiği ifade edildi.
DİR konusunda en büyük problemin ‘Eşdeğer Eşya Statüsü’nde yaşandığı ifade edildi. Bunu önlemek için ayniyat tespitinin önemi ve cezai yükümlülüklerin yüksek olması gerektiği savunuldu.
Kayıt dışılıkla mücadele için basiretli işverenlerin, Gelir İdaresi Başkanlığı’nın uyguladığı ‘Mükelleflerin Gönüllü Uyumu’ sistemiyle, kayıt dışı faaliyet veya gelirleriyle ilgili beyanda bulunarak daha düşük bir ceza ile işlerine devam edebilecekleri söylendi. Aksi takdirde denetimler sonucu ortaya çıkan kayıt dışılıklara yüksek cezai müeyyideler uygulandığı belirtildi.
Ücretli çalışanlardan, imalat sanayiinde faaliyet gösterdikleri takdirde, daha az vergi alınması konusunun Anayasa Hukuku’na aykırı olup olmadığı tartışıldı; konuya ilişkin görüş alınması konusunda anlaşıldı.