Pamuk için B planımız hazır mı?
Hürriyet Gazetesi 07 Kasım 2014
Türkiye, yerli üretimin giderek azalması nedeniyle tükettiği pamuğun yarısından fazlasını ithal ediyor. Pamuk ithalatının yarısından fazlası ise ABD’den yapılıyor. Ancak artan pamuk ihtiyacının karşılanması için ithalat yerine B planı devreye alınıp, yerli üretim artırılmalı.
Pamuk ya da diğer adıyla beyaz altın, dünyada en yaygın üretilen doğal bir elyaf. Küresel tekstil pazarının yüzde 31’ini oluşturan pamuk, Türk tekstil ve hazır giyim sektörü için de kritik öneme sahip. Türkiye pamuk sektöründe büyük deneyimi, bilgi birikimi, yatırımları ve uygun toprakları olan bir ülke olmasına rağmen, tükettiği pamuğun yarısından fazlasını bugün ithal eden konumda. Uluslararası Pamuk İstişare Komitesi’nin rakamlarına göre geçen yıl 850 bin tonun üzerinde pamuk üreten Türkiye’nin toplam pamuk tüketimi 1 milyon 350 bin ton olarak gerçekleşti. Bu yıl ise, pamuk üretiminin yine 850 bin tona yakın olması beklenirken, pamuk tüketiminin 1 milyon 400 bin tonu aşacağı hesaplanıyor. 2015 yılı öngörüleri de yine Türkiye’nin ürettiğinin iki katından fazla pamuk tüketeceğini ve bu ihtiyacını da ancak ithalatla karşılayabileceğini gösteriyor. Dolayısıyla pamuk tekstil ve hazır giyimde dünyanın 4.büyük oyuncusu konumundaki Türkiye için son derece stratejik bir ürün.
Pamuk üretiminin iyileştirilmesi
Ancak pamuk konusunda Türkiye için kritik olan tek konu, giderek artan ihtiyacı ve buna bağlı olarak artan ithalatı değil. Pamuğun yarıdan fazlasını tek bir ülkeden yani dünyanın en büyük pamuk üreticisi ABD’den alması da yine Türkiye açısından üzerinde durulması gereken bir konu. Dünyadaki pek çok ülke gibi Türkiye için de ABD, en büyük pamuk tedarikçisi ülke. Bu durumun zaman zaman özellikle fiyat açısından yarattığı bazı dezavantajlar olabiliyor. Tüm bunlar Türkiye’nin artan pamuk ihtiyacının ülke ekonomisi açısından öneminin farkında olan ekonomi yetkililerini, tekstil ve hazır giyim sektörü temsilcileri ve pamuk üreticilerini, yerli üretiminin artırılması ve iyileştirilmesi konusunda harekete geçirdi. Son yıllarda Türkiye’nin pamuk üretiminin artırılması için ciddi adımlar atılırken, ekonomi yönetimi bir yandan da pamuk ithalatında ülkenin haksız rekabete uğramasını engelleyici tedbirler alıyor.
ABD’ye anti damping uygulaması
Bu kapsamda Türkiye geçtiğimiz günlerde ABD’den yapılan pamuk ithalatına yönelik haksız rekabet incelemesi gerçekleştirdi. Bunun sonucunda başlatılan ve halen süren ABD menşeli pamuk ürünlerine yönelik dampingli ithalat soruşturması sektör açısından büyük önem taşıyor. Sektör temsilcileri, Türkiye’nin sadece soruşturma açmak yerine, bir yandan da pamuk üretimini artırmaya ve kalitesini yükseltmeye yönelik faaliyetleri içeren bir B planının olması gerektiğine dikkat çekiyor. Hatta ABD’ye yönelik haksız rekabet soruşturmasının, pamuk üretiminin artırılması için bir fırsat olarak görülmesi gerektiğini belirtenler de var. Soruşturmanın sonuçlandırılması ve gerekli adımların atılması planlanırken, bir yandan da Türkiye’nin pamuk ihtiyacının daha fazla yerli kaynaktan sağlanması için gerekli adımların bir an evvel atılması gerekiyor.
Sektörden Görüşler
ABD pamuğu bizim için kritik
Kemal Karaküçük (Kahramanmaraş Ticaret ve Sanayi Odası Başkanı): Ortalama rakamlara bakılarak Türkiye’nin yıllık pamuk tüketimi 1.4 milyon ton. Bunun 700 bin tonu yerli üretimden karşılanıyor, 700 bin tonu ithalatla karşılanıyor. İthalatın ise 400 bin tonu ABD’den yapılıyor. O nedenle ABD bizim için pamuk ithalatı konusunda stratejik bir ülke. Biz bir yandan yerli üretimimizi artırmak üzere teşvik politikaları uygularken bir yandan da ABD’ye yönelik anti damping
soruşturması gibi adımları çok dikkatli atmalıyız. Çünkü bu konuda herhangi bir sorun yaşarsak Türkiye ekonomisi zarar görür. ABD’nin pamuğu çok verimli ve kaliteli. Dolayısıyla bunun tedarikinde sorun yaşama lüksümüz yok.
Hedef 1 milyon ton olmalı
Barış Kocagöz (Ulusal Pamuk Konseyi Başkanı): Ulusal Pamuk Konseyi olarak Türkiye’de pamuk üretiminin artırılması ve iyileştirilmesi konusunda stratejik önlemler öneriyoruz. Bir kere ülkemizin bir kritik üretim hedefi olmalı, bu da 1 milyon ton olmalı, diye düşünüyoruz. Bu rakamın altındaki üretim tekstil sektörü için güvenli değil. Ayrıca destekleme politikalarının 5 yıl süre ile ilan edilmesi gerektiğini düşünüyoruz. Lisanslı depoculukla ilgili Bakanlığımızdan beklediğimiz müjde geldi ve depolama maliyetinin yüzde 38’i pamukta artık desteklenecek. Bunun dışında yerli tohumculukta önemli gelişmeler göze çarpıyor. İşletmelerin modernleşmesi ile pamuk işlemede de kalite artıyor.
Çare ithalat kısıtlaması değil
Leon Piçon (Orta Anadolu Pamuk Satınalma Direktörü): Pamuktaki üretim açığımızı ithalata sınırlama getirerek çözemeyiz. Tekstil sektörümüzün önemli bir kısmı için Türkiye’de üretilen pamuğun mevcut kalite ve standartları yeterli değil. Pamuk ithalatına getirilecek kısıtlamalar Türk pamuğunun kalite ve standardizasyon konusundaki gelişimini geciktirir. Tekstil sektörü, ihtiyacı olan yüksek standartlı pamuğu daha yüksek maliyete katlanarak ithal etmek zorunda kalabilir. Sonuç itibarıyla, Türk tekstili ihracattaki rekabet gücünü ciddi anlamda kaybedebilir. Pamuğun üretimini artırmanın birinci çaresi, üretilebilecek diğer alternatif ürünler ile arasındaki maliyet eşitsizliğinin giderilmesi.
Cari açıkla mücadele için yerli üretim
Türkiye pamuk sektörü alabileceği önlemlerle orta ve uzun vadede pamuk üretimini artırabilir.
Böylelikle yıllık ortalama 1.5-2 milyar dolar olan pamuk ithalatı da azalır. İthalatın azalması ekonominin yumuşak karnı cari açıkla mücadeleye olumlu katkı sağlarken, orta ve uzun vadede tekstil ve hazır giyim sanayinin rekabet gücünü artırır.
Pamuğun kalitesi yükseltilmeli
Pamuk üretiminin artırılması çabaları kadar, kalitelisinin yükseltilmesi için de adımlar atılması
gerekiyor. Bu amaçla,
- Lisanslı depoculuk girişimleri yaygınlaşması için teşvik edilmelidir.
- Yerli tohum üretimine önem verilerek çeşit çokluğunun önlenmesi teşvik edilmelidir.
- Pamuk standardizasyonu ülkemiz koşulları dikkate alınarak sektörün ihtiyaçları doğrultusunda yenilenmelidir.
- Çırçır ve prese işletmeleri günümüz ihtiyaçları doğrultusunda rehabilite edilmeli, çalışma usul ve esasları yenilenmelidir.
- Pamuk çok paydaşlı bir sektördür. Zaman ve emek kaybını en aza indirgemek üzere, kurumlar arası eşgüdüm sağlanmalı, işbirliği geliştirilmelidir.
GDO’suz üretim
Türkiye GDO’suz tohumla ve çeşitlerle üretim yapmasına rağmen verimde Dünya 2’ncisi. Bu da büyük başarı. Dünya 1’incisi Avustralya GDO’lu üretim yapıyor. Yani anlayacağınız amatör futbolcularla profesyonel ligde 2. durumdayız... “GMO Free Turkish Cotton” markası tekstilcimizin büyük bir avantajı, fakat uygulamada daha çok kullanılması lazım. Sonuç olarak pamuğu ne kadar desteklersek, üretime, sektöre, ülke ekonomisine katkısı kat be kat fazla olacak...