Hürriyet Gazetesi 25 Nisan 2014
KÜRESEL krizde işsizlik ve hızlı büyümeye çare olan tekstil ve hazır giyim sektörü, serbest ticaret anlaşması müzakerelerinin en önemli başlığını oluşturuyor. ABD ve AB bu alandaki yatırımlarını hızla arttırırken, Türkiye oyunda kalmak için adımlarını daha dikkatli atmalı.
Tekstil ve hazır giyimde dünya ticaret hacminin 2013’te 800 milyar dolara yaklaşması, küresel krizden en çok etkilenen ABD ve Avrupa Birliği (AB) ülkelerinin bu alandaki iştahını yeniden kabartmaya başladı. 2008’den bu yana başta ABD ve AB olmak üzere, ekonomik durgunlukla mücadele eden gelişmiş batı ülkeleri, bir yandan imalat sanayilerini güçlendirirken, bir yandan da çeşitli bölgesel işbirlikleri ile gelişmekte olan ülkelerin hızlı büyümesinin yan etkilerini azaltmayı amaçlıyor. Bu kapsamda geliştirilen stratejilerde aslan payını ise, gelişmiş ülkelerin hali hazırda ciddi know how birikimi olan tekstil ve hazır giyim sektörü alıyor. Örneğin tekstil ve hazır giyimin başta istihdam olmak üzere ekonomiye sağladığı olumlu katkıyı yeniden keşfeden ABD ve AB ülkeleri ‘tekstil ve hazır giyim sektöründen çıkıyorlar’ söyleminin tam tersine, bu alandaki yatırımlarını hızla artırırken, bu ülkelerin tekstil ve hazır giyimdeki ihracatında da gözle görülür bir atak gerçekleştirdikleri izleniyor.
ABD'de 23 yeni fabrika
Amerikan Tekstil Örgütleri Ulusal Konseyi’nin (NCTO) verilerine göre, son 3 yılda ABD’de tekstil arazilerinde 23 yeni fabrika kurulurken, sadece bu alandaki yatırımlar 3 milyar doları aştı. Dünyanın en büyük tekstil ve hazır giyim ithalatçısı olan ABD, 2009’da gerçekleştirdiği atakla bu alandaki ihracatını artırdı. NCTO’nun verilerine göre, ABD’de 2009’dan bu yana tekstil ve hazır giyim ihracatı 2009-2012 arasında yüzde 36 artarak, 17 milyar doları aştı. 2012’de ABD tekstil ve hazır giyim sektörünün istihdamı 500 bine yaklaşırken, dolaylı olarak 1 milyon kişiye iş imkanı sunuluyor.
AB ihracat atağı yaptı
27 üyeli AB de, başta tekstil ve hazır giyim sektörü olmak üzere tüm imalat sanayinde bir yandan yatırımlarını artırırken bir yandan da inovasyon ve AR-GE ile verimliliği artırmaya odaklanmış durumda. Bu yolla tektsil ve hazır giyimde verimliliğini artıran AB’nin 2005’te 115 milyar dolar civarındaki ihracatı 2012’de 178 milyar doları aştı. Küresel krizin başladığı 2008’deki ihracatını 192.6 milyar dolara çıkaran AB bu alandaki en büyük oyuncu Çin’i geride bırakıyor. Krizle birlikte ihracatı da azalan AB 2010’da tekstil ve hazır giyimde ancak 166 milyar dolarlık ihracat yapabiliyor. Son yıllarda yaptığı atakla bunu artıran AB, özellikle ABD ile yürüttüğü Transatlantik Ticaret ve Yatırım Ortaklığı (TTIP) anlaşması ve pek çok ülke ile hayata geçirdiği Serbest Ticaret Anlaşmaları ile başta tekstil ve hazır giyim olmak üzere ihracattaki rekabet gücünü daha da yükseltmeyi hedefliyor.
Türkiye 4'üncü büyük oyuncu
Gelişmekte olan ülkelerin girdi maliyetlerindeki avantajlı konumuna, markalarının gücü, ayrıca yüksek AR-GE yatırımları sayesinde elde ettikleri yenilikçi ürünlerle karşı koyan gelişmiş ülkeler, bu alanda oldukça başarılı sonuçlar elde etmekteler. 2005 ertesinde kotaların kalkmasıyla liberalleşen global tekstil ticaretindeki maliyet dezavantajına geliştirdikleri yeni ve karmaşık iş modelleri çerçevesinde karşı koymayı başaran gelişmiş ülkeler Dünya tekstil ticaretindeki gücünü korumayı başarabildi. Nitekim Dünya’nın en büyük 8 ihracatçı ülkesi içinde AB, ABD ve Güney Kore gibi gelişmiş ülkeler yer almaya devam ediyor. Bu genel tablo içinde Türkiye ise, Çin ve Hindistan gibi devlerle yarış içinde. Geniş iç pazarıyla da dikkat çeken Türkiye, tekstil ve hazır giyim ihracatında Çin, AB 27 ülkeleri ve Hindistan’ın ardından dünya ticaretinde 4’üncü sırada yer alıyor. Dünya ticaretinde 4’üncü büyük oyuncu olarak dikkat çeken Türkiye, Akdeniz havzası içinde ise, tekstil ve hazır giyimde en rekabetçi ülke olarak öne çıkıyor.
Türkiye oyunun içinde kalmalı
20 ülke ile hali hazırda serbest ticaret anlaşması bulunan ABD’nin AB ile süren TTIP müzakerelerinin yanı sıra TPP kapsamında Vietnam, Japonya ve Singapur ile serbest ticaret anlaşması görüşmeleri devam ediyor. Türkiye ile Gümrük Birliği Anlaşması olan AB’nin ise ABD dahil 20’den fazla ülke ile serbest ticaret anlaşması görüşmeleri sürüyor. Türkiye’nin, Gümrük Birliği nedeniyle ekonomik olarak olumsuz etkilenmemesi için AB’nin serbest ticaret anlaşması olan üçüncü ülkelerle eş zamanlı anlaşma imzalamasının yerinde olacağı vurgulanıyor. Bu amaçla Türkiye başta TTIP olmak üzere, AB’nin üçüncü ülkelerle yürüttüğü müzakerelere katılmak istiyor. Dünya tekstil ve hazır giyim sektöründe 4’üncü büyük oyuncu olarak devlerle yarışan Türkiye’nin, bu ve birçok alandaki ihracat gücünü kaybetmemesi için serbest ticaret anlaşmalarıyla yapılan bölgesel işbirliklerinde oyunun dışında kalmaması önem taşıyor.
Rekabette geri kalmamak için Türkiye ne yapmalı
Türkiye’nin 4 büyük oyuncu olarak dünya devleriyle yarıştığı tekstil ve hazır giyimde sahip olduğu rekabet gücünü kaybetmeyerek, dünya pastasından daha fazla pay alabilmesi için sektör temsilcilerinin önerileri
özetle şöyle:
- Türkiye’nin, AB’nin 3. ülkelerle gerçekleştirdiği STA’lar ile eş zamanlı STA gerçekleştirmesine yönelik önlemler süratle uygulamaya konmalı.
- AR-GE yatırımları ve bu alanda verilen teşvikler yaygınlaştırılmalı.
- Temmuz 2011 ayında yürürlüğe giren ek vergi uygulaması devam etmeli.
- Ek vergi kararının etkinliğinin azaltılmasına yönelik yapılan olası usulsüzlükler engellenmeli.
- Haksız ithalat ile etkin şekilde mücadeleye devam edilmeli.
- İhracatçıların finansman imkanları genişletilmeli, uygun oranlarda finansmana ulaşımı sağlanmalı.
- İhracatçılar için istihdam ve enerji girdilerindeki vergi yükleri azaltılmalı.
- İhracatçılar için navlun desteği sağlanmalı.
- Mevcut teşvik sistemi çerçevesinde sadece 6. Bölge’ye sağlanmakta olan destekler kademeli şekilde diğer bölgelere de genişletilmeli.
- Teşvik sisteminde yapılacak düzenlemeyle Türkiye’nin yapısal sorunu olan cari açık ve istihdam sorununa katkı sağlayan tarım, orman, hayvancılık, toprak ve madenlerimize dayalı emek yoğun ve katma değeri yüksek imalat sanayi sektörlerimiz “Stratejik Sektör” olarak tanımlanmalı ve bölge ayrımı gözetmeksizin ülke genelinde 5. Bölge desteklerinden faydalandırılmalı.
- Kamu alımları yerli üretimi gözetecek şekilde stratejik bir şekilde ele alınmalı.
AB ve ABD tekstil ve hazır giyim ihracatını arttırdı
Dünya tekstil ve hazır giyim ihracatında ilk 10 ülke (Milyar dolar)
2012
Ülkeler İhracat
Çin 255.1
AB27 178.3
Hindistan 29.1
Türkiye 25.4
Bangladeş 21.5
ABD 19.1
Vietnam 18.2
G. Kore 13.9
Pakistan 12.9
Endonezya 12.0
Dünya toplamı 708.4
2010
Çin 207.0
AB27 166.0
Hindistan 24.0
Türkiye 22.0
Bangladeş 17.2
ABD 17.0
Vietnam 14.0
G. Kore 12.6
Pakistan 12.0
Endonezya 11.0
Dünya toplamı 602.2
2008
AB27 192.6
Çin 185.3
Türkiye 23.0
Hindistan 21.2
ABD 16.9
G. Kore 12.1
Bangladeş 12.0
Pakistan 11.1
Vietnam 10.6
Tayvan 10.4
Dünya toplamı 612.1
2005
AB27 148.2
Çin 115.3
Türkiye 18.9
ABD 17.4
Hindistan 16.2
G.Kore 13.0
Tayvan 11.3
Pakistan 10.7
Meksika 9.4
Endonezya 8.5
Dünya toplamı 478.6
Sektörden görüşler
Yeni dönemde teşviklerle rekabette güçlenmeliyiz
NEVZAT SEYOK (Karsu Tekstil Yönetim Kurulu Üyesi ve Genel Müdürü): Tekstil ve hazır giyim sektörünün özellikle istihdama büyük katkı sağlaması nedeniyle küresel krizde başta ABD ve AB olmak üzere işsizlik sorununa çözüm arayan ülkeler bu alandaki yatırımlarını son yıllarda artırdı. ABD hükümetinin pamuk üretimine verdiği tarımsal destekleri devam ettirmesi tekstil sektörüne verdiği önemi açıkça ortaya koyuyor. ABD’de tekstil işletmelerinin sayısı da buna paralel artış gösteriyor. Aslında dünyadaki bu tekstil ve hazır giyime yeniden yönelim bize avantaj sağlayabilir. Ancak Türkiye, hali hazırda dünya tekstil ve hazır giyimindeki avantajını kaybetmemek için, yeni teşviklerle maliyetlerini azaltmalı, tasarım, markalaşma gibi alanlarda faaliyetlerini artırmalı.
Tekstil ve hazır giyim dışlanmadı, ihmal edildi
KENAN KOÇ (Italiana Çorap Yönetim Kurulu Başkanı): Gelişmiş ülkeler aslında tekstil ve hazır giyimi hiçbir zaman dışlamadı. Sadece bir süre ihmal etmişti ve şimdi hızlı büyüme ve istihdama hızlı çare bulma aşamasında yeniden sanayiye yöneldi. Sanayiye dönüşte de en eski sektörlerden tekstil ve hazır giyim en çok pay alan sektör. O nedenle de gelişmiş ülkeler bu alandaki teşviklerini son dönemde artırdı. Örneğin, ABD’de Georgia, Kuzey ve Güney Karolina eyaletlerinde hükümet tekstil ve hazır giyim sektöründeki yatırımlar için 100 yıla kadar devam edecek bir süreç için elektriğin birimini 3 sent’e düşürdü. AB’de tekstil ve hazır giyim yatırımcıları serbest tarifeden yararlanabilir hale geldi. O nedenle tekstil ve hazır giyim için Fransa’nın nükleer santrallerinden elde edilen elektrik ucuz olarak bu sektördeki yatırımlara veriliyor.
Ölçülemeyen müthiş avantajlarımız var
TOKER ÖZCAN (SASA CEO’su): Türkiye’nin tekstil ve hazır giyimde inanılmaz avantajları var. Rakamlarla ortaya konan ihracat, üretim gücü gibi faktörlerin dışında, ölçülemeyen tasarım gücü, birikmiş deneyimi, know how’ı, kümelenme gibi avantajları var ki, bunlar aslında bize katma değer yaratmada müthiş avantajlar sağlıyor. Gelişmiş ülkelerin yeniden tekstil ve hazır giyime yöneldikleri günümüzde, biz de bu rakamlarla ölçülemeyen avantajlarımızı maliyetlerimizi azaltıp, verimliliğimizi artırarak harekete geçirmeliyiz. Bu amaçla özellikle İstanbul, Bursa, Denizli gibi tekstil ve hazır giyim merkezlerinin içinde olduğu teşvikler hazırlanmalı.
Asıl savaş 'Kur'da değil tekstilde
1900’lü yılların başında yine ABD’de başlayıp tüm dünyayı etkileyen ‘Büyük Buhran’dan bu yanaki en büyük kriz olarak görülen 2008 krizi, durgunlukla mücadele eden gelişmiş ülkeler ile hızlı büyüyen gelişmekte olan ülkeler arasındaki rekabeti de artırdı. Bu rekabette özellikle ihracatta avantaj sağlayan düşük yerel para birimi politikaları nedeniyle ‘kur savaşları’ söylemi daha yüksek sesle dile getirilse de, ülkeler arasında sessiz sedasız yürüyen bir de ‘tekstil savaşları’ söz konusu. AB ile ABD arasında yürütülmekte olan TTIP ile AB ve ABD’nin diğer ülkelerle gerçekleştirmekte olduğu STA müzakerelerinde tekstil en önemli konu başlıklarından biri olarak öne çıkıyor. Tekstil müzakerelerinde yaşanan sert tartışmalar zaman zaman tüm STA müzakerelerini durdurabilecek noktalara kadar gelebiliyor. Öyle ki TTIP müzakerelerinde tekstilin diğer imalat sanayi sektörlerinden ayrı olarak tamamen farklı bir başlık altında ele alınması kararı alındı. Gelişmiş ülkeler ayrıca çeşitli işbirlikleriyle güçlenmeyi amaçlıyor.
Tekstil ve hazır giyimde dünya ticaret hacminin 2013’te 800 milyar dolara yaklaşması, küresel krizden en çok etkilenen ABD ve Avrupa Birliği (AB) ülkelerinin bu alandaki iştahını yeniden kabartmaya başladı. 2008’den bu yana başta ABD ve AB olmak üzere, ekonomik durgunlukla mücadele eden gelişmiş batı ülkeleri, bir yandan imalat sanayilerini güçlendirirken, bir yandan da çeşitli bölgesel işbirlikleri ile gelişmekte olan ülkelerin hızlı büyümesinin yan etkilerini azaltmayı amaçlıyor. Bu kapsamda geliştirilen stratejilerde aslan payını ise, gelişmiş ülkelerin hali hazırda ciddi know how birikimi olan tekstil ve hazır giyim sektörü alıyor. Örneğin tekstil ve hazır giyimin başta istihdam olmak üzere ekonomiye sağladığı olumlu katkıyı yeniden keşfeden ABD ve AB ülkeleri ‘tekstil ve hazır giyim sektöründen çıkıyorlar’ söyleminin tam tersine, bu alandaki yatırımlarını hızla artırırken, bu ülkelerin tekstil ve hazır giyimdeki ihracatında da gözle görülür bir atak gerçekleştirdikleri izleniyor.
ABD'de 23 yeni fabrika
Amerikan Tekstil Örgütleri Ulusal Konseyi’nin (NCTO) verilerine göre, son 3 yılda ABD’de tekstil arazilerinde 23 yeni fabrika kurulurken, sadece bu alandaki yatırımlar 3 milyar doları aştı. Dünyanın en büyük tekstil ve hazır giyim ithalatçısı olan ABD, 2009’da gerçekleştirdiği atakla bu alandaki ihracatını artırdı. NCTO’nun verilerine göre, ABD’de 2009’dan bu yana tekstil ve hazır giyim ihracatı 2009-2012 arasında yüzde 36 artarak, 17 milyar doları aştı. 2012’de ABD tekstil ve hazır giyim sektörünün istihdamı 500 bine yaklaşırken, dolaylı olarak 1 milyon kişiye iş imkanı sunuluyor.
AB ihracat atağı yaptı
27 üyeli AB de, başta tekstil ve hazır giyim sektörü olmak üzere tüm imalat sanayinde bir yandan yatırımlarını artırırken bir yandan da inovasyon ve AR-GE ile verimliliği artırmaya odaklanmış durumda. Bu yolla tektsil ve hazır giyimde verimliliğini artıran AB’nin 2005’te 115 milyar dolar civarındaki ihracatı 2012’de 178 milyar doları aştı. Küresel krizin başladığı 2008’deki ihracatını 192.6 milyar dolara çıkaran AB bu alandaki en büyük oyuncu Çin’i geride bırakıyor. Krizle birlikte ihracatı da azalan AB 2010’da tekstil ve hazır giyimde ancak 166 milyar dolarlık ihracat yapabiliyor. Son yıllarda yaptığı atakla bunu artıran AB, özellikle ABD ile yürüttüğü Transatlantik Ticaret ve Yatırım Ortaklığı (TTIP) anlaşması ve pek çok ülke ile hayata geçirdiği Serbest Ticaret Anlaşmaları ile başta tekstil ve hazır giyim olmak üzere ihracattaki rekabet gücünü daha da yükseltmeyi hedefliyor.
Türkiye 4'üncü büyük oyuncu
Gelişmekte olan ülkelerin girdi maliyetlerindeki avantajlı konumuna, markalarının gücü, ayrıca yüksek AR-GE yatırımları sayesinde elde ettikleri yenilikçi ürünlerle karşı koyan gelişmiş ülkeler, bu alanda oldukça başarılı sonuçlar elde etmekteler. 2005 ertesinde kotaların kalkmasıyla liberalleşen global tekstil ticaretindeki maliyet dezavantajına geliştirdikleri yeni ve karmaşık iş modelleri çerçevesinde karşı koymayı başaran gelişmiş ülkeler Dünya tekstil ticaretindeki gücünü korumayı başarabildi. Nitekim Dünya’nın en büyük 8 ihracatçı ülkesi içinde AB, ABD ve Güney Kore gibi gelişmiş ülkeler yer almaya devam ediyor. Bu genel tablo içinde Türkiye ise, Çin ve Hindistan gibi devlerle yarış içinde. Geniş iç pazarıyla da dikkat çeken Türkiye, tekstil ve hazır giyim ihracatında Çin, AB 27 ülkeleri ve Hindistan’ın ardından dünya ticaretinde 4’üncü sırada yer alıyor. Dünya ticaretinde 4’üncü büyük oyuncu olarak dikkat çeken Türkiye, Akdeniz havzası içinde ise, tekstil ve hazır giyimde en rekabetçi ülke olarak öne çıkıyor.
Türkiye oyunun içinde kalmalı
20 ülke ile hali hazırda serbest ticaret anlaşması bulunan ABD’nin AB ile süren TTIP müzakerelerinin yanı sıra TPP kapsamında Vietnam, Japonya ve Singapur ile serbest ticaret anlaşması görüşmeleri devam ediyor. Türkiye ile Gümrük Birliği Anlaşması olan AB’nin ise ABD dahil 20’den fazla ülke ile serbest ticaret anlaşması görüşmeleri sürüyor. Türkiye’nin, Gümrük Birliği nedeniyle ekonomik olarak olumsuz etkilenmemesi için AB’nin serbest ticaret anlaşması olan üçüncü ülkelerle eş zamanlı anlaşma imzalamasının yerinde olacağı vurgulanıyor. Bu amaçla Türkiye başta TTIP olmak üzere, AB’nin üçüncü ülkelerle yürüttüğü müzakerelere katılmak istiyor. Dünya tekstil ve hazır giyim sektöründe 4’üncü büyük oyuncu olarak devlerle yarışan Türkiye’nin, bu ve birçok alandaki ihracat gücünü kaybetmemesi için serbest ticaret anlaşmalarıyla yapılan bölgesel işbirliklerinde oyunun dışında kalmaması önem taşıyor.
Rekabette geri kalmamak için Türkiye ne yapmalı
Türkiye’nin 4 büyük oyuncu olarak dünya devleriyle yarıştığı tekstil ve hazır giyimde sahip olduğu rekabet gücünü kaybetmeyerek, dünya pastasından daha fazla pay alabilmesi için sektör temsilcilerinin önerileri
özetle şöyle:
- Türkiye’nin, AB’nin 3. ülkelerle gerçekleştirdiği STA’lar ile eş zamanlı STA gerçekleştirmesine yönelik önlemler süratle uygulamaya konmalı.
- AR-GE yatırımları ve bu alanda verilen teşvikler yaygınlaştırılmalı.
- Temmuz 2011 ayında yürürlüğe giren ek vergi uygulaması devam etmeli.
- Ek vergi kararının etkinliğinin azaltılmasına yönelik yapılan olası usulsüzlükler engellenmeli.
- Haksız ithalat ile etkin şekilde mücadeleye devam edilmeli.
- İhracatçıların finansman imkanları genişletilmeli, uygun oranlarda finansmana ulaşımı sağlanmalı.
- İhracatçılar için istihdam ve enerji girdilerindeki vergi yükleri azaltılmalı.
- İhracatçılar için navlun desteği sağlanmalı.
- Mevcut teşvik sistemi çerçevesinde sadece 6. Bölge’ye sağlanmakta olan destekler kademeli şekilde diğer bölgelere de genişletilmeli.
- Teşvik sisteminde yapılacak düzenlemeyle Türkiye’nin yapısal sorunu olan cari açık ve istihdam sorununa katkı sağlayan tarım, orman, hayvancılık, toprak ve madenlerimize dayalı emek yoğun ve katma değeri yüksek imalat sanayi sektörlerimiz “Stratejik Sektör” olarak tanımlanmalı ve bölge ayrımı gözetmeksizin ülke genelinde 5. Bölge desteklerinden faydalandırılmalı.
- Kamu alımları yerli üretimi gözetecek şekilde stratejik bir şekilde ele alınmalı.
AB ve ABD tekstil ve hazır giyim ihracatını arttırdı
Dünya tekstil ve hazır giyim ihracatında ilk 10 ülke (Milyar dolar)
2012
Ülkeler İhracat
Çin 255.1
AB27 178.3
Hindistan 29.1
Türkiye 25.4
Bangladeş 21.5
ABD 19.1
Vietnam 18.2
G. Kore 13.9
Pakistan 12.9
Endonezya 12.0
Dünya toplamı 708.4
2010
Çin 207.0
AB27 166.0
Hindistan 24.0
Türkiye 22.0
Bangladeş 17.2
ABD 17.0
Vietnam 14.0
G. Kore 12.6
Pakistan 12.0
Endonezya 11.0
Dünya toplamı 602.2
2008
AB27 192.6
Çin 185.3
Türkiye 23.0
Hindistan 21.2
ABD 16.9
G. Kore 12.1
Bangladeş 12.0
Pakistan 11.1
Vietnam 10.6
Tayvan 10.4
Dünya toplamı 612.1
2005
AB27 148.2
Çin 115.3
Türkiye 18.9
ABD 17.4
Hindistan 16.2
G.Kore 13.0
Tayvan 11.3
Pakistan 10.7
Meksika 9.4
Endonezya 8.5
Dünya toplamı 478.6
Sektörden görüşler
Yeni dönemde teşviklerle rekabette güçlenmeliyiz
NEVZAT SEYOK (Karsu Tekstil Yönetim Kurulu Üyesi ve Genel Müdürü): Tekstil ve hazır giyim sektörünün özellikle istihdama büyük katkı sağlaması nedeniyle küresel krizde başta ABD ve AB olmak üzere işsizlik sorununa çözüm arayan ülkeler bu alandaki yatırımlarını son yıllarda artırdı. ABD hükümetinin pamuk üretimine verdiği tarımsal destekleri devam ettirmesi tekstil sektörüne verdiği önemi açıkça ortaya koyuyor. ABD’de tekstil işletmelerinin sayısı da buna paralel artış gösteriyor. Aslında dünyadaki bu tekstil ve hazır giyime yeniden yönelim bize avantaj sağlayabilir. Ancak Türkiye, hali hazırda dünya tekstil ve hazır giyimindeki avantajını kaybetmemek için, yeni teşviklerle maliyetlerini azaltmalı, tasarım, markalaşma gibi alanlarda faaliyetlerini artırmalı.
Tekstil ve hazır giyim dışlanmadı, ihmal edildi
KENAN KOÇ (Italiana Çorap Yönetim Kurulu Başkanı): Gelişmiş ülkeler aslında tekstil ve hazır giyimi hiçbir zaman dışlamadı. Sadece bir süre ihmal etmişti ve şimdi hızlı büyüme ve istihdama hızlı çare bulma aşamasında yeniden sanayiye yöneldi. Sanayiye dönüşte de en eski sektörlerden tekstil ve hazır giyim en çok pay alan sektör. O nedenle de gelişmiş ülkeler bu alandaki teşviklerini son dönemde artırdı. Örneğin, ABD’de Georgia, Kuzey ve Güney Karolina eyaletlerinde hükümet tekstil ve hazır giyim sektöründeki yatırımlar için 100 yıla kadar devam edecek bir süreç için elektriğin birimini 3 sent’e düşürdü. AB’de tekstil ve hazır giyim yatırımcıları serbest tarifeden yararlanabilir hale geldi. O nedenle tekstil ve hazır giyim için Fransa’nın nükleer santrallerinden elde edilen elektrik ucuz olarak bu sektördeki yatırımlara veriliyor.
Ölçülemeyen müthiş avantajlarımız var
TOKER ÖZCAN (SASA CEO’su): Türkiye’nin tekstil ve hazır giyimde inanılmaz avantajları var. Rakamlarla ortaya konan ihracat, üretim gücü gibi faktörlerin dışında, ölçülemeyen tasarım gücü, birikmiş deneyimi, know how’ı, kümelenme gibi avantajları var ki, bunlar aslında bize katma değer yaratmada müthiş avantajlar sağlıyor. Gelişmiş ülkelerin yeniden tekstil ve hazır giyime yöneldikleri günümüzde, biz de bu rakamlarla ölçülemeyen avantajlarımızı maliyetlerimizi azaltıp, verimliliğimizi artırarak harekete geçirmeliyiz. Bu amaçla özellikle İstanbul, Bursa, Denizli gibi tekstil ve hazır giyim merkezlerinin içinde olduğu teşvikler hazırlanmalı.
Asıl savaş 'Kur'da değil tekstilde
1900’lü yılların başında yine ABD’de başlayıp tüm dünyayı etkileyen ‘Büyük Buhran’dan bu yanaki en büyük kriz olarak görülen 2008 krizi, durgunlukla mücadele eden gelişmiş ülkeler ile hızlı büyüyen gelişmekte olan ülkeler arasındaki rekabeti de artırdı. Bu rekabette özellikle ihracatta avantaj sağlayan düşük yerel para birimi politikaları nedeniyle ‘kur savaşları’ söylemi daha yüksek sesle dile getirilse de, ülkeler arasında sessiz sedasız yürüyen bir de ‘tekstil savaşları’ söz konusu. AB ile ABD arasında yürütülmekte olan TTIP ile AB ve ABD’nin diğer ülkelerle gerçekleştirmekte olduğu STA müzakerelerinde tekstil en önemli konu başlıklarından biri olarak öne çıkıyor. Tekstil müzakerelerinde yaşanan sert tartışmalar zaman zaman tüm STA müzakerelerini durdurabilecek noktalara kadar gelebiliyor. Öyle ki TTIP müzakerelerinde tekstilin diğer imalat sanayi sektörlerinden ayrı olarak tamamen farklı bir başlık altında ele alınması kararı alındı. Gelişmiş ülkeler ayrıca çeşitli işbirlikleriyle güçlenmeyi amaçlıyor.