Reflect Studio: Tasarımdan üretime sürdürülebilirlik

15-08-2020

Hem tasarımıyla göz doldursun, hem de baştan sona tüm süreçleri sürdürülebilir olsun. Reflect Studio, bu kuralın peşinden giden kişi ve kurumlar için istenen ürünlerin tasarımından üretimine tüm süreçlerin sürdürülebilir olmasını sağlıyor, istenirse satış ve pazarlama ayağında da sorumluluğu alıyor. Ekibin Sürdürülebilirlik Yöneticisi Serra Türkün sorularımızı yanıtladı.

Reflect’i giyim ve günlük objelere yönelik bir tasarım ve üretim ofisi olarak tanımlıyorsunuz. Bu, alışılmışın dışında bir tanım. Ne yapıyorsunuz tam olarak?
Reflect Studio tekstil odaklı bir tasarım ve üretim ofisi. Çalıştığımız markaların kimliklerinden ve hikâyelerinden ilham alıyoruz. Tasarımda estetiği, fonksiyonelliği ve sürdürülebilirliği ön planda tutarak tekstil ürünleri üretiyoruz. Farkımız, tasarım ve üretim süreçlerimizin baştan sonra sürdürülebilirliğe odaklanması. Buna önem veren ama tek başına gerçekleştiremeyen markalara bu hizmeti sunmuş oluyoruz.

Tekstil ürünü üretmek isteyen ve üretim sürecinin başta sona sürdürülebilir olmasını isteyen bir firma bunu kendi kendine yapamıyor mu? Sizin devreye girmenizin sebebi ne?
Yıllardır bu sektörde olan üreticilerin tamamıyla sürdürülebilir üretime geçmeleri uzun zaman alabilir; bunun için ciddi uğraşlar vermek gerek. Çünkü sürdürülebilirliğin tam anlamıyla sağlanması için üretim şartlarının ve süreçlerinin tekrar tasarlanması, ölçülmesi ve uygulamaya konması gerekiyor. Reflect Studio kurulduğu 2016 yılından bu yana, sürdürülebilirliği odak noktasına alan ve bir şirketin başarısının sadece maddi değil, sosyal ve çevresel kriterlere de bağlı olduğu ekonomiyi tanımlayan B-Corp sertifikasına sahip. Ürünlerimizde kullandığımız ham maddelerin hangi şartlar altında elde edilip işlendiğini, hangi kimyasal ve fiziksel işlemlere ihtiyaç duyduğunu, hangi uluslararası sertifikasyonlara sahip olduğunu dikkate alıyoruz. Ürünlerimizin çevresel ayak izini hesaplayarak daha sürdürülebilir operasyonlar yapabilmek için sürekli çalışıyoruz. Mesela 2019 yılında, operasyonlarımız sonucu çıkan karbondioksit miktarını hesaplayıp, diktiğimiz 373 ağaç sayesinde bunu doğaya geri kazandırmış olduk. Ayrıca üretim operasyonlarının her adımında şeffaflıktan yana olduğumuz için müşterilerimizin aldıkları ürünlerin nerede, kimler tarafından ve hangi şartlar altında yapıldığını bilmelerini istiyoruz. Bu nedenle tüm üretim süreçlerini belgeliyor, ürünlerimizin iç kısmına diktiğimiz QR kodlar yardımıyla onlarla paylaşıyoruz.

Kimlerle çalışıyorsunuz? Ne tür ürünler çıkıyor ortaya?
Reflect Studio olarak, sürdürülebilirliğe önem veren şirketler, müzeler, okullar ve farklı organizasyonlar için tasarımların ön plana çıktığı daha çok giyim odaklı ürünler üretiyoruz. Londra’daki Barbican Centre veya Arter Müzesi ile sanatın ve mimarinin ön plana çıktığı iş birlikleri yaptık. Bunların yanı sıra Allianz SE Almanya ve Türkiye, Chobani, ENKA okulları gibi kurumların projelerinde yer aldık.

WWF Market ürünlerini de baştan sona siz tasarlıyor ve üretiyorsunuz. Bu iş birliği nasıl gerçekleşti?
WWF-Türkiye ekibiyle 2018 yılında bir araya geldik ve 2018 Aralık ayında tüm ürünlerini geliştirilip, tasarlanmaya başladık. Bu sırada WWF-Türkiye’nin resmi alışveriş sitesi WWF Market’i kurduk. Tasarlayıp, ürettiğimiz parçalar sorumluluğu bizde olan bu sitede satışta. WWF Türkiye’nin değerlerini benimseyerek ve ürünlerimize yansıtmaya çalışarak doğal yaşamı korumaya yönelik farkındalığı artırmaya çalışıyoruz.

Sürdürülebilirlik tüm sürece yayıldığında fiyatların da yükseldiğini görüyoruz ancak WWF Market ürünlerine baktığımızda ulaşılabilir rakamlar dikkat çekiyor. Bu dengeyi nasıl sağlıyorsunuz?
Sürdürülebilir şartlarda üretim, ‘organik ham madde seçimi, daha az su ve kimyasal isteyen iplik ve tercihi, sertifikasyonlar, adil şartlar altında üretim’ gibi pek çok faktör nedeniyle konvansiyonel üretimlere göre daha maliyetli oluyor. Fakat bu süreçler doğru tasarlandığında ve yürütüldüğünde tüketicilerimize daha ulaşılabilir ürünler sunmanın da mümkün olduğunu düşünüyoruz. Ayrıca tüm üretim ve operasyon ağımızın İstanbul’da olması hem daha düşük karbon ayak izi bırakmamızı sağlıyor, hem de lojistik başta olmak üzere bazı maliyetlerimizi düşürüyor. Böylece müşterilerimize hem daha ulaşılabilir hem de daha sürdürülebilir ürünler sunabiliyoruz.

Özellikle tekstilde sürdürülebilirliğin tüm süreçlere yayılması için firmaların ne tür adımlar atmaları gerekiyor? Tasarım, üretim ve pazarlama stratejisi açısından değerlendirebilir misiniz?
Firmaların öncelikle ürettikleri ürünler hakkında ve kurumsal boyutta bazı ölçümler yapıp, karbon ve çevresel ayak izlerini azaltmaya yönelik değişimler yapmaları çok önemli. İlk olarak, tasarım süreçlerinde yeniden kullanım ve geri dönüşüm odak noktasına alınmalı. Ürünlerin dayanıklılığının ve tamir edilebilirliğinin artırılması gerek. Üretimde ise zararlı kimyasallardan olabildiğince uzak durulması, sertifikalı ve organik ham maddelerin kullanılması, su kullanımının azaltılması tercih edilmeli. Pazarlama stratejilerinin en önemli hedefi ise tüketicilerin sürdürülebilir tekstil ürünlerini seçmeleri yönünde farkındalıklarını artıracak eylem planları hazırlamak olmalı.

Pandemi ile değişen perakendecilik ve bunun yanında çevre konuları ile ilgili artan farkındalık yaptığınız işleri nasıl etkileyecek, işler sizce nasıl evrilecek?
Döngüsel ekonominin ve dijitalleşmenin daha da önem kazanacağı önümüzdeki dönemlerde, Reflect Studio olarak kurulduğumuz günden beri arkasında durduğumuz sürdürülebilir üretim stratejilerinin çok daha fazla tercih edileceğini tahmin ediyoruz. Pandemi süresince toplum olarak çevreye verdiğimiz zararların farkına vardığımızı ve sorumlu üretim ve tüketim konusunda tüketicilerin farkındalıklarının arttığının farkındayız. Satın alınan ürünler hakkında bilgi sahibi olmak, tüketim alışkanlıklarımızda daha sürdürülebilir seçimler yapmak ve yerel üretime dikkat çekmek için üreticiler ve markalar olarak çok daha fazla çaba sarf etmeli ve toplumsal bilinci artırmalıyız diye düşünüyoruz.

Detaylı bilgi için: reflectstudio.com


Diğer Haberler