Denetim yorgunluğu için akılcı bir girişim: SLCP

26-04-2019

Standart oluşturmanın yanı sıra kaynakların ortak ve etkin kullanılmasını sağlamayı hedefleyen SLCP projesi ile denetim mekanizması yeni bir boyut kazandı. 
Tekstil, dünyanın en eski tüketici ürünleri imalatı sektörlerinden biri. Günümüzde ise dünyada üretim ve tüketim şartları kökünden değişti. Sürdürülebilirlik ve sosyal uyum gibi şartlar, satın alma grupları gibi aktörler hayatımıza girdi. Bu değişime ayak uyduramayanların, işleri hâlâ geçen yüzyıldaki gibi yapmakta ısrar edenlerin küresel pazarda rekabet şansları kalmadı.
Bugün sektörümüzün en büyük müşterisi ve son tüketiciye dokunduğu nokta olan çok uluslu perakendeciler ya da satın alma grupları, sektörümüzü yeniden şekillendiriyor. Üstelik artık tedarikçilerini seçerken karar vermedeki en önemli kriterleri fiyat da değil. Yani, üreticilerin büyük markaların tedarikçi listesine girmeleri için ucuza üretim yapmaları yeterli olmuyor. 

Müşterinin sosyal duyarlılığı ne getirdi?
Müşterilerin bilinç ve hassasiyetlerinin oluştuğu çevresel ve sosyal konulara uyum da artık en az maliyet kadar önemli bir satın alma kriteri. Günümüzde müşteriler kendini piyasada ne varsa onu almak zorunda hissetmiyor, tam tersine, piyasaya arz edilecek ürünleri artık tüketici tercihleri belirliyor. 21’inci yüzyıl müşterisi bir üründe kullanılan pamuğun yetiştiği tarladaki çalışma şartlarından, kumaşın boyanmasında kullanılan su miktarına kadar tüm tedarik zincirine hakim olmak istiyor. Bu talebe cevap vermek isteyen markalar da bu standartları tedarikçilerine yansıtıyorlar. Tedarikçilerin bu şartları karşılayıp karşılamadığının kontrolü ise yepyeni bir iş kolu doğurdu: DENETİM. 
Markalar adına yıl içinde dönem dönem üreticileri ziyaret eden denetçiler üretim yerlerindeki fiziksel koşullara, kullanılan kimyasallara,  çalışma ortamına bakarak işvereni puanlıyorlar. Üstelik her marka kendi denetimini yaptığı için, üreticiler bu benzer süreçlerden yıl içinde çok defa geçiyor. Bu, her ne kadar çalışanların refahı ve üretimin çevresel etkileri açısından kulağa hoş gelse de; üretimin yavaşlaması, çalışanların mülakatlarla zaman kaybetmesi gibi maliyet artırıcı faktörler üreticilerin üstünde bir yük olarak kalıyor. Artan maliyetin tüketicilere yansıtılması ise kaçınılmaz bir sonuç.
 
Denetim için ortak girişim: SLCP
‘Denetim Yorgunluğu/Bıkkınlığı’ olarak tanımlanan bu soruna çözüm bulmak için, önde gelen küresel markalar bir araya gelerek kaynakları ortak ve etkin kullanmaya karar verdi ve SLCP (Social & Labour Convergence Project / Sosyal Uyum Projesi) ortaya çıktı. Sektörümüzü ve üyelerimizi yakından ilgilendiren bu akılcı girişime Sendikamız da imza atarak paydaş oldu. SLCP’nin detaylarını, projenin direktörü Janet Mensink’e sorduk.

Denetim yorgunluğu nedir? SLCP’nin bu soruna yaklaşımı nasıl?
Hazır giyim ve ayakkabı tedarik zincirinde sosyal denetim, 20 yıldan fazla zamandır yükselişte.  O zamandan bu yana, sosyal denetim standartları ve metodlarının sayısının bazen sadece çok küçük değişikliklerle arttığını gördük. Markalar ve perakendeciler birbirinden çok küçük değişikliklerle ayrılan standartları uygularken, üreticiler değerli kaynaklarını gittikçe artan denetimlerden geçebilmek  için tahsis ediyor. Bu mükerrerlik, sorunu artırmakla kalmayıp, denetimlerin değerini düşürüyor ve bunun yerine çalışma şartlarının geliştirilmesinde kullanılabilecek kaynakların tüketilmesine sebep oluyor. Biz üyelerimizle birlikte bir Ortak Değerlendirme Sistemi oluşturduk. Hedefimiz, birbirine benzeyen mevcut sosyal ve çalışma şartları denetim pratiklerinin yerine bu sistemi koymak. Yeni sistem çok daha şeffaf, etkili ve maliyet-etkin olacak; ayrıca paydaşların global tedarik zincirlerindeki çalışma şartlarının iyileştirilmesi için gösterdikleri çabaya da önemli katkı sağlayacak. 

Bu girişime sektörün ilgisi nasıl?  Üyeleriniz tekstil değer zincirinin daha çok hangi halkalarından? 
SLCP’nin prensiplerine 180’den fazla paydaş imza attı. Hazır giyim ve ayakkabı endüstrilerinin hemen her bölümünden katılım var. Bunun yanı sıra denetim firmaları, sosyal organizasyonlar, çok paydaşlı girişimler, endüstri dernekleri, ulusal hükümetler ve hükümetler arası organizasyonlar da aramızda. Türk üretici ve derneklerden de Program’a hatırı sayılır ölçüde aktif katılım oldu.
 
Girişiminizin ana unsurları markalar olmalı... Onları bir araya getiriyorsunuz, birbirleriyle konuşmalarını sağlıyorsunuz ve bilgi paylaşımı yapmalarını istiyorsunuz. Fakat günün sonunda, onlar pazarda birbirlerine rakipler. Kendi marka kimliklerini bırakıp, endüstrinin ortak faydası için işbirliği yapmaya nasıl ikna oldular?
İlginçtir, SLCP çok paydaşlı bir oluşum; herkes masada ve hepsinin söz hakkı var. Bizim yönetimimizde üreticiler ve markalar eşit temsiliyete sahip. Geçmişte, markalar tarafından geliştirilip, üreticilere dayatılan denetim sistemleri olmuş. Şimdiki Ortak Değerlendirme Sistemi ise hep birlikte geliştirildi ve üretim tesislerindeki sosyal şartlarla çalışma şartları hakkında gerçek veri sağlıyor. Programımızı ayakta tutan en önemli parçalardan bir imalatçıların da işin içinde olması. 
Evet haklısınız, aralarında dünyaca ünlü spor ve moda markalarının da olduğu pek çok firma SLCP’yi destekliyor. Sistemin parçalarını birlikte geliştirdiler. Sanırım prototipleri, alanda test ettiklerinde ikna oldular. Ama asıl, Ortak Değerlendirme’nin işyeri koşullarını geliştirme programları ve şeffaflığı artırmak için gerekli kaynakları serbest bırakmasına yönelik potansiyel taşıdığı öngörüsü onları etkiledi. SLCP’yi tüm kalpleriyle desteklediler, Ortak Değerlendirme Sistemi’ni uygulamaya ve kendi yöntemlerini bırakmaya hazırlar. 
 
Öz-değerlendirme kulağa güzel geliyor ama müşterilerin, tedarikçilerin açıklamalarına güvenmesi nasıl beklenebilir? Bir doğrulama/tasdik etme süreci var mı?
Burada verinin güvenirliği esas. Bizim geliştirdiğimiz Ortak Değerlendirme Sistemi fabrikaların öz/ortak değerlendirme süreçlerinin yanı sıra, sağlam ve bağımsız harici doğrulama süreçlerine de sahip. 
 
Bu programın önümüzdeki yıllarda nasıl evrilmesini planlıyorsunuz?
Beş yıllık Strateji Planımızı henüz onayladık. Bu dönem için büyük çaba isteyen ama bir yandan da ulaşılabilir dört hedefimiz var:
• Endüstri tarafından benimsenme: 2023’e kadar, yılda 25 bin doğrulanmış değerlendirme
• Çalışma şartlarının iyileştirilmesi için kaynak yaratımı: Denetim ilişkili yıllık kaynak tasarrufunun 2023’e kadar 134 milyon dolara ulaşması ve bu kaynağın iyileştirme hamlelerine yönlendirilmesi
• Dataya erişim ve kıyaslanabilirlik: SLCP’nin giyim ve ayakkabı tedarik zincirine yönelik güvenilir, kıyaslanabilir sosyal ve çalışma verilerinin ana kaynağı olması 
• Finansal kabiliyet: SLCP’nin geliriyle kendi kendine yeter hale gelmesi 

2018’deki pilot uygulamanın bitmesiyle, 2019’da Ortak Değerlendirme Sistemi’ni kullanıma açacağız. Türkiye’nin de listemizde olacağını açıklamaktan mutluluk duyuyoruz. 

SLCP (Social & Labour Convergence Project / Sosyal Uyum Projesi)
 
SLCP NEDİR?
• SLCP, hem markalara hem üreticilere getirdiği yük gittikçe artan sosyal denetimler sorununa çözüm getirmek üzere başlatılan bir ortak girişimdir. Hollanda merkezli proje, şu anda hukuki olarak STK statüsünde olan Sustainable Apparel Coalition (Sürdürülebilir Giyim Koalisyonu) adlı özel sektör birliğinin altında olup, birkaç yıl için tamamen kendi yasal statüsüne kavuşması öngörülmektedir. 
 
NASIL İŞLİYOR?
• Bu sistem içinde, benzer üretim standartlarına sahip markaların bilgi paylaşımı yaparak, tek tek denetim yapmak yerine, ortak denetim sonuçlarını kullanması öngörülmektedir.  Diğer benzer girişimlerden farkı, kendi kendini değerlendirme (self-assessment) prensibine dayalı olmasıdır. Başka bir deyişle üreticilerin, verili bir kontrol listesi üzerinden kendilerini denetleyecekleri, güvene dayalı bir sistemdir.
• Veri güvenliğine çok önem verilmektedir. Bir üreticinin verileri, üreticinin izni olmadan alıcı ile paylaşılmamaktadır. Veriler,  Birleşmiş Milletler’in bir parçası olan ITC (International Trade Center/Uluslararası Ticaret Merkezi)’nin Cenevre’deki merkezinde tutulmaktadır.
• Projenin bütçesi, üye olan özel sektör kuruluşlarından aldığı aidat ve büyük ölçüde bağışlardan (Örneğin C&A Vakfı, Hollanda Hükümeti gibi) oluşmaktadır.
 
PAYDAŞLAR KİMLER?
• Adidas, Nike, Inditex, H&M, Aldo, Target gibi alıcılar, sektörel birlikler, üreticiler ve Bureau Veritas gibi bağımsız denetim kuruluşlarından oluşan üye sayısı 200’e yaklaşmıştır. 
• ILO ve OECD gözlemciler arasında bulunmaktadır. Birleşmiş Milletler’in bir parçası olan ITC (International Trade Center/Uluslararası Ticaret Merkezi) de projenin parçasıdır. ITMF de kurumsal olarak desteklemektedir.
• Listede ülkemizden Sendika’mız, İHKİB ve özel sektörden Milteks, Yeşim Tekstil bulunmaktadır. 

MEVCUT DURUM
• Proje etap etap ilerlemektedir. Pilot gibi düşünülebilir. Önümüzdeki yıllarda sistemin tüm araçlarının tamamlanarak yüzde 100 operasyonel olması beklenmektedir.
• Şu anda Çin ve Sri Lanka’da Adidas, C&A, Nike, Esprit gibi markaların da dahil olduğu deneme operasyonları yürütülmektedir. 
• ITMF Konferansı sırasında Nike, SLCP deneyimini paylaşmış; 2020’ye kadar kendi denetimlerini tamamen kaldırıp, yüzde 100 SLCP denetimlerini kullanacaklarını açıklamıştır.

Diğer Haberler