Asgari Ücret Desteği 2021 yılında da devam ediyor

11-10-2021

Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı tarafından açıklandığı üzere, asgari ücretle çalışan işçiler için 75 Türk Lirası destek sağlanması kararını da içeren Torba Kanun Teklifi, TBMM Genel Kurulu’ndan geçerek kabul edildi.
28 Temmuz 2021 tarihli Resmi Gazete’de yayınlanan 7333 sayılı Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun’un 16’ıncı maddesiyle 2021 yılı asgari ücret desteği düzenlendi ve 5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu’na geçici bir madde eklendi.

Bu düzenlemeye göre,
a) 2020 yılının aynı ayına ilişkin Kuruma (SGK) verilen aylık prim ve hizmet belgelerinde veya muhtasar ve prim hizmet beyannamelerinde prime esas günlük kazancı 147 Türk Lirası ve altında bildirilen sigortalıların toplam prim ödeme gün sayısını geçmemek üzere, 2021 yılında cari aya ilişkin verilen aylık prim ve hizmet belgelerinde veya muhtasar ve prim hizmet beyannamelerinde bildirilen sigortalılara ilişkin toplam prim ödeme gün sayısının,
b) 2021 yılı içinde ilk defa bu Kanun kapsamına alınan işyerlerinden bildirilen sigortalılara ilişkin toplam prim ödeme gün sayısının,
2021 yılı Ocak ilâ Aralık ayları/dönemi için günlük 2,50 Türk Lirası ile çarpımı sonucu bulunacak tutar, bu işverenlerin Kuruma ödeyecekleri sigorta primlerinden mahsup edilecek ve bu tutar İşsizlik Sigortası Fonu’ndan karşılanacak.
(a) bendinde belirtilen prime esas günlük kazanç tutarı toplu iş sözleşmesine tabi özel sektör işverenlerine ait işyerleri için 294 Türk Lirası olarak esas alınacak.
Destekten yararlanılacak ayda/dönemde, 2020 yılı Ocak ilâ Aralık ayları/döneminde aylık prim ve hizmet belgesi veya muhtasar ve prim hizmet beyannamesi ile 5510 sayılı Kanunun 4üncü maddesi birinci fıkrasının (a) bendi kapsamında uzun vadeli sigorta kollarından en az sigortalı bildirimi yapılan aydaki/dönemdeki sigortalı sayısının altında bildirimde bulunulması halinde bu madde hükümleri uygulanmayacak.
Düzenleme 1/1/2021 tarihinden itibaren geçerli olmak üzere yayımı tarihinde yürürlüğe girmiştir.

Asgari Ücret Desteği 2016’da uygulanmaya başladı
Asgari ücret desteği, işgücü maliyetlerini düşürerek istihdamı korumak ve artırmak amacıyla 2016 yılında uygulanmaya başladı.
2016 yılında aylık brüt asgari ücret seviyesi 1.647,- TL olarak belirlendi. Böylece, 2015 yılı ikinci altı aylık dönemde yürürlükte olan 1.273,50 TL tutarındaki aylık brüt asgari ücrete göre yüzde 29.33 oranında çok yüksek bir artış gerçekleşmiş oldu. Aynı dönemde asgari ücretin işverene aylık maliyeti ise 1.496,36 TL’den 1.935,23 TL’ye yükseldi. Asgari ücretteki bu ciddi artışın işverene yarattığı maliyet yükünü hafifletmek amacıyla, asgari ücret desteği bir devlet teşviki olarak getirildi. 2016 yılında, prime esas kazanç tutarı 85 TL ve altında olan sigortalılar için günlük 3,33 Türk Lirası, aylık 99,90 Türk Lirası olarak uygulanan asgari ücret desteği, 2020 yılına kadar uygulama esasları ve miktarlarında çeşitli değişiklikler yapılarak uygulanmaya devam etti. 2021 yılında ise pandemi şartlarının yarattığı ciddi ekonomik ve finansal baskılar altındaki işverenlerin beklentisi nihayet gerçekleşti ve asgari ücret desteği 2021 yılı için günlük 2,5 Türk Lirası ve aylık 75,- Türk Lirası olarak belirlendi.
Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı’nın yazılı açıklamasına göre, uygulamayla 1.4 milyon işletmeye 6.2 milyar Türk Lirası destek sağlanacak. Tüm işyerlerini kapsayacak destekten 9.3 milyon sigortalının faydalanacağı öngörülüyor.

NEVZAT SEYOK, TTSİS VE TİSK BAŞKAN YARDIMCISI, KARSU TEKSTİL CEO’SU: “Destek, işverenlere can suyu niteliğinde”
Tekstil ve hazır giyim sektörümüz birlikte düşünüldüğünde; istihdam, üretim, ihracat ve katma değer açısından ülkemizin lokomotif sektörüdür. Tüm dünyada hemen hemen tüm sektörleri olumsuz etkileyen pandemi koşullarına rağmen, sektörümüzün dış ticaret dengesine yaptığı katkı devam etmiş ve ihracat fazlası 18.3 milyar dolar düzeyinde gerçekleşmiştir.

Tekstil ve hazır giyim; istihdam tarafında ise, SGK verilerine göre ortalama 1.1 milyondan fazla kişiye iş sağlayan, pek çok yan sektörü de besleyen bir faaliyet hacmine sahiptir. Pandeminin başladığı dönemde, pek çok üreticimiz, üretim tesislerini hızlıca revize ederek, toplumumuzun ihtiyaç duyduğu maske ve koruyucu kıyafet üretimine yönelmiştir. Böylece ülkemizin acil ihtiyacını karşılamak ve ihracat yapmanın yanı sıra, fabrikalarını da açık tutmuşlar ve insanımıza istihdam sağlamaya devam etmişlerdir. Pandeminin en ağır hissedildiği 2020 Nisan-Mayıs ayları dışında sürekli artış eğiliminde olan istihdamımız, bu yıl Nisan ayında ilk defa 1.1 milyonu da geçmiştir.

Talebin düştüğü, navlun fiyatlarının katlandığı, kurlardaki oynaklığın belirsizlik yarattığı bu dönemde, devletimiz başta kısa çalışma ödeneği olmak üzere pek çok mali ve mevzuatsal destekle firmalarımızı desteklemiştir. Asgari ücretin yüzde 30 civarında yükseltildiği 2016 yılında, işverenin yükselen maliyetlerinde devletimizin de elini taşın altına koymasıyla yürürlüğe giren asgari ücret desteği de, özellikle böyle kriz dönemlerinde, bir kişi çalıştırandan bin kişi çalıştırana kadar, tüm işverenlerimize bir can suyu niteliğinde olmaktadır. Şunu da belirtmeliyim ki; toplu iş sözleşmesi düzeninde, çalışanların brüt ücretleri, toplu iş sözleşmeleriyle verilen ikramiye ve diğer sosyal hakların eklenmesiyle asgari ücret desteği için uygulanan prime esas kazanç tavanın üzerinde kalmakta iken sendikalı işyerlerinin yaşadığı bu dezavantajlı durum daha sonra yapılan bir düzenlemeyle iyileştirilmiştir. Böylece 2018 yılında yapılan düzenleme sayesinde asgari ücret desteği için uygulanan prime esas kazanç üst limitinin sendikalı çalışanlar için artırılmasıyla bizim her zaman savunduğumuz kayıtlı, örgütlü, sendikalı işyerleri de pozitif ayrımcılıkla desteklenmiş olmuştur.

Benzer bir pozitif ayrımcılık teşvikini de işsizlik sigortası fonu için işverenlerden yapılan kesinti hususunda da beklemekteyiz. Sendikamızın uzun zamandır dile getirdiği, işsizlik sigortası fonu için işverenlerden kesilen yüzde 2’lik işveren payının yüzde 1’e düşürülmesi, tüm maliyet artışlarına rağmen ülkemizde yatırıma ve istihdama devam edilebilmesi için cazip bir avantaj olacaktır.

NEVZAT SEYOK, TTSİS VE TİSK BAŞKAN YARDIMCISI, KARSU TEKSTİL CEO’SU: “Destek, işverenlere can suyu niteliğinde”
Tekstil ve hazır giyim sektörümüz birlikte düşünüldüğünde; istihdam, üretim, ihracat ve katma değer açısından ülkemizin lokomotif sektörüdür. Tüm dünyada hemen hemen tüm sektörleri olumsuz etkileyen pandemi koşullarına rağmen, sektörümüzün dış ticaret dengesine yaptığı katkı devam etmiş ve ihracat fazlası 18.3 milyar dolar düzeyinde gerçekleşmiştir.
Tekstil ve hazır giyim; istihdam tarafında ise, SGK verilerine göre ortalama 1.1 milyondan fazla kişiye iş sağlayan, pek çok yan sektörü de besleyen bir faaliyet hacmine sahiptir. Pandeminin başladığı dönemde, pek çok üreticimiz, üretim tesislerini hızlıca revize ederek, toplumumuzun ihtiyaç duyduğu maske ve koruyucu kıyafet üretimine yönelmiştir. Böylece ülkemizin acil ihtiyacını karşılamak ve ihracat yapmanın yanı sıra, fabrikalarını da açık tutmuşlar ve insanımıza istihdam sağlamaya devam etmişlerdir. Pandeminin en ağır hissedildiği 2020 Nisan-Mayıs ayları dışında sürekli artış eğiliminde olan istihdamımız, bu yıl Nisan ayında ilk defa 1.1 milyonu da geçmiştir.

Talebin düştüğü, navlun fiyatlarının katlandığı, kurlardaki oynaklığın belirsizlik yarattığı bu dönemde, devletimiz başta kısa çalışma ödeneği olmak üzere pek çok mali ve mevzuatsal destekle firmalarımızı desteklemiştir. Asgari ücretin yüzde 30 civarında yükseltildiği 2016 yılında, işverenin yükselen maliyetlerinde devletimizin de elini taşın altına koymasıyla yürürlüğe giren asgari ücret desteği de, özellikle böyle kriz dönemlerinde, bir kişi çalıştırandan bin kişi çalıştırana kadar, tüm işverenlerimize bir can suyu niteliğinde olmaktadır. Şunu da belirtmeliyim ki; toplu iş sözleşmesi düzeninde, çalışanların brüt ücretleri, toplu iş sözleşmeleriyle verilen ikramiye ve diğer sosyal hakların eklenmesiyle asgari ücret desteği için uygulanan prime esas kazanç tavanın üzerinde kalmakta iken sendikalı işyerlerinin yaşadığı bu dezavantajlı durum daha sonra yapılan bir düzenlemeyle iyileştirilmiştir. Böylece 2018 yılında yapılan düzenleme sayesinde asgari ücret desteği için uygulanan prime esas kazanç üst limitinin sendikalı çalışanlar için artırılmasıyla bizim her zaman savunduğumuz kayıtlı, örgütlü, sendikalı işyerleri de pozitif ayrımcılıkla desteklenmiş olmuştur.

Benzer bir pozitif ayrımcılık teşvikini de işsizlik sigortası fonu için işverenlerden yapılan kesinti hususunda da beklemekteyiz. Sendikamızın uzun zamandır dile getirdiği, işsizlik sigortası fonu için işverenlerden kesilen yüzde 2’lik işveren payının yüzde 1’e düşürülmesi, tüm maliyet artışlarına rağmen ülkemizde yatırıma ve istihdama devam edilebilmesi için cazip bir avantaj olacaktır.

ÖZGÜR BURAK AKKOL, TİSK YÖNETİM KURULU BAŞKANI: “Bu katkının olumlu etki yaratacağına inanıyoruz”
Bildiğiniz üzere tüm dünyaya yayılan COVID-19 salgınıyla birlikte her zamankinden farklı bir süreç yaşadık ve yaşamaya devam ediyoruz.
Devletimizin tüm kurum ve kuruluşları, salgının ülkemizdeki ve çalışma hayatımızdaki etkilerini en aza indirmek için büyük bir özveriyle çalıştı. Bizler de bu özverili çalışmayı desteklemek için imkânlarımızı seferber ettik. Ücretsiz izin gibi uygulamalara olabildiğince başvurmadan, çalışma arkadaşlarımızın gelirlerini korumak için çalıştık. Çalışanlarımızın gelir kaybı yaşamaması için ‘Kısa Çalışma Ödeneği’ni benimsedik. Hatta ödenekten faydalanan işletmelerimizde gönüllü olarak milyarlarca TL tutarında fark ödemesi yaptık. Çalışanlarımızın sağlığı önceliğimiz olurken, yürüttüğümüz çalışmalar ve girişimlerimizle istihdamın korunması için de büyük çaba sarf ettik. Tüm çabalara rağmen salgının ekonomik koşulları zorladığı ve istihdamın korunması için işletmelerimizin her zamankinden fazla desteğe ihtiyaç duyduğu bir süreç yaşadık.
İçinde bulunduğumuz bu olağanüstü süreçte istihdamın korunması ve artırılmasında etkili olan ve 2016 yılından beri uygulanan asgari ücret desteği de bizim için hayli kritik bir noktaya geldi. Geçmiş tabloya baktığımızda; 2016 yılında başlanan asgari ücret desteğinden 2020’ye kadar 37 milyon çalışan faydalandı. Bu destek, işletmelerimiz için de bir nevi can suyu oldu.

Bu yıl, salgınla beraber hayatımıza giren yeni operasyonel kalemler işletmelerimiz üzerinde ilave yükler oluşturdu.
Desteğin yasalaşmasıyla, 2021 yılı içerisinde işletmelerimize 6.2 milyar TL destek sağlanmış olacak. Bu katkının işletmelerimize, çalışanlarımıza ve istihdamımıza olumlu etki yaratacağına inanıyoruz.
Destek çağrılarımıza olumlu yanıt veren Cumhurbaşkanımız Sayın Recep Tayyip Erdoğan başta olmak üzere, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanımız Sayın Prof. Dr. Vedat Bilgin’e, bakanlarımıza, komisyon üyesi vekillerimize ve bürokratlarımıza bu vesileyle bir kere daha teşekkür ederiz.
Bu sürecin olumlu sonuçlanması çabamıza her daim destekte bulunan TİSK Yönetim Kurulu’na ve Üye İşveren Sendikalarımıza da teşekkürü borç biliriz.
TİSK olarak çalışanlarımızın sağlığı başta olmak üzere istihdamı korumak için işçi, işveren ve hükümetimizle istişare halinde olarak ve birlikte mücadele ederek her konuda elimizi taşın altına koymayı sürdüreceğiz.


Diğer Haberler