Geleceğin hammaddesi ‘Keten’ yeniden tarlalarda
Bu topraklarda ketenin tarihi, buğdayınki kadar eski. Türkiye, 1960’larda dünyanın en büyük 10 keten üreticisinden biriydi. Ancak günümüzde, bu bitkinin üretimi neredeyse hiç yapılmıyor. Döngü Kooperatifi’nin hayata geçirdiği keten projesi kapsamında ilk liflik keten tohumları olan “Efe ve Cemre”, toprakla buluştu ve ilk hasat yapıldı. Projenin hedefi, ketenin tekrar eski günlerindeki itibarına kavuşması, üretiminin yaygınlaşması, hatta Türk keteninin bir dünya markası haline gelmesi…
Dünya Bankası verilerine göre 1960’lara kadar dünyadaki en büyük 10 keten üreticisinden biri olan ülkemizde, yıllar içinde çeşitli nedenlerle keten üretimi yok denecek kadar azaldı. Dolayısıyla dünyanın önemli üreticileri listesinde Türkiye’nin adı artık yer almıyor. Ancak hayata geçirilen çeşitli projelerle Türkiye’nin eski itibarını kazanması mümkün. Bu projelerden biri de İzmir’de gerçekleştiriliyor. İzmir’de tarımsal araştırma geliştirme yapan Döngü Kooperatifi; Ege Tarımsal Araştırma Enstitüsü’nün yarım kalmış keten projesini BM Kalkınma Programı (UNDP) kapsamındaki SGP’den aldığı fonla hayata geçirdi.
Ketenin bu topraklardaki tarihinin buğday kadar eski olduğunu belirten Döngü Kooperatifi Yönetim Kurulu Başkanı Zeynep Derece, “Anadolu’daki antik kentlerin birçoğunda buğdayla birlikte keten üretildiğine dair izler bulunuyor. Tohum bankalarımızda 100’ün üzerinde endemik keten tohumu örneği mevcut” diyor. Döngü Kooperatifi’nin Ege Tarımsal Araştırma Enstitüsü ve Tire Belediyesi ile birlikte yürüttüğü proje kapsamında, Ege Bölgesi’nin iklimine uygun iki adet liflik keten tohumu üretildi ve onlara “Efe ve Cemre” adı verildi. Efe ve Cemre’nin tescil başvurusu 2021 Ağustos ayında yapıldı. 2 yıllık inceleme süreci sonucunda, 2023 yılının Ağustos ayında bu tohumların tescilinin tamamlanması bekleniyor.
Üretilen ilk iplikler ev tekstiline dönüşecek
Döngü Kooperatifi tarafından yürütülen proje kapsamında 2018’den bu yana tohum geliştirme amaçlı keten bitkisi yetiştirme çalışmaları devam ediyor. Bu yıl ilk kez öncü çiftçilerle ve sözleşmeli tarım yöntemiyle, 20 dekarı organik tarım olmak üzere yaklaşık 50 dekar alanda keten ekimi yapıldı ve Haziran ayında ilk makinalı hasat gerçekleştirildi. Hasat sonrası elde edilen lifler, tarımsal üretimin yapıldığı Tire Kahrat’taki eski ilköğretim okul binasında kurulmakta olan Ketenden Şeyler Atölyesi’nde işlenmek üzere depolandı. Yöredeki kadın ve genç istihdamıyla ön kırım işlemi yapılacak lifler, taranarak elyaf ve sonrasında da iplik haline gelmek üzere proje ortakları Astab Ltd. Şti. ve Veritas A.Ş.’ye gönderilecek. Farklı karışımlarla elde edilecek iplikle dokunacak kumaşlar, ev tekstil ürünlerinde kullanılacak. Proje kapsamında Tire Kahrat’ta küçük bir prototip model oluşturulacak. Prototip modelin yaygınlaşması, keten üretiminin artması ve Türk keteninin bir marka haline gelmesi hedefleniyor.
Mucize bitki keten
Döngü Kooperatifi, bir tarımsal Ar-Ge kooperatifi olarak kuruldu ve bu anlamda Türkiye’de bir ilki gerçekleştirdi. Keteni merkezine alan kooperatifte, bu bitkinin tohumundan ve lifinden katma değeri yüksek ürünler geliştirilebilmesi amacıyla üniversite, sanayi ve kamu işbirliğiyle Ar- Ge çalışmaları yürütülüyor.
Peki, keten yetiştirmek ülkemiz için neden bu kadar önemli? Bu sorunun yanıtlanması için keten bitkisine daha yakından bakmak gerekiyor. Zira keten, hem yetiştirme aşamasında sunduğu avantajlar ve sağladığı faydalarla hem de üretim sonrası hammadde olarak kullanıldığı alanların çeşitliliğiyle dikkat çekiyor ve ülkemizin endemik bitkileri arasında bulunuyor. Toprağa adaptasyonu yüksek olan ketenin aynı toprakta ikinci bir ürünün yetişmesi için toprağı hazırlaması ve dinlendirmesi gibi pek çok özelliğiyle mucizevi bir bitki olarak bilindiğine dikkat çeken Derece, “Böcek çekmemesi ve dolayısıyla pestisit gerektirmemesiyle doğal, ekolojik ve sürdürülebilir üretime oldukça uygun bir bitki. Keten bitkisi belli bitkilerle birlikte ekildiğinde, belli böcek türlerini rahatsız ederek bünyelerinden uzaklaştırıyor ve bir nevi doğal böcek ilacı görevi görüyor. Buna ‘kardeş bitkiler uygulaması’ adı veriliyor ve ketenin, zararlılarla mücadelede çevre dostu rolünü ortaya çıkarıyor. Bunun yanı sıra arıların tozlaşmayla tarladaki tohum miktarını artırdığını, keten çiçekleriyle arıların kovanda oğul veriminin arttığını, yaptığımız çalışmalarda deneyimlemiş bulunuyoruz” diyor.
Hem çevreci hem susuz tarıma uygun
Keten ayrıca karbon emisyonunu azaltan çevre dostu bir bitki. Kışlık ekimde yeterince yağmur aldığında, ekstra su ihtiyacı olmuyor. Kuraklık riskinin her geçen gün arttığı dünyamızda keten susuz tarıma uygunluğuyla da dikkat çekiyor. İklim değişikliğine uyum sağlayan çevreci bir tarla bitkisi olması, işlendiğinde çok farklı endüstrilerin ihtiyaçlarını karşılayabilen yüksek ekonomik getiri potansiyeli, etkili gıda takviyesine dönüşebilme özellikleri gibi nedenlerle gelecek yıllarda keten tarımının artacağı öngörülüyor.
Zeynep Derece, ketenin bu özellikleri de dikkat alınarak başlanılan projenin hedefini, “Doğanın ve çiftçinin kazandığı, sanayinin yarı mamul ihtiyaçlarının karşılandığı, kadın ve gençlerin istihdamını sağlayan, yerelden kalkınmayı önceleyen model oluşturmak. Bu model oluşurken çiftçi, sanayi, üniversite ve kamunun bir arada çalışabilmesi için bir arayüz rolü oynamak” sözleriyle özetliyor.
Birçok ürünün hammaddesi
Ketenin hasat edildikten sonraki serüveni, ayrı mucizeler barındırıyor… Keten, kökünden tohumuna her bir bölümü birbirinden farklı sanayilerin hammaddesine dönüşebilen, katma değeri yüksek bir bitki. Projede yer alan Dr. Ayşegül Altunok, ketenin her toprak ve iklime kolaylıkla uyum sağlayan, çok önemli yağlı tohum, tıbbi aromatik bitki ve aynı zamanda sanayi bitkisi olduğuna dikkat çekiyor. Tohumu çok önemli bir Omega 3, bitkisel protein ve lif kaynağı. Lifleri, tekstil, kompozit, inşaat, otomotiv, havacılık, gemicilik gibi sektörler için hammadde olarak kullanılıyor. Yanı sıra keten liflerinden yapılan biokompozitler, geleceğin hammaddesi olarak değerlendiriliyor. Ketenin bu topraklardaki tarihi çok eski diyen Altunok, “Unutulmaya yüz tutmuş keten üretim bilgisini yeniden canlandıracak, Ege Bölgesi’ne uygun liflik keten genotip geliştirme ve yaygınlaştırma projesi kapsamında ortaya çıkan Efe ve Cemre tohumlarını çok önemsiyoruz” diyor.