Hürriyet Gazetesi 30 Ocak 2015
Son 5 yılda 10 milyar dolara yakın ihracat gerçekleştiren Türk halı sektörü, dünya ticaretinde yüzde 14 pazar payı ile ikinci büyük oyuncu konumunda. Tıpkı lokum gibi bir dünya markası olarak algılanan ‘Türk Halısı’ kavramı güçlendikçe, sektör oyuncuları ihracatta avantaj sağlayacak.
Tarih boyunca toplumların sosyal, estetik ve ekonomik trendlerini yansıtan halı, Türkiye’nin tıpkı lokum gibi dünya markası haline getirdiği önemli ürünlerinden biri. Özellikle el halısına rağbet edenlerin çok iyi bildiği ‘Türk Halısı’ markasının sağladığı avantaj ve sektörün sahip olduğu yüksek teknolojili üretim kapasitesi ile bugün Türk halı sektörü dünya ticaretinde yüzde 14 pazar payı ile ikinci büyük oyuncu. Sektör bu güçlü konumunun yanında, cari açıkla mücadele eden ülke ekonomisi için ihracatıyla sağladığı katmadeğer ile de son derece kritik bir öneme sahip. Halı sektörü, Türkiye’nin dış ticaret fazlası verdiği sektörlerden biri. Sektörde son 5 yılda yapılan yaklaşık 10 milyar dolarlık halı ihracatına karşılık, yapılan ithalat ancak bu rakamın 10’da biri kadarı olarak gerçekleşiyor.
YÜZDE 100 BÜYÜDÜ
2013’te 15.5 milyar dolarlık hacme ulaşan dünya halı ticaretinde yüzde 16 paya sahip Çin’in ardından Türkiye ikinci büyük oyuncu olarak çok önemli bir rekabet avantajına sahip. Üstelik de bu avantajını giderek güçlendiriyor. 2013 yılında 2.2 milyar dolar halı ihracatı yapan Türkiye’nin 2014 yılını 2.3 milyar doların üzerinde bir rakam ile kapatması bekleniyor. 2007 yılında 992 milyon dolarlık ihracatı olan Türk halı sektörü, 7 yıllık süreçte ihracat kapasitesini yüzde 100’ün üzerinde artırdı. İhracatçı birliklerinin verilerine göre, Türkiye 2013 ve 2014’te makine halısı ihracatında yıllık yüzde 10’a yakın artış sağladı. En büyük paya sahip Çin, 2013’te makine halısı ihracatında yüzde 5 artış sağlarken, dünya makine halısı ihracatında 3’üncü sıradaki Belçika aynı dönemde yüzde 7’lik artış sağladı. Yine ihracatçı birlikleri verilerine göre 2013’te 15.5 milyar dolar hacme ulaşan dünya halı ihracatının, 13.5 milyar dolarını makine halısı ihracatı oluştururken, 1.9 milyar dolarlık kısmı el halısı ihracatından geldi.
10 MİLYAR $ İHRACAT
Türkiye el halısı ihracatında ise Hindistan, Mısır ve İran’ın ardından 4’üncü büyük oyuncu olarak yine önemli bir konumda. Türkiye’nin 2013’teki el halısı ihracatı 132 milyon doları aştı. Türk halı sektörünü ülke ekonomisi için önemi sadece dünya ihracatındaki ilk 2 oyuncudan biri olmasından kaynaklanmıyor. Halı sektörünün 2014 ilk 11 ay verilerine göre 2.1 milyar doları aşan ihracatına karşılık, aynı dönemde sadece 160 milyon dolar ithalat gerçekleştirmiş olması, sektörün dış ticaret açığıyla mücadeledeki stratejik önemini açıkça ortaya koyuyor. Halı sektörünün sadece 2014'ün Ocak-Kasım ayları içinde sağladığı dış ticaret fazlası 2 milyar dolar. 2009 yılından bu yana Türk halı sektörünün ihracatı yıllık ortalama yüzde 10’un üzerinde artış ile 2014’ün ilk 11 ayına kadar olan süreçte 10 milyar dolara yaklaştı. Bu süre içinde yapılan ithalat ise ancak 1 milyar doları buluyor. Bu da son 5 yılda ülke ekonomisinde sağladığı 8.2 milyar dolarlık dış ticaret fazlası ile halı sektörünü giderek daha da önemli bir konuma yükseltiyor.
Güneydoğu öne çıkıyor
TÜİK verilerine göre sektörün sanayi üretim endeksi yıllık ortalaması incelendiğinde, geçtiğimiz 10 yılda kriz zamanları dâhil her yıl artış yaşandığını görüyoruz. Güneydoğu Anadolu İhracatçı Birlikleri’nce yapılan bir araştırmaya göre Türkiye’de halı sektöründe faaliyet gösteren 187 kuruluş bulunuyor ve toplam üretim kapasitesi 481 milyon metrekare/yıl olarak karşımıza çıkıyor. Ülkemizin makine halısı üretiminin büyük çoğunluğu Gaziantep’te yerleşik olan firmalarca gerçekleştiriliyor. Türkiye’de makine halısı üreticiliğinin yoğun olduğu diğer illerimizi ise Kayseri, Niğde, Tekirdağ olarak sıralayabiliriz.
SEKTÖRDEN GÖRÜŞLER
Haksız rekabet engellenmeli
Ahmet Hamdi Topbaş (TTSİS Başkan Yardımcısı ve Bahariye Mensucat Yönetim Kurulu Başkanı):
Sektörün uluslararası pazarda daha da güçlenebilmesi için alınabilecek önlem ve uygulamaları şöyle özetleyebiliriz: Halı üretiminde rakip ülkelerin başarılı uygulamaları analiz edilip sonuçları sektör ile paylaşılmalı. Rakip ülkelerin ağırlıklı olduğu pazarlar incelenip müşteri beklentisine göre teknolojik altyapı ve özellikle tasarım alanına yatırım yapılmalı. Uzun vadeli ticari başarı için “kurumsal dürüstlük”, “ticari etik değerlere bağlılık” geliştirilmeli. İç ve dış piyasalarda haksız rekabetin önüne geçilmelidir. Müşteri ülkeler nazarında “ucuz tedarikçi ülke” imajını yok etmek için kalite ve tasarıma önem verilmeli, katma değeri yüksek ürünler üretmeye gayret edilmelidir. Ciddi boyuttaki kalifiye eleman sıkıntısını gidermek için uygulamalı meslek okullarına ağırlık verilmelidir. Markalaşmak uzun vadeli bir proje gibi algılanmalıdır. Bu da verilecek ürün ve servis kalitesi ve sürekliliği ile mümkün olabilir. Ayrıca özgün tasarımların korunması sağlanmalı, kopyacılığın önüne geçilmelidir.
Liderlik için tasarım önemli
Nadir Yürüktümen (Saray Halı Genel Koordinatörü):
Halı sektöründe mevcut kurulu kapasitenin kullanım oranı iyi değil. Bugün sektörün ihtiyacı, kapasite kullanım oranlarının artırılması için çalışma yapılmasıdır. Bu konuda devletin desteğinin de yanımızda olmasını bekliyoruz. Makine halısı üretiminde dünya liderliğini ele geçirebilmek için tasarıma yönelik Ar-Ge, Ür-Ge çalışmaları yapılmalı. Tasarımları geliştirmek ve yeni modeller üretmek için sektörümüzün daha temkinli adımlar atması gereken bir süreçteyiz. Riski yüksek pazarlarda açık pozisyonlu satışlar sektörümüzü tehdit etmektedir. Global arenada arzın fazla, rekabetin yoğun olduğu bir sektörümüz var. Böyle bir pazar yapısında fiyatlandırma yaparken, kendi içimizde bir rekabete girmemiz sektörün geleceği için olumsuz bir davranış olacaktır. Gözümüzü uluslararası pazarlarda yaşanan rekabete çevirerek, Türk halı sektörünün başarısına odaklanmalıyız.
En modern makine parkı
Ahmet Murat Ercan (Dinarsu Yönetim Kurulu Üyesi):
Üretim kapasitesi ve teknik yetkinlik bakımından ülkemiz halihazırda dünyanın en modern makine parkına sahip. Gelinen noktadan daha ileriye gidilebilmesi için sektör temsilcileri olarak farklılaşan, her zaman global rekabetin gerektirdiği dinamizmde performans sergileyen mantaliteye bürünmemiz gerekiyor. İhracatı artırmak için dünya ticaretinde haksız rekabete yol açan bazı ülkelerdeki gümrük vergilerinin kaldırılması yada herkese eşit oranda uygulanması konusunda lobi faaliyetleri yürütülmesi gerekir. Bunun yanı sıra global ölçekte farklılaşacak ürünler üretmeye imkan sağlayan yatırımlara özgü özel kredi şartlarının sağlanması ile halihazırda var olan teşvik ve destek sistemleri daha anlamlı bir noktaya gelmiş olacaktır. Ülkemiz genç nüfus bakımından büyük bir potansiyele sahip olmasına rağmen nitelikli işgücü bakımından maalesef yeterli bir kaynağa sahip değil. Bizi diğer ülkelerden ve Dinarsu olarak diğer firmalardan ayıracak temel parametre nitelikli insan kaynağıdır.
Tarih boyunca toplumların sosyal, estetik ve ekonomik trendlerini yansıtan halı, Türkiye’nin tıpkı lokum gibi dünya markası haline getirdiği önemli ürünlerinden biri. Özellikle el halısına rağbet edenlerin çok iyi bildiği ‘Türk Halısı’ markasının sağladığı avantaj ve sektörün sahip olduğu yüksek teknolojili üretim kapasitesi ile bugün Türk halı sektörü dünya ticaretinde yüzde 14 pazar payı ile ikinci büyük oyuncu. Sektör bu güçlü konumunun yanında, cari açıkla mücadele eden ülke ekonomisi için ihracatıyla sağladığı katmadeğer ile de son derece kritik bir öneme sahip. Halı sektörü, Türkiye’nin dış ticaret fazlası verdiği sektörlerden biri. Sektörde son 5 yılda yapılan yaklaşık 10 milyar dolarlık halı ihracatına karşılık, yapılan ithalat ancak bu rakamın 10’da biri kadarı olarak gerçekleşiyor.
YÜZDE 100 BÜYÜDÜ
2013’te 15.5 milyar dolarlık hacme ulaşan dünya halı ticaretinde yüzde 16 paya sahip Çin’in ardından Türkiye ikinci büyük oyuncu olarak çok önemli bir rekabet avantajına sahip. Üstelik de bu avantajını giderek güçlendiriyor. 2013 yılında 2.2 milyar dolar halı ihracatı yapan Türkiye’nin 2014 yılını 2.3 milyar doların üzerinde bir rakam ile kapatması bekleniyor. 2007 yılında 992 milyon dolarlık ihracatı olan Türk halı sektörü, 7 yıllık süreçte ihracat kapasitesini yüzde 100’ün üzerinde artırdı. İhracatçı birliklerinin verilerine göre, Türkiye 2013 ve 2014’te makine halısı ihracatında yıllık yüzde 10’a yakın artış sağladı. En büyük paya sahip Çin, 2013’te makine halısı ihracatında yüzde 5 artış sağlarken, dünya makine halısı ihracatında 3’üncü sıradaki Belçika aynı dönemde yüzde 7’lik artış sağladı. Yine ihracatçı birlikleri verilerine göre 2013’te 15.5 milyar dolar hacme ulaşan dünya halı ihracatının, 13.5 milyar dolarını makine halısı ihracatı oluştururken, 1.9 milyar dolarlık kısmı el halısı ihracatından geldi.
10 MİLYAR $ İHRACAT
Türkiye el halısı ihracatında ise Hindistan, Mısır ve İran’ın ardından 4’üncü büyük oyuncu olarak yine önemli bir konumda. Türkiye’nin 2013’teki el halısı ihracatı 132 milyon doları aştı. Türk halı sektörünü ülke ekonomisi için önemi sadece dünya ihracatındaki ilk 2 oyuncudan biri olmasından kaynaklanmıyor. Halı sektörünün 2014 ilk 11 ay verilerine göre 2.1 milyar doları aşan ihracatına karşılık, aynı dönemde sadece 160 milyon dolar ithalat gerçekleştirmiş olması, sektörün dış ticaret açığıyla mücadeledeki stratejik önemini açıkça ortaya koyuyor. Halı sektörünün sadece 2014'ün Ocak-Kasım ayları içinde sağladığı dış ticaret fazlası 2 milyar dolar. 2009 yılından bu yana Türk halı sektörünün ihracatı yıllık ortalama yüzde 10’un üzerinde artış ile 2014’ün ilk 11 ayına kadar olan süreçte 10 milyar dolara yaklaştı. Bu süre içinde yapılan ithalat ise ancak 1 milyar doları buluyor. Bu da son 5 yılda ülke ekonomisinde sağladığı 8.2 milyar dolarlık dış ticaret fazlası ile halı sektörünü giderek daha da önemli bir konuma yükseltiyor.
Güneydoğu öne çıkıyor
TÜİK verilerine göre sektörün sanayi üretim endeksi yıllık ortalaması incelendiğinde, geçtiğimiz 10 yılda kriz zamanları dâhil her yıl artış yaşandığını görüyoruz. Güneydoğu Anadolu İhracatçı Birlikleri’nce yapılan bir araştırmaya göre Türkiye’de halı sektöründe faaliyet gösteren 187 kuruluş bulunuyor ve toplam üretim kapasitesi 481 milyon metrekare/yıl olarak karşımıza çıkıyor. Ülkemizin makine halısı üretiminin büyük çoğunluğu Gaziantep’te yerleşik olan firmalarca gerçekleştiriliyor. Türkiye’de makine halısı üreticiliğinin yoğun olduğu diğer illerimizi ise Kayseri, Niğde, Tekirdağ olarak sıralayabiliriz.
SEKTÖRDEN GÖRÜŞLER
Haksız rekabet engellenmeli
Ahmet Hamdi Topbaş (TTSİS Başkan Yardımcısı ve Bahariye Mensucat Yönetim Kurulu Başkanı):
Sektörün uluslararası pazarda daha da güçlenebilmesi için alınabilecek önlem ve uygulamaları şöyle özetleyebiliriz: Halı üretiminde rakip ülkelerin başarılı uygulamaları analiz edilip sonuçları sektör ile paylaşılmalı. Rakip ülkelerin ağırlıklı olduğu pazarlar incelenip müşteri beklentisine göre teknolojik altyapı ve özellikle tasarım alanına yatırım yapılmalı. Uzun vadeli ticari başarı için “kurumsal dürüstlük”, “ticari etik değerlere bağlılık” geliştirilmeli. İç ve dış piyasalarda haksız rekabetin önüne geçilmelidir. Müşteri ülkeler nazarında “ucuz tedarikçi ülke” imajını yok etmek için kalite ve tasarıma önem verilmeli, katma değeri yüksek ürünler üretmeye gayret edilmelidir. Ciddi boyuttaki kalifiye eleman sıkıntısını gidermek için uygulamalı meslek okullarına ağırlık verilmelidir. Markalaşmak uzun vadeli bir proje gibi algılanmalıdır. Bu da verilecek ürün ve servis kalitesi ve sürekliliği ile mümkün olabilir. Ayrıca özgün tasarımların korunması sağlanmalı, kopyacılığın önüne geçilmelidir.
Liderlik için tasarım önemli
Nadir Yürüktümen (Saray Halı Genel Koordinatörü):
Halı sektöründe mevcut kurulu kapasitenin kullanım oranı iyi değil. Bugün sektörün ihtiyacı, kapasite kullanım oranlarının artırılması için çalışma yapılmasıdır. Bu konuda devletin desteğinin de yanımızda olmasını bekliyoruz. Makine halısı üretiminde dünya liderliğini ele geçirebilmek için tasarıma yönelik Ar-Ge, Ür-Ge çalışmaları yapılmalı. Tasarımları geliştirmek ve yeni modeller üretmek için sektörümüzün daha temkinli adımlar atması gereken bir süreçteyiz. Riski yüksek pazarlarda açık pozisyonlu satışlar sektörümüzü tehdit etmektedir. Global arenada arzın fazla, rekabetin yoğun olduğu bir sektörümüz var. Böyle bir pazar yapısında fiyatlandırma yaparken, kendi içimizde bir rekabete girmemiz sektörün geleceği için olumsuz bir davranış olacaktır. Gözümüzü uluslararası pazarlarda yaşanan rekabete çevirerek, Türk halı sektörünün başarısına odaklanmalıyız.
En modern makine parkı
Ahmet Murat Ercan (Dinarsu Yönetim Kurulu Üyesi):
Üretim kapasitesi ve teknik yetkinlik bakımından ülkemiz halihazırda dünyanın en modern makine parkına sahip. Gelinen noktadan daha ileriye gidilebilmesi için sektör temsilcileri olarak farklılaşan, her zaman global rekabetin gerektirdiği dinamizmde performans sergileyen mantaliteye bürünmemiz gerekiyor. İhracatı artırmak için dünya ticaretinde haksız rekabete yol açan bazı ülkelerdeki gümrük vergilerinin kaldırılması yada herkese eşit oranda uygulanması konusunda lobi faaliyetleri yürütülmesi gerekir. Bunun yanı sıra global ölçekte farklılaşacak ürünler üretmeye imkan sağlayan yatırımlara özgü özel kredi şartlarının sağlanması ile halihazırda var olan teşvik ve destek sistemleri daha anlamlı bir noktaya gelmiş olacaktır. Ülkemiz genç nüfus bakımından büyük bir potansiyele sahip olmasına rağmen nitelikli işgücü bakımından maalesef yeterli bir kaynağa sahip değil. Bizi diğer ülkelerden ve Dinarsu olarak diğer firmalardan ayıracak temel parametre nitelikli insan kaynağıdır.