05 Aralık 2014
Dünyanın en stratejik ürünlerinden biri olan pamukta tükettiğinin yarısını ithal eden Türkiye'de tekstilciler, ABD pamuğuna karşı yürütülen damping soruşturmasının olası etkilerini konuşuyor. Türkiye'nin uluslararası arenadaki önemli ihracat kalemi tekstil ve hazır giyim sanayisinde maliyetlerin yükselmesiyle rekabet gücünün kaybedileceği endişesi taşıyan sektör, alternatif yol arayışında ilk sıraya pamuk üretimini koydu.
Türkiye'nin tekstil ve hazır giyim sektörlerinin ana hammaddesi olan pamukta son dönemde yaşanan gelişmeler, yerli üretimin önemini bir kez daha gündeme getirdi. Ekonomi yönetiminin, Türkiye'nin pamuk ithalatında ABD pamuğuna karşı yürüttüğü damping soruşturması bir yandan sektörde konuşulurken, diğer yandan da yerli üretimin gerekliliğini bir kez daha ortaya koydu. ABD pamuğunun kalitesine eşdeğer alternatif çözüm için üretimin teşvik edilmesi gündeme taşındı. Tekstil üreticileri ABD pamuğunun kaliteli olduğunu, Uzakdoğu'dan gelen ürünün bu özellikleri taşımayabileceğini belirtiyor. Sektör temsilcileri, ABD pamuğuna karşı yürütülen damping soruşturmasının tamamlanması durumunda tekstil sektörünün, ihtiyacı olan yüksek standartlı pamuğu daha yüksek maliyete katlanarak ithal etmek zorunda kalacağından, sonuç itibariyle de Türk tekstil ve hazır giyim sanayiinin ihracattaki rekabet gücünü ciddi anlamda kaybedeceğinden endişe duyuyorlar. Uluslararası Pamuk İstişare Komitesi (ICAC) verilerine göre, tekstil sektörünün hammaddesi olan pamukta 2013- 2014 sezonunda Türkiye'de 843 bin tonluk üretime karşın 1 milyon 404 milyon tonluk tüketim gerçekleşti. 945 bin tonluk da ithalat yapıldı. Bu ithalatın ABD'den gerçekleştirilen miktarı ise her yıl 450-500 bin ton arasında değişiyor.
Hedef 1 milyon ton
Pamuk, dünyada en yaygın üretilen doğal elyaf. Küresel tekstil pazarının ise yüzde 31'ini oluşturuyor. Türkiye pamuk sektöründe büyük deneyimi, bilgi birikimi, yatırımları ve uygun toprakları olan bir ülke olmasına rağmen tükettiği pamuğun yarısından fazlasını ithal ediyor. Uluslararası Pamuk İstişare Komitesi'nin öngörülerine göre Türkiye 2015'te yine ürettiğinin iki katı pamuk tüketecek. İhtiyacının büyük oranını ithalatla karşılayacak. Tekstil ve hazır giyim sektörünün temsilcilerine göre pamuk, bu sektörde dünyanın 4'üncü büyük oyuncusu konumunda bulunan Türkiye için oldukça stratejik bir ürün. Dolayısıyla Türkiye'nin üretimini artırması ve hedefin de 1 milyon ton olması gerekiyor. Bu rakamın altındaki üretimin tekstil sektörü için güvenli olmadığını söyleyen temsilciler, "Destekleme politikalarının 5 yıl süre ile ilan edilmesi gerektiğini düşünüyoruz. Çünkü üretici o zaman dünya fiyatlarına göre dalgalı üretim değil Bakanlığımız'ın işaret ettiği üretimi yapacaktır. Aslında Bakanlığımız zaten prim ile üretimi destekliyor ama bu anlamda kararlılığını ortaya koyması üreticinin ve üretimin önünü açacaktır" yorumunu yapıyor.
Tedarik iyi yönetilmeli
Tekstil ve hazır giyim üreticileri, Türkiye'nin 2011'de dokuma ve örme kumaş ile konfeksiyona getirilen ek vergi uygulamasıyla birlikte sektörün, cari açığın da ilacı olduğunu söylüyor. Ağustos 2011-Ekim 2014 döneminde tekstil ve hazır giyimin yaptığı toplam 88.1 milyar dolarlık ihracata karşılık, 39.5 milyar dolarlık ithalat gerçekleşti. Bu süre içerisinde, cari açığın kapanması için Türkiye ekonomisine 48 milyar doları aşkın dış ticaret fazlası sağlandı. Öte yandan ek vergi sonrasında elde edilen kazanımlardan biri de gerçekleştirilen ithalat ve istihdam nedeniyle devlete sağlanan mali katkılar oldu. Hazine, uygulamaya konan ek gümrük vergileri; Maliye, istihdam edilen kişilerin ödediği gelir vergisi; Sosyal Güvenlik Kurumu, işçi ve işverenler tarafından yapılan prim ödemeleriyle önemli gelirler elde etti. Ek vergi ertesinde geçen bu dönemde Maliye Bakanlığı'nın 1.84 milyar dolarlık ek gümrük vergisi geliri elde ettiği tahmin ediliyor. Yine bu dönemde devlet kurumlarına gelir vergisi ve SGK primi kapsamında yapılan ödemeler tutarı, çalışma imkânı yaratılan 172 bin kişinin asgari ücret üzerinden istihdam edildiği varsayıldığında, 1.5 milyar TL'ye dayanıyor. Tekstil ve hazır giyim sektörünün entegre yapısı ile gerçekleştirilen üretim sonucunda yaratılan katma değerin büyüklüğünü bu rakamlardan görmek mümkün. Tekstil ve hazır giyim sektörü, sağladığı katma değerin yarattığı kârı ülkesinde bırakan sanayi kolu özelliği de taşıyor. Sektör böyle önemli bir alanın, hammadde tedariğiyle ilgili herhangi bir sıkıntı yaşamamasını talep ediyor. Bunun için en kısa sürede yerli üretimin artırılması ve bu süreye kadar da alternatif ithalat çözümünün ortaya konması bekleniyor.
Lisanslı depoculukta destek müjdesi
Sektör temsilcileri, lisanslı depoculukla ilgili Bakanlıktan beklenen önemli haberin geldiğini ve depolama maliyetinin yüzde 38'inin artık pamukta da destekleneceğini açıklıyor. Bu gelişmenin sisteme önemli bir ivme kazandıracağının altını çizen temsilciler, "Zaten işaretlerini de görmeye başladık. Bunun dışında yerli tohumculukta önemli gelişmeler göze çarpıyor. İşletmelerin modernleşmesiyle pamuk işlemede de kalite artıyor. Açıkçası Ege pamuğunda neredeyse bu sorunlar çözüldü. Ancak Çukurova ve Güneydoğu Anadolu Bölgesi'nde de gelişmeye ihtiyacı var. Bunun dışında Bakanlığımız ciddi anlamda uydu teknolojisini ekim alanları kontrolünde ve verim tahmininde kullanmaya başladı. Bu, ileride doğru istatistikler ve gerçek üretenin desteklenmesinin kontrolü anlamında çok önemli bir adım" diyor.
SEKTÖR NE DÜŞÜNÜYOR?
Süreci iyi yönetmek gerek
İsmail Gülle (İstanbul Tekstil ve Hammaddeleri İhracatçıları Birliği Başkanı): Türkiye yeterli pamuk üretimi olmadığı için bu alanda ithalata bağımlı bir ülke. ABD pamuğu ise Türk tekstil sektörü için önemli bir hammaddeyi oluşturuyor. ABD pamuğunun tedarik edilememesi durumunda alternatif yaratmak zor olacaktır. Ancak sürecin iyi yönetilmesi gerekiyor. ABD'lilerin de bu konuda endişeli olduğunu duyuyoruz. Sonuçta ülkenin Çin'den sonra pamuktaki en büyük ikinci ihraç pazarı Türkiye. Dolayısıyla ABD'li kurumların, bu konunun çözümü için pamukla ilgili birimlerine baskı yapmaya başladığı aldığımız bilgiler arasında.
Üretim kalitesi düşer
Ahmet Öksüz (Kipaş Yönetim Kurulu Üyesi): Türk tekstil sektörünün en önemli hammaddesi ABD'den geliyor. Buradan mal tedarik edemezsek sektör olumsuz etkilenecek. ABD pamuğunun özellikleri var. En önemli avantajı yabancı elyaf içermemesi. Sektör olarak Türkiye'nin başlattığı bu soruşturmayı üzülerek öğrendik. Keşke Türkiye'de yeterli üretim olsa. ABD'den pamuk alamazsak sektör kalite sıkıntıları yaşayacaktır. Çünkü Uzakdoğu pamuğunun içinde yabancı elyafa rastlanıyor. Öte yandan ABD, Türk üreticilere uzun vadeli kredi imkânı da sunuyordu. ABD pamuğuyla ilgili yaşanacak sıkıntı Türkiye'nin tekstil ve hazır giyimdeki üretim kalitesini düşürür.
ABD pamuğu lokomotif
Ali İlbeyli (Beyteks Yönetim Kurulu Başkanı): ABD pamuğu Türk tekstil sektörü için bir lokomotif. Türkiye'de yabancı markalara üretim yapan bütün üreticiler siparişlerini ABD pamuğu şartıyla alır. Eğer ABD pamuğu tedariğinde sıkıntı yaşarsak hazır giyimdeki siparişler Uzakdoğu'ya kayacaktır. Türkiye'nin ithal ettiği 450- 500 bin ton ABD pamuğunun 150 bin tonunu tek başına Beyteks alıyor. ABD pamuğunu alamazsak Uzakdoğu'dan aldığımız pamukla 2'nci sınıf üretim yapmaya başlarız. Beyteks olarak üretimimiz ciddi anlamda sıkıntıya düşer. Şirketi kapatmayla yüz yüze gelebiliriz.
İthalatta alternatif şart
Besim Özek (Bossa Satınalma Müdürü): İçerisinde yabancı elyafın az olmasından dolayı ABD pamuğu oldukça kaliteli. Beyaz ve açık renkli üretim için ABD pamuğunu tercih ediyoruz. Biz, Türkiye olarak ABD'den pamuk alımı konusunda sıkıntı yaşarsak, ihtiyacımız olan 400 bin tonluk pamuk tedariği için alternatif yolların bulunması gerekiyor. Örneğin pamuk Türkmenistan'dan Türkiye'ye, İran'daki sıkıntıdan dolayı rahat gelemiyor. Hindistan'dan geçen yıl aldığımız pamuğun içinde de bitkisel madde çıktığı gerekçesiyle ürün ülkeye iade edildi. İsteriz ki Türkiye'de üretim artsın ve ithalata gerek kalmasın. Eğer ABD'ye karşı başlatılan bu soruşturma Türkiye'deki pamuk sanayisini korumayı amaçlıyorsa bu yavaş yavaş yapılmalı.
Türkiye'nin tekstil ve hazır giyim sektörlerinin ana hammaddesi olan pamukta son dönemde yaşanan gelişmeler, yerli üretimin önemini bir kez daha gündeme getirdi. Ekonomi yönetiminin, Türkiye'nin pamuk ithalatında ABD pamuğuna karşı yürüttüğü damping soruşturması bir yandan sektörde konuşulurken, diğer yandan da yerli üretimin gerekliliğini bir kez daha ortaya koydu. ABD pamuğunun kalitesine eşdeğer alternatif çözüm için üretimin teşvik edilmesi gündeme taşındı. Tekstil üreticileri ABD pamuğunun kaliteli olduğunu, Uzakdoğu'dan gelen ürünün bu özellikleri taşımayabileceğini belirtiyor. Sektör temsilcileri, ABD pamuğuna karşı yürütülen damping soruşturmasının tamamlanması durumunda tekstil sektörünün, ihtiyacı olan yüksek standartlı pamuğu daha yüksek maliyete katlanarak ithal etmek zorunda kalacağından, sonuç itibariyle de Türk tekstil ve hazır giyim sanayiinin ihracattaki rekabet gücünü ciddi anlamda kaybedeceğinden endişe duyuyorlar. Uluslararası Pamuk İstişare Komitesi (ICAC) verilerine göre, tekstil sektörünün hammaddesi olan pamukta 2013- 2014 sezonunda Türkiye'de 843 bin tonluk üretime karşın 1 milyon 404 milyon tonluk tüketim gerçekleşti. 945 bin tonluk da ithalat yapıldı. Bu ithalatın ABD'den gerçekleştirilen miktarı ise her yıl 450-500 bin ton arasında değişiyor.
Hedef 1 milyon ton
Pamuk, dünyada en yaygın üretilen doğal elyaf. Küresel tekstil pazarının ise yüzde 31'ini oluşturuyor. Türkiye pamuk sektöründe büyük deneyimi, bilgi birikimi, yatırımları ve uygun toprakları olan bir ülke olmasına rağmen tükettiği pamuğun yarısından fazlasını ithal ediyor. Uluslararası Pamuk İstişare Komitesi'nin öngörülerine göre Türkiye 2015'te yine ürettiğinin iki katı pamuk tüketecek. İhtiyacının büyük oranını ithalatla karşılayacak. Tekstil ve hazır giyim sektörünün temsilcilerine göre pamuk, bu sektörde dünyanın 4'üncü büyük oyuncusu konumunda bulunan Türkiye için oldukça stratejik bir ürün. Dolayısıyla Türkiye'nin üretimini artırması ve hedefin de 1 milyon ton olması gerekiyor. Bu rakamın altındaki üretimin tekstil sektörü için güvenli olmadığını söyleyen temsilciler, "Destekleme politikalarının 5 yıl süre ile ilan edilmesi gerektiğini düşünüyoruz. Çünkü üretici o zaman dünya fiyatlarına göre dalgalı üretim değil Bakanlığımız'ın işaret ettiği üretimi yapacaktır. Aslında Bakanlığımız zaten prim ile üretimi destekliyor ama bu anlamda kararlılığını ortaya koyması üreticinin ve üretimin önünü açacaktır" yorumunu yapıyor.
Tedarik iyi yönetilmeli
Tekstil ve hazır giyim üreticileri, Türkiye'nin 2011'de dokuma ve örme kumaş ile konfeksiyona getirilen ek vergi uygulamasıyla birlikte sektörün, cari açığın da ilacı olduğunu söylüyor. Ağustos 2011-Ekim 2014 döneminde tekstil ve hazır giyimin yaptığı toplam 88.1 milyar dolarlık ihracata karşılık, 39.5 milyar dolarlık ithalat gerçekleşti. Bu süre içerisinde, cari açığın kapanması için Türkiye ekonomisine 48 milyar doları aşkın dış ticaret fazlası sağlandı. Öte yandan ek vergi sonrasında elde edilen kazanımlardan biri de gerçekleştirilen ithalat ve istihdam nedeniyle devlete sağlanan mali katkılar oldu. Hazine, uygulamaya konan ek gümrük vergileri; Maliye, istihdam edilen kişilerin ödediği gelir vergisi; Sosyal Güvenlik Kurumu, işçi ve işverenler tarafından yapılan prim ödemeleriyle önemli gelirler elde etti. Ek vergi ertesinde geçen bu dönemde Maliye Bakanlığı'nın 1.84 milyar dolarlık ek gümrük vergisi geliri elde ettiği tahmin ediliyor. Yine bu dönemde devlet kurumlarına gelir vergisi ve SGK primi kapsamında yapılan ödemeler tutarı, çalışma imkânı yaratılan 172 bin kişinin asgari ücret üzerinden istihdam edildiği varsayıldığında, 1.5 milyar TL'ye dayanıyor. Tekstil ve hazır giyim sektörünün entegre yapısı ile gerçekleştirilen üretim sonucunda yaratılan katma değerin büyüklüğünü bu rakamlardan görmek mümkün. Tekstil ve hazır giyim sektörü, sağladığı katma değerin yarattığı kârı ülkesinde bırakan sanayi kolu özelliği de taşıyor. Sektör böyle önemli bir alanın, hammadde tedariğiyle ilgili herhangi bir sıkıntı yaşamamasını talep ediyor. Bunun için en kısa sürede yerli üretimin artırılması ve bu süreye kadar da alternatif ithalat çözümünün ortaya konması bekleniyor.
Lisanslı depoculukta destek müjdesi
Sektör temsilcileri, lisanslı depoculukla ilgili Bakanlıktan beklenen önemli haberin geldiğini ve depolama maliyetinin yüzde 38'inin artık pamukta da destekleneceğini açıklıyor. Bu gelişmenin sisteme önemli bir ivme kazandıracağının altını çizen temsilciler, "Zaten işaretlerini de görmeye başladık. Bunun dışında yerli tohumculukta önemli gelişmeler göze çarpıyor. İşletmelerin modernleşmesiyle pamuk işlemede de kalite artıyor. Açıkçası Ege pamuğunda neredeyse bu sorunlar çözüldü. Ancak Çukurova ve Güneydoğu Anadolu Bölgesi'nde de gelişmeye ihtiyacı var. Bunun dışında Bakanlığımız ciddi anlamda uydu teknolojisini ekim alanları kontrolünde ve verim tahmininde kullanmaya başladı. Bu, ileride doğru istatistikler ve gerçek üretenin desteklenmesinin kontrolü anlamında çok önemli bir adım" diyor.
SEKTÖR NE DÜŞÜNÜYOR?
Süreci iyi yönetmek gerek
İsmail Gülle (İstanbul Tekstil ve Hammaddeleri İhracatçıları Birliği Başkanı): Türkiye yeterli pamuk üretimi olmadığı için bu alanda ithalata bağımlı bir ülke. ABD pamuğu ise Türk tekstil sektörü için önemli bir hammaddeyi oluşturuyor. ABD pamuğunun tedarik edilememesi durumunda alternatif yaratmak zor olacaktır. Ancak sürecin iyi yönetilmesi gerekiyor. ABD'lilerin de bu konuda endişeli olduğunu duyuyoruz. Sonuçta ülkenin Çin'den sonra pamuktaki en büyük ikinci ihraç pazarı Türkiye. Dolayısıyla ABD'li kurumların, bu konunun çözümü için pamukla ilgili birimlerine baskı yapmaya başladığı aldığımız bilgiler arasında.
Üretim kalitesi düşer
Ahmet Öksüz (Kipaş Yönetim Kurulu Üyesi): Türk tekstil sektörünün en önemli hammaddesi ABD'den geliyor. Buradan mal tedarik edemezsek sektör olumsuz etkilenecek. ABD pamuğunun özellikleri var. En önemli avantajı yabancı elyaf içermemesi. Sektör olarak Türkiye'nin başlattığı bu soruşturmayı üzülerek öğrendik. Keşke Türkiye'de yeterli üretim olsa. ABD'den pamuk alamazsak sektör kalite sıkıntıları yaşayacaktır. Çünkü Uzakdoğu pamuğunun içinde yabancı elyafa rastlanıyor. Öte yandan ABD, Türk üreticilere uzun vadeli kredi imkânı da sunuyordu. ABD pamuğuyla ilgili yaşanacak sıkıntı Türkiye'nin tekstil ve hazır giyimdeki üretim kalitesini düşürür.
ABD pamuğu lokomotif
Ali İlbeyli (Beyteks Yönetim Kurulu Başkanı): ABD pamuğu Türk tekstil sektörü için bir lokomotif. Türkiye'de yabancı markalara üretim yapan bütün üreticiler siparişlerini ABD pamuğu şartıyla alır. Eğer ABD pamuğu tedariğinde sıkıntı yaşarsak hazır giyimdeki siparişler Uzakdoğu'ya kayacaktır. Türkiye'nin ithal ettiği 450- 500 bin ton ABD pamuğunun 150 bin tonunu tek başına Beyteks alıyor. ABD pamuğunu alamazsak Uzakdoğu'dan aldığımız pamukla 2'nci sınıf üretim yapmaya başlarız. Beyteks olarak üretimimiz ciddi anlamda sıkıntıya düşer. Şirketi kapatmayla yüz yüze gelebiliriz.
İthalatta alternatif şart
Besim Özek (Bossa Satınalma Müdürü): İçerisinde yabancı elyafın az olmasından dolayı ABD pamuğu oldukça kaliteli. Beyaz ve açık renkli üretim için ABD pamuğunu tercih ediyoruz. Biz, Türkiye olarak ABD'den pamuk alımı konusunda sıkıntı yaşarsak, ihtiyacımız olan 400 bin tonluk pamuk tedariği için alternatif yolların bulunması gerekiyor. Örneğin pamuk Türkmenistan'dan Türkiye'ye, İran'daki sıkıntıdan dolayı rahat gelemiyor. Hindistan'dan geçen yıl aldığımız pamuğun içinde de bitkisel madde çıktığı gerekçesiyle ürün ülkeye iade edildi. İsteriz ki Türkiye'de üretim artsın ve ithalata gerek kalmasın. Eğer ABD'ye karşı başlatılan bu soruşturma Türkiye'deki pamuk sanayisini korumayı amaçlıyorsa bu yavaş yavaş yapılmalı.