Yünsa’ya Sürdürülebilirlik Ödülü

18-05-2019

Üst-segment yünlü kumaş üretiminde tek çatı altında dünyanın en büyük ilk beş üreticisi arasında yer alan, Avrupa’nın ise en büyük üreticisi olan Yünsa, mart ayında H&M’in Sürdürülebilirliğe Bağlılık Ödülü’nü aldı. Yünsa Genel Müdürü Nuri Refik Düzgören ile bu ödülden yola çıkarak, sürdürülebilirliği konuştuk.
 
Öncelikle, Yünsa’yı, H&M’in Sürdürülebilirliğe Bağlılık Ödülü’nü almasından dolayı tebrik ederiz. Bu ödülün arka planını öğrenebilir miyiz? Kimlere, hangi sebeplerle veriliyor ve bu ödülü almak ne anlam ifade ediyor?
Türkiye ve Avrupa’nın en büyük entegre üst-segment yünlü kumaş üreticisi ve ihracatçısı olarak; çevreye duyarlı, temiz üretim odaklı ve sürdürülebilir iş modeli ile sektöre öncülük ediyoruz. Yünsa olarak uyguladığımız standartlar ve doğal kaynakları verimli kullanmayı hedefleyen projelerimiz ile sürdürülebilirliği desteklemeye devam ediyoruz.
Sürdürülebilirlik çalışmalarımıza bağlılığımız ve Yünsa olarak sürdürülebilirlik yatırımlarımıza kararlılıkla devam etmemiz bize birçok başarı getiriyor. 2007 yılından beri iş birliği yaptığımız hazır giyim devi H&M tarafından, 2019 Tedarikçi Zirvesi’nde aldığımız ‘Sürdürülebilirliğe Bağlılık Ödülü’ bu başarılarımızdan biri. Sektörde daralmanın yaşandığı 2018 yılında Yünsa olarak sürdürülebilirlik yatırımlarımıza kararlılıkla devam ettik. H&M’nin RWS (Responsible Wool Standard) sertifikalı tedarikçisi olarak bu ödül, yaptığımız çalışmaların güzel bir göstergesi oldu.
“Bu ödüle Yünsa olarak layık görülmemizdeki en önemli faktörler, sürdürülebilirliği temel şirket prensibi olarak tüm iş süreçlerinde uygulamamız ve bu kapsamda enerji verimliliği, çevre ve atık yönetimi konusundaki çalışmalarımız ve projelerimizle sürdürülebilirlik hedefleri yönünde ilerlememiz” diyebiliriz.
‘Sürdürülebilirlik’ artık hayatımızın her alanında gördüğümüz bir kavram. Tekstil sektörü için de çok geniş bir kapsama sahip. Yünsa için ‘sürdürülebilirlik’ bu geniş tablonun neresinde yer alıyor, öncelikle hangi alanları kapsıyor?
2018 yılında enerji verimliliği projeleri ile birim ürün başına tüketilen toplam enerjiyi azaltarak 1 milyon 795 bin TL tasarruf sağlamayı başardık. Artan enerji verimliliği sayesinde iklim değişikliğine olumsuz yönde etkisi olan sera gazı emisyonlarının yoğunluğunu da azaltarak 150 ağacın bir yılda bünyesine alabileceği karbon dioksit miktarı kadar tasarruf sağlamış olduk.
Sahip olduğumuz Oeko-Tex® 100 Standardına uygunluk sertifikasının gerekliliklerine göre hareket ediyoruz. Üretim prosesimizde kullandığımız tekstil ürünlerinin insana ve çevreye zarar vermediğini bu şekilde belgeliyoruz. ZDHC programı doğrultusunda, üretim süreçlerimizde yasaklanmış olan hiçbir kimyasal kullanmıyoruz ve tedarikçilerimiz ile bu konuda yakın iş birliği yapıyoruz.
Dünyanın en prestijli ve yaygın çevre girişimi olarak kabul edilen CDP’ye (Carbon Disclosure Project-Karbon Saydamlık Projesi) 2010 yılından beri katılıyoruz. CDP raporlamalarımız ile karbon emisyonlarının yönetilmesi konusundaki hassasiyetimizi sürdürüyoruz.
Atıklarımızı türlerine göre sınıflandırıyor, atığın türüne ve yasal düzenlemelere uygun olarak kaynağında ayrı olarak topluyoruz, atığın türüne uygun lisanslı taşıma araçlarıyla taşıyoruz ve atıklarımızın lisanslı tesislerde geri kazanılmasını veya bertaraf edilmesini sağlıyoruz.
Ayrıca sürdürülebilir üretim amacıyla kurulan Sustainable Apparel Coalition (SAC)’ın geliştirdiği Higg Index Facility Environment Management (FEM) modülü ile de çevresel sürdürülebilirlik performansını ölçüyoruz. Enerji, su, atık su, emisyonlar, atık ve kimyasalların yönetimi ile ilgili konuları raporlayarak iyileştirme olanaklarını değerlendiriyoruz.
Sürdürülebilirlik, sizce şirketlerimiz tarafından yeterince benimsendi mi yoksa günübirlik hedeflerle mi ilerliyoruz?
Sürdürülebilirlik konusu Yünsa için elbette günübirlik planlar ve hedeflerle yönetilmiyor. Doğrudan yatırımlarımız, sağladığımız istihdam ve sektörde yetenekli çalışanların gelişimine katkımızla Türkiye ekonomisine değer katarken; faaliyetlerimizin ekonomik, sosyal ve çevresel etkilerini, Sabancı Grubu’nun etik ve sosyal sorumluluk ilkelerini temel alarak yönetiyoruz.
Bu doğrultuda temiz üretim odaklı, çevreye duyarlı ve sürdürülebilir bir iş modeli ile faaliyetlerimize devam ediyoruz. Yünsa Sürdürülebilirlik Departmanı tarafından uygulanan standartlar ve doğal kaynakları en verimli şekilde kullanma projelerimiz ile sürdürülebilirliği destekliyoruz.
 
Yünün sürdürülebilirliği
Özellikle yün konusunda sürdürülebilirliğin en önemli hedefleri neler olmalı?
Yünün sürdürülebilirliğinin yün talebi açısından kritik öneme sahip olduğunu düşünüyoruz. Bu kapsamda uyguladığımız standartlar ve doğal kaynakları en verimli şekilde kullanma projelerimiz ile bu alanda sürdürülebilirliği destekliyoruz.
Yünsa, koyunların yetiştirildiği çiftliklerden başlayarak nihai tüketiciye ulaşana kadar hayvan refahını ve hayvanların üzerinde otladığı arazinin iyi yönetilmesini gözeten Responsible Wool Standard (RWS) sertifikasına sahiptir. Yünsa’nın sahip olduğu Global Recycled Standard (GRS) ve Recycled Claim Standard (RCS) sertifikalarıyla ise; son üründe kullanılan geri dönüştürülmüş malzemeler tedarik zinciri boyunca izlenmekte ve doğrulanmaktadır.
Biz de dergimizin önceki sayısında yün başlığını kapağımıza taşıdık. Yün gibi doğal materyaller, sürdürülebilirlik açısından çok önemli. Ancak tüketici ayağında yüksek fiyatlar nedeniyle bir yandan da zorlayıcı. Sürdürülebilirliğin daha geniş kitlelere yayılabilmesi için maliyet faktörü nasıl dengelenebilir?
Günümüzde tüketiciler, gün geçtikçe, satın aldıkları ürünlerin sürdürülebilirliğini ve insan sağlığına etkisini daha fazla sorguluyor. Yünün doğal ve sürdürülebilir bir ham madde olması bu anlamda önemli. Yünün dikkat çeken özelliklerinden biri, vücut-çevre ilişkilerini en iyi şekilde ayarlayan değerli bir dokuma maddesi olması. Yün, vücut sıcaklığında meydana gelen değişikliklere tepki gösteren aktif bir elyaftır. Hava soğukken sıcak kalmanıza, hava sıcak olduğunda serinlemenize yardımcı olur. Kısacası genel kanının aksine, yün sadece kış aylarında değil dört mevsim giyilebiliyor.
Avustralya ve Yeni Zelanda’da yetişen merinos koyunları giyim için dokuma kumaş üretimine daha uygun olduğu için kalite standartlarımızı korumak adına doğru ham maddeyi tercih ediyoruz. Bu sebeple biz de bütün diğer üreticiler gibi yün ihtiyacımızı Avustralya ve Yeni Zelanda’dan karşılıyoruz. Türkiye’de yetişen koyunlardan elde edilen yünler dokuma kumaş üretimine uygun olmadığı için ham maddeyi Avustralya ve Yeni Zelanda’dan tedarik etmek durumundayız. Bu da hem maliyet artışına hem de tedarik süresinde uzamalara neden oluyor.
Burada en önemli nokta, yerli üretimin başlaması ve Türkiye’de dokuma kumaş üretimine uygun yün üretebilmemiz. Yünsa olarak yerli yün üretimi konusunu oldukça önemsiyoruz. Türkiye’de hem hayvancılık hem tarım anlamında ciddi bir potansiyel var ve yünün yerli üretimi yaygınlaştırılabilirse yün gibi doğal malzemeden yapılmış ürünlerin maliyeti düşecektir ve daha geniş kitlelerce ulaşılabilir olacaktır.
 
‘Gold Tedarikçi’ sertifikası
Yünsa’nın geri dönüşümlü malzemeye yaklaşımı nasıl?
Hem sektörün hem ülkemizin gelişerek güçlenmesi adına geri dönüşüme önem verilmesi gerekiyor. Biz geri dönüşümün sektöre ve Türkiye’ye kazandırdıklarının bilincindeyiz. Sürdürülebilir ürün yönetimimizin sonucu olarak oluşturulan geri dönüşüm malzemeli yeni kumaşlar üretiyoruz. Geri dönüşümü her daim süreçlerimize ekleyerek çalışmalarımıza devam ediyoruz.
Yünsa, geçtiğimiz yıl da H&M tarafından Gold Tedarikçi sertifikasına layık görüldü. Bu sertifika neyi ifade ediyor?
H&M tarafından verilen Gold Tedarikçi sertifikası, sürdürülebilirliği temel şirket prensiplerimiz arasında görerek, tüm iş süreçlerimizde uygulayarak ve kalite, hizmet alanlarında yüksek performans göstererek elde ettiğimiz bir sertifika. Bu sertifika bizi H&M ile stratejik bir ortak konumuna taşıdı. 
Son olarak, sürdürülebilirliğe önem veren bir firma olarak, sektörün diğer paydaşlarına vereceğiniz mesaj ne olur?
Yünsa’da olduğu gibi sürdürülebilirliği temel şirket prensibi olarak belirlemek çok büyük önem taşıyor. Sürdürülebilirlik uzun vadeli planlar ve hedeflerle yönetilmesi gereken ve aynı zamanda kararlılıkla atılan adımlardan oluşan bir süreç. Firmaların faaliyetlerinin ekonomik, sosyal ve çevresel etkilerini etik ve sosyal sorumluluk ilkelerini temel alarak yönetmeleri çok önemli.

Diğer Haberler