PERYÖN İnsan Yönetimi Kongresi

13-01-2020

27’nci PERYÖN İnsan Yönetimi Kongresi 21-22 Kasım 2019 tarihlerinde Lütfi Kırdar Kongre Merkezi’nde gerçekleşti. İş dünyasının büyük ilgi gösterdiği Kongre’ye, Sendikamızın desteği ile 18 üyemiz katıldı; 50’ye yakın oturumda 100 konuşmacı söz aldı. ‘Değişim’ temalı kongrede yapılan konuşmalar, özellikle gelişen teknoloji ile toplum 5.0, yapay zekâ, sürdürülebilirlik, doğanın korunması gibi başlıklar etrafında birleşti. 

Kongrenin açılış konuşmasını Türkiye İnsan Yönetimi Derneği (PERYÖN) Yönetim Kurulu Başkanı Berna Öztınaz yaptı. Öztınaz, 2019 yılında teknoloji, bilim ve sağlık alanlarında yaşanan gelişmelerin yanı sıra, ülkelerin değişen siyasi ve ticari dengelerdeki tutumu üzerinde durdu; “Dünya ticareti nereye gidiyor” sorusunu gündeme getirdi.
Öztınaz’ın açılış konuşmasından sonra sözü, İnsan Kaynakları ve Yönetimi yüksek lisansı olan İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu aldı. Daha yeşil ve daha demokratik bir İstanbul için gelecek planlarını paylaşan İmamoğlu, İstanbul’u, içinde yaşayan her insanın potansiyelini kullanacak bir şehir yapacaklarının altını çizdi.
Açılışta üçüncü konuşmayı ‘Ortak Değerler, Ortak Hayaller, Ortak Gelecek’ başlıklı konuşması ile Eczacıbaşı Holding Yönetim Kurulu Başkanı Bülent Eczacıbaşı gerçekleştirdi. Eczacıbaşı, geçmişten bugüne kurumların yapısının, çalışanlarının ve yönetiminin değişimi üzerine odaklandı. Deneyimli iş adamı, kurumların giderek daha analitik, yaratıcı ve çözüm odaklı çalışanlara ihtiyaç duyan, organik ve esnek modeller içeren iş yerlerine dönüştüğünü vurguladı. Eczacıbaşı konuşmasında, eski usul emir odaklı yönetim şekli yerine motivasyon odaklı bir yönetim ile daha büyük işler başarıldığının örneklerini verdi.
Açılış bölümü Google Davranışsal İnovasyon Başkanı Sam Dickinson’ın ‘Dijital Dönüşüm Paradoksu’ başlıklı konuşması ile sonra erdi. Dickinson, “Bir kişinin iyi bir işe alım olduğunu anlamak için kaç kere iş alımı yapmak gerekir” sorusunu Google bakış açısından değerlendirdi.

“Son 10 yılımız olabilir”
Kongre’nin konuşmacılarından biri BigChefs Yönetim Kurulu Başkanı Gamze Cizreli’ydi. Yakın zamanda Birleşmiş Milletler’in (BM) küresel ısınma, sürdürülebilirlik, açlık, cinsiyet eşitliği gibi konularda kalkınma planı hazırlamak amacıyla düzenlediği toplantıya katılan Cizreli, burada belirtilen önemli istatistikleri katılımcılarla paylaştı:
• Dünyada üretilen gıdanın dörtte biri çöpe atılıyor. Boşa giden yiyeceklerin yarısı, tarladan rafa konulana kadarki süreçte israf oluyor. Kalanı, özellikle otellerde ve restoranlarda boşa gidiyor.
• Dünyada 815 milyon kişi her gece yatağa aç giriyor.
• İstanbul merkezde 10 bin kişi sıcak yemeğe ulaşamadan uyuyor.
• Türkiye’de 2019 yılında 37 milyar dolarlık gıda boşa gitti ve atık oldu. Türkiye’de cari açık 21 milyar dolar.
• Türkiye, kadın istihdamında 140 ülke arasında 130’uncu sırada yer alıyor.
Cizreli, BigChefs olarak pipet kullanımını kaldırma, geri dönüşümlü peçete kullanma, artan günlük çorbaları evsizlere dağıtma, yemek artıklarını sokak hayvanlarına verme gibi küçük değişimlerle ciddi miktarda enerji ve su tasarrufu sağladıklarını, bunun yanında açlık sorunuyla mücadele eden insanlara ve hayvanlara destekte bulunarak israfı azalttıklarını belirtti.

Y ve Z jenerasyonlarını heyecanlı tutmak
Ekonomist-girişimci Mert Yıldız ile Commencis Kurucu Ortak & CEO’su, Girişimci ve Yatırımcı Fırat İşbecer’in sohbet halinde geçen oturumunda aşağıdaki tespitlere yer verildi:
• Y ve Z kuşakları dijital bir dünyada büyüdü. Z kuşağından bir birey, mezun olduktan sonra çalışma hayatının ilk beş yılında ortalama sekiz kez iş değiştiriyor. Bu jenerasyonlar daha girişimci bir ruha sahip ve çalıştıkları yere daha az aidiyet hissediyor.
• Y ve Z jenerasyonlarının iki temel özelliği var. Birincisi, daha özgürlükçü bir yapıya sahipler. İkincisi, ne yapmak istediklerini bilmiyorlar ama ne yapmak istemediklerini biliyorlar.
• Eskiden doğduğun şehir, okuduğun okul, kim veya nasıl bir insan olacağın konusunda çok etkiliydi. Ancak bir Z kuşağı bireyi telefonu ve internet sayesinde Güney Kore’de yaşayan ve onun mantığına daha uyan birisiyle oyun oynayıp, arkadaşlık kurabiliyor. Yani artık onlar için bulundukları çevreye göre bir birey olma zorunluluğu yok. Yeni kuşak istediği bir toplulukta, telefonu ve interneti kullanarak, yan yana olmaya gerek duymadan yer alabiliyor. Bu zihniyette yetişen genç neslin kurumsal bağlılığını artırmak için kendilerine değerli olduklarını hissettirmek, fikirlerini sormak, teknolojik bir çalışma ortamı ile ortak bir kültür yaratmak gerekiyor.

Microsoft insan odaklılık kültürü ve İnsan Kaynaklarında dijitalleşme
Microsoft İnsan Kaynakları Yöneticisi Kemal Özel, Kongre’de şirketin uyguladığı insan odaklı dijital dönüşümü anlattı. Özel’in konuşmasından notlarımız şöyle: Microsoft’un tarihindeki üçüncü CEO olan ve 2014’te göreve geldiğinden bu yana yaptığı değişikliklerle şirketin değerini 1 trilyon doların üzerine taşıyan Satya Nadella’nın yaptığı en önemli dönüşüm ‘şirket kültürü’ oldu. Çoğulcu, kapsayıcı bir ekip kültürü yaratıldı ve “Şirket için ne yaptın” sorusundan “Toplum için ne yaptın” sorusuna geçildi. Geleneksel şirket kültüründe “Bilgi güçtür, bu gücü kimseyle paylaşma” öğretisi hakimken, yenilikçi kültürde “Bilgiyi paylaş, birlikte başar” anlayışı görülüyor. Bu sebeplerle, artık performans değerlendirmelerinde, çalışanın kişisel hedeflerini tutturup tutturmadığına değil, takım arkadaşlarına ve topluma etkisinin, faydasının olup olmadığına bakılıyor.
Microsoft’un teknolojik gelişmelerle ilgili öngörüsü ise, yakın bir dönemde herkesin yazılım geliştirebileceği ve yazılım mühendisliği trendinin azalacağı yönünde. Buna göre, tüm aplikasyonlar düşük düzeyde kodlama becerisi gerektiren alt yapılara (low-code) sahip olacak ve herkes Word, Excell programlarını kullanır gibi, ihtiyaç duyduğu mobil aplikasyonu yazabilecek.


Diğer Haberler