AB Tekstil Gündemi: 21’inci yüzyıla uygun bir ticaret stratejisi

04-11-2019

Strateji Belgesi, AB kurumlarına ve iş dünyasının önde gelen örgütlerine Brüksel’de tanıtıldı. Avrupa Komisyonu Ticaret Komiseri Cecilia Malmström’ün de katıldığı toplantıda öne çıkan notları bu sayıda sizler için derledik.
AB’de 2019’un değişim yılı olacağını, Birlik’in kurumlarında kritik üst düzey pozisyonlara yeni isimlerin atanacağını daha önceki yazılarımızda paylaşmıştık. AB’de yasa yapma mekanizmasının en önemli organlarından Avrupa Komisyonu Başkanlığı da en tepe pozisyonlardan biri. Temmuz ayında bu pozisyona aday gösterilen Almanya Savunma Bakanı Ursula von der Leyen ismi, Avrupa Parlamentosu’nda da oylandı. Yaz boyunca diğer Komisyon üyelerinin şekillenmesinden sonra, sonbaharda mevcut Komisyon’un görevini bu yeni ekibe bırakması bekleniyor.
Avrupa iş dünyasının en kapsamlı temsilcisi BusinessEurope (Avrupa İş Dünyası Konfederasyonu) da yeni oluşacak Avrupa Komisyonu’na ticaret konusunda önerilerini ‘21’inci Yüzyıla Uygun Bir Ticaret Stratejisi’ adlı bir belge ile paylaştı. BusinessEurope’ta Türkiye, TİSK ve TÜSİAD aracılığı ile temsil ediliyor. Sendikamız da bu kurumlarla iş birliği neticesinde BusinessEurope’un etkinliklerini takip ediyor ve ürettiği bilgiye erişiyor. Bu sayede Strateji Belgesi’nin, Brüksel’de, 8 Temmuz’da AB kurumlarına ve iş dünyası örgütlerine tanıtımının yapıldığı toplantıda hazır bulunduk. Avrupa Komisyonu Ticaret Komiseri Malmström’ün de katıldığı toplantıda öne çıkan notları bu sayıda sizler için derledik:
• ABD ve Çin arasında yaşanan ticari gerilim tüm tartışmaların odak noktasındaydı. Uzmanlar, Avrupa gözünden konuya baktıklarında her ne kadar Çin’in haksız rekaket uygulamalarına karşı ABD’nin kendini savunma hakkını kabul etse de, uyguladığı kısasa kısas (tit-for-tat) yönteminden hiç memnun olmadıklarını ve bunun küresel ticarete zarar verdiğini ifade ettiler. Çin’in 2001’de Dünya Ticaret Örgütü’ne (DTÖ) katıldığında, tüm dünya ticaretine dinamizm ve büyüme sağladığını ve bundan tüm dünyanın faydalandığını; fakat daha sonra reform taahhütlerini yerine getirmediğini belirttiler. Pazara erişim engelleri ve etik olmayan teknoloji transferleri, şikayet edilen konuların bazıları.
• Dünya Ticaret Örgütü’nün, kurallara dayalı ticaretin (rule-based trade) sağlanması için çok önemli bir kurum olduğu, fakat fonksiyonunu kaybettiği ve reformlarla tekrar ayağa kalkması gerektiği vurgulandı.
• AB’nin dünya ticaretinde lider bir rol oynaması gerektiği; insan hakları, çalışan hakları ve çevre konusundaki değerleri dünyaya yaymak için ticareti bir araç olarak kullanmaya devam etmesi gerektiği; çok taraflılık (multilateralism), şeffaflık ve kurallara dayalı ticaret prensiplerinden ödün verilmemesi gerektiği pek çok kez dile getirildi.
• Tüm bu Avrupa prensiplerinin yeni nesil Serbest Ticaret Anlaşmaları (STA) ile dünyanın kalanına yayılması ve hatta sürdürülebilirlik prensiplerinin (ILO ve Paris İklim Anlaşması çerçevesinde) STA’ların içine entegre edilmesi gerektiği ifade edildi. Yeni nesil STA’lara örnek olarak 2011’den bu yana yürürlükte olan AB-Güney Kore STA’sı gösterilebilir. AB, Güney Kore’nin sosyal haklar konusunda taahhütler de içeren Anlaşma’nın şartlarına uymadığı konusunda sık sık uyarılar yapıyor. Bu konuda öne çıkan şartlar, Güney Kore’nin örgütlenme ve toplu pazarlık konularında, ilgili Uluslararası Çalışma Örgütü (ILO) Konvansiyonlarını uygulamaya geçirmesi ve çalışma yasalarını ILO standartlarına getirmesi. Özellikle STA ya da GSP (Generalized System of Preferences / Genelleştirilmiş Tercihler Sistemi) gibi avantajlar tanınan Brezilya, Vietnam, Kamboçya’nın çalışma koşulları sicilinin çok kötü olduğunun ve Avrupalı işletmelerin bu ülkelerle adil olmayan şartlarda rekabet etmek zorunda kaldıklarının altı çizildi.

İlk 100 gün beklentisi
Yine bu kadro değişikliği ile ilişkili olarak BusinessEurope, yeni Komisyon Başkanı’nın seçilmesi üzerine AB iş dünyasının yeni Komisyon’dan ilk 100 günde beklediği 50 eylemi de açıkladı. Bunlar özetle şöyle sıralanabilir:
• Kural-bazlı ticareti savunmak ve korumacılıkla mücadele etmek
• AB’nin başlıca rakipleri karşısında Avrupa çıkarlarını korumak için gerekli organizasyon yapısını oluşturmak; kararlı bir AB ticaret gündemi oluşturmak
• DTÖ Temyiz Organı’nın Aralık 2019’da işleyemez hale gelecek olmasının önüne geçmek için gerekli önlemleri almak
Bilindiği üzere, DTÖ Anlaşmazlıkların Halli Mekanizması’nın en önemli organlarından Temyiz Organı dört yıllık görev süresi için seçilen yedi üyeden oluşuyor. Fakat bir süredir ABD’nin seçim prosedürünü bloke etmesi sebebiyle, görev süresi dolan üyeler yerine atama yapılamıyor. Şu anda Çin, Hindistan ve ABD’den olmak üzere üç üye bulunuyor ve Temyiz Organı’nın karar alabilmesi için gereken minimum üç üye sayısı sağlanıyor. Hindistan ve ABD’li üyelerin görev sürelerinin 2019 sonunda bitmesi ile tek üye kalacak ve bu organ işlevini yitirmiş olacak. Bu, DTÖ’nün Anlaşmazlıkların Halli Mekanizması’nın tümünü ve hatta DTÖ’nün işlevini riske atan bir durum yaratacak.
• ABD ile ticarette iki ana sorun üzerinde çalışmak: Endüstriyel ürünlere uygulanan gümrük vergileri ve gümrüklerde uygunluk belgesi değerlendirmeleri
• Çin’in 21’inci AB-Çin Zirvesi’nde ifade ettiği taahhütleri yerine getirmesini sağlamak: Avrupalı şirketlerin Çin pazarına girişini kolaylaştırmak, Kapsamlı Yatırım Anlaşması gibi
• AB-Vietnam ve AB-Mercosur STA süreçlerini tamamlamak
• AB şirketlerinin, aktif oldukları bölgelerde üçüncü ülkelerin uyguladığı yaptırımlardan korunmalarını ve meşru işlerine devam etmelerini sağlamak (burada açıkça belirtilmemekle birlikte, İran’a atıf yapıldığı düşünülebilir)
• Avrupa refahını yükseltmek için ticaret ve yatırımın önündeki sınır engellerini tamamen kaldırarak Tek Pazar’ı güçlendirmek
• Teknolojide özellikle Çin ve ABD’den gelen baskılara karşın dünya liderliğini geri kazanmak için araştırma, geliştirme ve inovasyonu desteklemek
• Horizon Europe Araştırma Programı için 120 milyar Euro bütçe talebini savunmak
• Start-up’ların gelişimi için gerekli ortamı hazırlamak ve KOBİ’lerin dijital dönüşümünü desteklemek
• Avrupa endüstri ve hizmetler değer zincirlerinin ABD ve Çin gibi güçlerle rekabet etmeleri için stratejik sanayi politikaları belirlemek
• Rekabet gücünü ve enerji arzı güvenliğini kaybetmeden 2050’ye kadar climate neutrality (net sıfır sera gazı emisyonu) sağlamak
• Üyeler arasında ekonomik ve sosyal uyumu sağlamak
• AB düzeyinde sosyal diyaloğu desteklemek
• İş gücü piyasası, eğitim ve sosyal güvenlik alanlarında, üye ülkelerin standartları yerine getirmelerini sağlamak; bunun için gerekli desteği vermek
• Göçü daha iyi yönetmek
• Schengen Bölgesi’nde serbest dolaşımı güvence altına almak üzere, ortak bir iltica sistemi üzerinde çalışmak
• İş gücü piyasasının ihtiyaçları doğrultusunda yasal göçün önemini kavramak
• Anlaşmasız Brexit’ten mümkün olduğunca kaçınmakla birlikte, bu ihtimale karşı Avrupa şirketlerinin olumsuz etkilenmemesi için önlemler almak


Diğer Haberler